Haberler
Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Komisyonda gerginlik! Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler salonu terk etti

CHP'li vekilin sözleri sonrası Bakan Güler salonu terk etti

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Şüpheli Korgeneralin "Darbecilere Karşı Mücadele Ettiği" İddiası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki olaylara ilişkin hazırlanan iddianamede, şüpheliler arasında yer alan eski Korgeneral Yıldırım Güvenç, 15 Temmuz'da darbecilere karşı mücadele ettiğini, Akıncı...

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki olaylara ilişkin hazırlanan iddianamede, şüpheliler arasında yer alan eski Korgeneral Yıldırım Güvenç, 15 Temmuz'da darbecilere karşı mücadele ettiğini, Akıncı Üssü'nde alıkonulan komutanları kurtardığını, ancak darbecilerin sözde atama listesinde TRT Genel Müdürü olarak yer alması nedeniyle tutuklandığını iddia etti.

İddianamede, eski Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanı Korgeneral Yıldırım Güvenç, şüpheliler arasındaki en yüksek rütbeli asker oldu.

Güvenç'in, iddianamede yer alan ifadesinde, 15 Temmuz günü saat 22.00 sıralarında Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığında Kurmay Başkanı vekili olarak görev yapan Kurmay Albay Ömer Faruk isimli şahsın kendisini arayarak, "Genelkurmay Başkanlığından gelen mesajda sıkıyönetim ilan edildiği bilgisinin yer aldığını" kendisine söylediğini aktardı.

Mesajda kimin imzası bulunduğunu sorduğunu, "Tuğgeneral Mehmet Partigöç'" cevabını alması üzerine, küfürlü yanıt verdiğini ileri süren Güvenç, lojmanına gelen makam aracının flaması ve yıldızlarını sökerek Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığına geçtiğini, harekat merkezine gidip emir komutayı devraldığını, Genelkurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı harekat merkezini aradığını ancak hiçbirine ulaşamadığını iddia etti.

-"Salak salak dolaşan zırhlı araçların kışlaya dönmesi emri"

Eğitim Doktrin Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu'na da ulaşamaması üzerine Ankara Garnizonunda en kıdemli generalin kendisi olduğunu anladığını ifade eden Güvenç, zırhlı birlikleri aradığını "sağda solda salak salak dolaşan zırhlı araçların kışlaya dönmesi emri" verdiğini anlattı.

Darbeci Kara Kuvvetleri Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in zırhlı birliklere gittiğini öğrenmesinin ardından Kırker'i aradığını ona da "Derhal komutayı bırakıp teslim olmasını, fakir milletin parasıyla alınan tank, zırhlı aracın milletin üzerine doğrultulmasının hesabının sorulacağını" söylediğini savunan Güvenç, Kırker'in kendisine bunun "konseyin kararı olduğu" cevabını verdiğini aktardı.

Güvenç, Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı ile telefonda görüştüğünü, onun da kendisine "Darbeci Semih Terzi'nin adamlarıyla beraber Özel Kuvvetler Komutanı makamına gittiklerini ve artık Özel Kuvvetler Komutanının kendisi olduğunu söylediğini, şehit olan Ömer isimli emir astsubayı ile telefonda görüşerek, ona darbeci ekibin engellenmesi konusunda gerekli talimatları verdiğini, o çocuğun da gereğini yaptığı ancak şehit olduğu" bilgisini verdiğini kaydetti.

Darbe teşebbüsünün yaşandığı saatlerde Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan ile birçok kez telefon görüşmesi yaptığını, "darbeye karışmayan masum askerlerin halk tarafından olumsuz olaylara maruz kalmaması için tedbir alınması" gerektiğini söylediğini ifade eden Güvenç, zırhlı tümenin bağlı olduğu komutan Korgeneral Metin İyidil'in girişimi ve gayretleriyle zırhlı tümene atanan darbeci Ahmet Bican Kırker'in teslim olduğunu söyledi.

1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'ın, Akıncı Üssü'nün çok hassas olduğunu ve oraya giderek alıkonulan komutanların kurtarılmasını emrettiğini belirten Güvenç, Özel Kuvvetler Komutanı Aksakallı'nın emriyle Akıncı Üssü'ne giden Albay Murat Yiğit komutasındaki grup ve 300-350 civarındaki polis özel harekat personeliyle Akıncı Üssü'nde darbecilere müdahale etmek için hazırlık yaptıklarını anlattı.

Akıncı Üssü'ndeki darbecilerle müzakere etmesi için Albay Murat Yiğit'i görevlendirdiğini, zırhlı birliklerdekilerin ve Genelkurmay Başkanlığında da Mehmet Partigöç'ün teslim olduğunu ve darbecilerin direncini kırmaya çalıştıklarını ifade eden Güvenç, "Akıncı Kışlasının fakir milletin milyarlarca lirasıyla yapılan çok önemli bir tesis olduğunu, tesisin de zarar görmemesini" darbecilere bildirdiklerini kaydetti.

Güvenç, müzakereci Albay Yiğit'in Akıncı Üssü'ne girmesinden sonra önce Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın serbest bırakıldığını, komutanların etrafındaki darbeci askerlerin çekilmeye başladığını ve bu fırsattan istifade ederek kendilerine ulaşan, alıkonulan komutanların yerlerini söylemesi üzerine ekip göndererek bulundukları yerden bu komutanları aldırdıklarını belirtti.

Gittikleri yerde Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Yüksek Askeri Şura Üyesi Akın Öztürk'ü ayrı ayrı yerlerde bulduklarını, başka bir yere geçerek Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ve diğer tuğgeneral, tümgeneral ve korgeneralleri kurtardıklarını ancak Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar ve Kara Kuvvetleri Personel Başkanı Şevki Gençtürk ile buluşamadıklarını, daha sonra bu kişilerin kendi çabalarıyla kurtulduklarını öğrendiğini söyledi.

Akıncı Üssü'nündeki komutanların kurtarılmasının ardından Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ve Başbakanlık Özel Kaleminden bir kişiye "mutlu haberi" verdiğini ifade eden Güvenç, 16 Temmuz saat 17.30'da kurtarılan komutanların bulunduğu bir kortejle Ankara'ya doğru hareket ettiklerini, Akın Öztürk'ün Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahında indiğini, Yaşar Güler'i de evine bıraktığını, yolda Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığının darbecilerden kurtarıldığı bilgisini aldığını kaydetti.

Darbeciler tarafından TRT Genel Müdürü olarak atandı

Güvenç, olayların bütün detaylarıyla hazırladığı ceridede yazılı olduğunu belirterek, kendisinin darbe girişimine katılmadığını, bu kapsamda kimseye emir vermediğini, kimseden emir almadığını, aksine darbeye karşı hayatını ortaya koyduğunu, darbecilere müdahale ettiğini, bu konuda Aksakallı'nın kendisine "dikkat et" şeklinde sözler söylediğini, darbeciler tarafından hazırlanan atama listesinde TRT Genel Müdürü olarak isminin yazılı olduğunu bildiğini ancak bu görevlendirmenin bilgisi ve rızası dışında olduğunu savundu.

Şüpheli Güvenç'in "Yurtta Sulh Konseyi" tarafından hazırlanan ve darbe sonrasında görev alacak kişilerin isimlerinin yer aldığı atama listesinin 12'nci sırasında yer aldığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Lojistik Komutanlığı görevine devam edeceğinin ve ikinci görev olarak da TRT Genel Müdürülüğüne atandığının yazıldığı belirtildi.

İddianamede tanık olarak yer alan, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in de Güvenç ile ilgili olarak "Saat 18.30 sıralarında Korgeneral Yıldırım Güvenç ile özel kuvvetlerden gelen ekip yanıma geldiler. 'Komutanım sizi götürmeye hazırız.' dediler. Akın Öztürk o esnada geldi. 'Siz giderken sizinle Ankara'ya geleyim.' dedi. Yıldırım Paşa ile Akın Öztürk burada başka rehinelerin de olduklarını ancak nerede olduklarını bilmediğini söyledi." şeklindeki ifadesine yer verildi.

İddianamede, ayrıca Güvenç'in üzerinde yapılan aramada beş adet bir dolar ele geçirildiği belirtildi.

Kaynak: AA / Güncel
title