Suriye'de Savaş Suçu Belgeleri
Suriye'de, Esed rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen fotoğrafların yayınlanmasıyla birlikte, daha önce başta Bosna Hersek olmak üzere dünyanın değişik yerlerinde insanlığa karşı işlenen savaş suçları için harekete geçen Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) göreve çağrıldı Eski Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Şaçirbegoviç: "Esed'in Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gerekiyor.
Kayhan Gül - Suriye'de, Esed rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen fotoğrafların yayınlanmasıyla birlikte, daha önce başta Bosna Hersek olmak üzere dünyanın değişik yerlerinde insanlığa karşı işlenen savaş suçları için harekete geçen Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) göreve çağrıldı.
Bosna savaşı sırasında Bosna Hersek'in Birleşmiş Milletler'deki (BM) büyükelçisi olan eski Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Muhamed Şaçirbegoviç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Beşşar Esed'in Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gerekiyor. Aksi halde Suriye'de de Slobodan Miloşeviç yönetimindeki Sırbistan'da yaşanan senaryonun benzeri tekrarlanabilir" dedi.
Eski Yugoslavya topraklarında yaşanan savaşlarda, savaş suçu işleyen birçok kişinin yargılandığı Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (ICTY) kurulmasında büyük pay sahibi olan Şaçirbegoviç, ülkesinde birçok kötülük ve suçun işlendiği Esed'in de UCM'nde yargılanması gerektiğini söyledi.
Esed'in yakın zamanda uluslararası mahkeme önüne çıkarılmaması halinde, Suriye'ye daha çok zarar vereceğini vurgulayan Şaçirbegoviç, şunları kaydetti:
"Esed'in, Suriye'ye daha fazla zarar vermesini bekleyebiliriz, tıpkı Miloşeviç'in Sırbistan'a verdiği zarar gibi. Unutmayın ki Kosova'nın Sırbistan'dan ayrılmasının nedeni Miloşeviç'tir. Yine aynı Miloşeviç, daha sonra Karadağ'ın da Sırbistan'dan ayrılmasının nedenidir. Kısacası, bu bir nevi ülkenin parçalanmasıydı. Suriye de bugün gelinen noktada parçalanmak için yeterli olgunluğa ulaşmıştır. Esed ve bazı radikaller, bu savaşı, mezhep savaşına dönüştürdü. Bu ise bazılarının hedefiydi zaten."
-Yeni bir ICTY'ye gerek yok
Suriye'deki savaş suçlularının yargılanması meselesine değinen Şaçirbegoviç, bugün UCM'nin bulunduğunu ve ICTY örneğine benzer yeni bir "ad hoc" (amaca özel) mahkemenin kurulmasına ihtiyaç olmadığını söyledi.
Yeni bir "ad hoc" mahkemenin kurulması için BM Güvenlik Konseyi'nin onayının gerekli olduğunu kaydeden Şaçirbegoviç, ICTY deneyiminin ise bu konudaki birçok eksikliği ve sınırlamayı ortaya çıkardığını, çünkü bu 'geçici' mahkemenin her zaman "acaba büyük güçler, mahkemenin çalışmaya devam edebilmesi için gerekli bütçeyi onaylayacak mı" korkusunu yaşadığını kaydetti.
Şaçirbegoviç, "Suriye için yeni bir ICTY'ne ihtiyaç duyduğumuzu söyleyemem. Suriye konusu ile ilgili olarak, UCM var. UCM, Suriye konusundaki incelemeleri üstlenebilir. Öte yandan, eğer bir Suriye mahkemesi, bir konuyu ele alırsa, UCM bu konuya müdahil olmayacaktır. Çünkü UCM, yerel mahkemelerin tarafsız kalamayacakları ya da süreci yürütemeyecekleri noktada davalara müdahale eder" diye konuştu.
Adaletin sadece kendisi için değil, aynı zamanda Suriye'nin geleceği için de önemli olduğunu söyleyen Şaçirbegoviç, sözlerine şöyle devam etti:
"Mahkeme, politik Suriye'nin geleceğinin kim olacağı sorusuna da cevap vermelidir. Çünkü, bunca cinayet ve kanun ihlallerinin ardından BM Güvenlik Konseyi'nin kararı beklenmemelidir. Eğer BM Güvenlik Konseyi'nin kararı beklenirse, o zaman bu bazı büyük ve küçük güçlerin oyunlarını beklemek anlamına gelir. Ancak bu süreçte, kurbanlar hayatlarından olmaya devam ederler. Bu oyunda, 'pazarlık aracı' halinde gelmiş ülkenin vay haline. Adalet, sadece diplomasi ve siyasetin hizmetkarı olmamalı, adalet bu noktada en önemli konudur."
ICTY'nin kurulması aşamasında Bosna Hersek'in yüzleştiği sorunlara da değinen Şaçirbegoviç, ICTY'nin adaleti sağlamak için kurulmadığını, mahkemenin sadece Bosna Hersek'e müdahale edilmemesi, Slobodan Miloşeviç, Radovan Karaciç ve Ratko Mladiç'in durdurulmaması için kurulmuş bir 'bahane' olduğunu savundu.
Şaçirgeboviç, "1992 yılında Bosna Hersek'te yaşanan katliamları dünyaca ünlü medya kuruluşları üzerinden yayınladığımızda, bu büyük devletler üzerinde baskı kurmuştu. Bazı Avrupa devletleri, askeri müdahale yerine, savaş suçlularının yargılanacağı bir mahkeme kurulmasını gündeme getirmişti. Eğer mahkeme kurulursa, bunun askeri müdahale yapılması yönündeki baskıları azaltacağı düşünülüyordu. Yine de BM Güvenlik Konseyi'nin mahkemenin kurulması için onay vermesi bir yıl aldı" diye konuştu.
-Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi
Eski Yugoslavya'nın 1990'lı yıllarda dağılması sürecinde özellikle Bosna Hersek'te işlenen katliamlar, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi bünyesinde Eski Yugoslavya Uluslarası Ceza Mahkemesi'nin kurulmasına yol açtı. Avrupa'nın ortasında insanlığın utanç tablosu olan soykırım, sistematik tecavüzler ve yıkımlar, 1 Mart 1992 tarihinde Bosna Hersek'in eski Yugoslavya'dan ayrılması için aldığı referandum kararıyla başladı. Referandumda, ülkede yaşayan Boşnak ve Hırvatlar, Bosna Hersek'in eski Yugoslavya'dan ayrılarak, bağımsız olması için oy kullandı. Referandumun ardında bağımsızlığını ilan eden Bosna Hersek'e karşı, Radovan Karaciç ve Ratko Mladiç önderliğindeki Sırp birliklerince savaş başlatıldı.
14 Aralık 1995 tarihinde, savaşı sona erdiren Dayton Barış Antlaşması'nın imzalanmasına dek devam eden savaşta, 110 bine yakın insan hayatını kaybederken, 50 binin üzerinde kadın sistematik tecavüze uğradı, 2 milyondan fazla insan ise göç etmek zorunda kaldı. Yaklaşık 3,5 yıl devam eden savaşın en büyük katliamı, 11 Temmuz 1995'te, Sırp birliklerinin ülkenin doğusundaki Srebrenitsa'ya girmesinin ardından gerçekleştirildi. Daha sonra, BM tarafından soykırım olarak kabul edilecek Srebrenitsa'da, 8 binin üzerinde Boşnak erkek katledildi.
Savaşın son yılına kadar, yaşanan katliamlara sessiz kalan uluslararası toplum, 28 Ağustos 1995 tarihinde, Saraybosna'daki Markale Pazaryeri'ne yapılan ve 37 kişinin hayatını kaybettiği katliamın ardından harekete geçerek, 30 Ağustos 1995'te NATO uçakları, Bosna Sırp Cumhuriyeti'ndeki bazı hedefleri bombaladı.
Bosna'daki savaş devam ederken, 25 Mayıs 1993'te, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararıyla, 1991 yılından itibaren, eski Yugoslavya topraklarında savaş suçu, insanlığa karşı suç ve diğer insan haklarını ihlallerini cezalandırmak amacıyla, Lahey'de Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) kuruldu.
BMGK tarafından, Nünberg ve Tokyo savaş suçları mahkemeleri örnek alınarak kurulan mahkemede, aralarında devlet başkanları ve üst düzey askeri yetkililerin de bulunduğu 161 kişi hakkında dava açıldı, 69 kişi hakkında hüküm verildi. Halen aktif olan mahkemede, 25 davanın görüşülmesine ise devam ediliyor.
Mahkemede yargılanan en önemli isimler arasında, eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç bulunuyor. Bosna Hersek'in yanı sıra Hırvatistan ve Kosova'da da ağır savaş suçları işlediği gerekçesiyle yargılanan Miloşeviç, davası tamamlanmadan 2006 yılında Lahey'de kaldığı hapishanede hayatını kaybetmişti. Bosnalı Sırpların lideri Radovan Karaciç ve eski komutan Ratko Mladiç'in davası ise halen devam ediyor.
-Sierra Leone Özel Mahkemesi-
Batı Afrika'nın Sierra Leone Cumhuriyeti'nde 30 Kasım 1996 yılından sonra yaşayan iç savaşta, savaş suçları ve insanlığa karşı suçları sorumluları yargılamak için kurulan "Sierra Leone Özel Mahkemesi" kuruldu.
Dönemin Sierra Leone Cumhurbaşkanı Ahmad Tejan Kabbah, 12 Haziran 2000 tarihinde dönemin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan'a bir mektup göndererek, uluslararası toplumdan savaş sırasındaki katliam sorumlulularının yargılanmasını istedi. BM Güvenlik Konseyi, aynı yılın Ağustos ayında aldığı karar ile Sierra Leone hükümetiyle, ülkede özel mahkemenin kurulması için görüşmelere başladı.
BM ve Sierra Leone Hükümeti, 16 Ocak 2002 yılında mahkemenin kurulması için anlaşma imzaladı. Mahkeme Sierra Leone'nin başkenti Freetown'da bulunuyor.
Sierra Leone'deki iç savaş, hükümet ve dönemin Liberya Cumhurbaşkanı Charles Taylor tarafından desteklenen Devrimci Birleşik Cephe (RUF) arasında 1991 yıllında çıkan çatışmayla başladı.
Çatışmaların başında, yolsuzluk yapan hükümete karşı silahlı mücadele başlatan RUF'un, kısa süre sonra tek amacının ülkedeki elmas madenlerini kontrol etmek olduğu anlaşıldı. 1996 yılından sonra Sierra Leone'deki en büyük elmas madenlerini kontrol altına alan RUF üyeleri, ardından başkent Freetown'u da kontrol altına aldı. Dehşet ve terör saçan RUF üyeleri, kentlerden kendilerine katılmayı reddeden erkeklerin ellerini kesmeleriyle biliniyordu. Bu nedenle bugün Sierra Leone'de yaklaşık 30 bin elsiz insan yaşıyor.
Savaş, 2000 yılında İngiltere ve Gine güçlerinin Sierra Leone'ye müdahalesiyle sona erdi. Ülkenin tüm altyapısının neredeyse yok olduğu savaş sırasında, yaklaşık 50 bin kişi hayatını kaybetti, 2 milyonu insan ise yerlerinden edildi. - Federation of Bosnia and Herzegovina