Sürdürülebilirlik üniversitelerin rekabet alanlarından biri haline geliyor
GÜLSELİ KENARLI - Üniversiteleri, hayata geçirdikleri sürdürülebilir uygulamalara göre derecelendiren "UI GreenMetric Dünya Yeşil Üniversiteler Sıralama Sistemi"nde Türk yükseköğretim kurumlarının daha üst sıralarda yer alabilmesi için rapor hazırlayan akademisyenler, uzun...
GÜLSELİ KENARLI - Üniversiteleri, hayata geçirdikleri sürdürülebilir uygulamalara göre derecelendiren "UI GreenMetric Dünya Yeşil Üniversiteler Sıralama Sistemi"nde Türk yükseköğretim kurumlarının daha üst sıralarda yer alabilmesi için rapor hazırlayan akademisyenler, uzun vadede yeşil yönetim anlayışının olduğu okulların daha fazla ön plana çıkacağını söyledi.
Endonezya Üniversitesi, 2010'dan bu yana çevresel, toplumsal ve ekonomik açıdan sürdürülebilir yaşam tarzını benimseyerek, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen ve bu alanda liderlik eden yükseköğrenim kurumlarını, geliştirdiği "UI (University of Indonesia) GreenMetric Dünya Yeşil Üniversiteler Sıralama Sistemi" ile derecelendiriyor.
Dünya genelinde bu alanda en çok kabul gören derecelendirme çalışmalarından biri olan sistemin ölçümleri, Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında oluşturulan 17 ana başlık çerçevesindeki göstergelerin 6'sı baz alınarak gerçekleştiriliyor.
Üniversiteler, gönüllü katıldıkları ölçüm sisteminde 10 bin tam puan üzerinde değerlendirilirken puanlamanın yüzde 15'i yapı ve altyapı, yüzde 21'i enerji ve iklim değişikliği, yüzde 18'i atık yönetimi, yüzde 10'u su kullanımı, yüzde 18'i ulaşım ve yüzde 18'i eğitim üzerinden yapılıyor.
Değerlendirmeye 2022'de dünya genelinde 1050, Türkiye'den ise 83 üniversite katılırken, 2023'te dünyadan 1183, Türkiye'den ise 98 üniversite listede yer aldı.
Ölçümlere geçen yıl Türkiye'den katılan 83 üniversiteden 5'i, bu yıl katılan 98 üniversiteden ise 6'sı ilk 100'e girdi. İlk 200 içindeki 9 Türk üniversitesi, yapı ve alt yapı, enerji ve iklim değişikliği, atıklar, su ve eğitim başlıklarının tümünde puanlarını bir önceki yıla göre artırdı.
Geçen yıl 8 bin 585 puanla 47'inci sırada bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi, bu yıl 8 bin 635 puanla 46'ıncı sıraya yükselirken değerlendirme kriterlerinde en yüksek puanı eğitim ile enerji ve iklim değişikliği başlıklarında aldı.
Türkiye'den en yüksek ikinci puanı, listenin 63'üncü sırasındaki Yıldız Teknik Üniversitesi alırken, Erciyes Üniversitesi 85'inci, Özyeğin Üniversitesi 89'uncu, Ege Üniversitesi 96'ıncı, Yeditepe Üniversitesi ise 98'inci olarak ilk 100'e girmeyi başardı.
"Türk üniversiteleri su kullanımı ve geri dönüşüm konusunda iyi"
Doğuş Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ön Lisans Programı Başkanı Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Reklam Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Zeybek, Türkiye'den ölçümlere katılan üniversitelerle ilgili "Üniversitelerin Sürdürülebilirliği: UI GreenMetric ve Türkiye'deki Üniversitelerin Değerlendirilmesi" başlıklı bir rapor hazırladı.
Raporda, Türk üniversitelerinin listedeki durumlarıyla ilgili değerlendirmelere yer verilirken, üniversitelerin kendilerini hangi alanlarda geliştirmeleri gerektiği konusunda da öneriler yer alıyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Öztürk, ölçümlerin ciddi bir rekabete dönüştüğünü belirterek, "Üniversiteler eğitim sisteminin en üstündeler, birbirleri ile rekabet halindeler ve hem toplumu yönlendirme hem de kendi kaynaklarını sağlama gibi noktalara çok önem veriyorlar." dedi.
Türkiye'de toplam 208 üniversite bulunduğunu, ölçüme katılanların sayısının az olduğunu ifade eden Öztürk, üniversitelerin sürdürülebilirlik konusuna daha fazla odaklanması gerektiğini dile getirdi.
Öztürk, şöyle devam etti:
"Sıralamaya Türkiye'den 2023'te katılan üniversitelerin özellikle su kullanımı ve geri dönüşüm konusunda iyi olduğunu, enerji ve iklim değişikliği kriterinde ise daha düşük puanlar aldıkları görülüyor. Bu alanlara yatırım yapılması önem taşıyor. Doğa dostu bir üniversite olabilmek için kent ile iletişimde olan bütün paydaşların gelişmesine katkıda bulunan bir üniversite olmak çok önemli. Gelecek nesilleri düşünerek paydaşlarla güçlü bir iletişim kuran üniversiteler sürdürülebilirliği daha güçlü hale getirecek."
"Yeşil kampüsler, bulundukları şehrin ekosistem anlayışına da katkı sağlıyor"
Doç. Dr. Burcu Zeybek ise sürdürülebilir üniversitenin, temelde kendine yetebilen, çevresel, sosyal ve sosyoekonomik açıdan meydana gelebilecek sorunları en aza indirgemeye çalışan, toplum için sürdürülebilir yaşam konusuna önderlik eden yükseköğretim kurumu olduğunu aktardı.
Çalışmalarını topluma da entegre edebilen üniversitelerin aslında itibarlı olacaklarını ve toplum nezdinde bilinirliklerinin artacağını vurgulayan Zeybek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dünyada birçok üniversite artık güçlü, itibarlı, markalaşmış kurum imajı için dünyayı, çevreyi, toplumu dikkate alarak çalışmalarına ağırlık veriyor, toplumsal faydayı önceliklendiriyor ve bu yönde birimler oluşturuyor. Yapılan çalışmaların, sadece akademisyen ve bilim insanı camiasına değil, herkese ulaşabiliyor olması lazım. Üniversiteler, başarılı öğrencilerin kendilerini tercih etmesi için rekabet halinde. Artık daha uzun dönemde doğal kaynakları israf etmeyen, çevreye ve insana zarar vermeden hareket etmeyi amaçlayan, yeşil yönetim anlayışının olduğu üniversiteler öne çıkacak."
Üniversite kampüslerinin sadece eğitimden ibaret kurumlar olmadığını, aynı zamanda öğrencilerin kendilerini sosyal olarak gerçekleştirebilecekleri, yetkinliklerini fark ettikleri keşif alanları olduğunu kaydeden Zeybek, kampüslerin sürdürülebilir hale getirilmesinin çevresindeki birimlere ve şehirde yaşayanların hayatına katkı sağlayacağı görüşünü paylaştı.
Zeybek, "Üniversiteler farkındalık ve bilincini genişleterek bağlı bulundukları şehirde, şehir yöneticilerinde bilinci artıracak. Bir üniversitenin örnek olarak yeşil kampüs standartlarını yerine getiriyor olması o şehrin de yeşil çevre ekosistemi anlayışına katkı sağlıyor." diye konuştu.
Zeybek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Günümüzde öğrenciler proje, araştırma bazlı birçok eğitimden geçiyor, ortaokul öğrencileri bile sürdürülebilirlik alanında TÜBİTAK projeleri hazırlıyor. Gelen kuşak artık evde farkındalık seviyesine ulaşarak hayata başlıyor. Bundan 50 yıl sonra iklim değişikliğini daha fazla tartışacağız. 'Keşke' demememiz gereken bir dünya için sürdürülebilirlik çalışmalarını yapmamız gerekiyor."