Şule Çet davasında adli tıp uzmanından cinsel saldırı iddiası
Şule Çet'in ölümü ile ilgili davada dinlenen Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Özdemir, "Düştükten sonra dar elbisenin yarıya kadar kıvrılması mümkün değil. Bu, bize Şule Çet'in atılmadan önce yarı çıplak olduğunu ve atılmadan önce cinsel saldırıya uğramış olabileceğini gösteriyor" dedi.
Şule Çet'in ölümü ile ilgili davada dinlenen Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Özdemir, "Düştükten sonra dar elbisenin yarıya kadar kıvrılması mümkün değil. Bu, bize Şule Çet'in atılmadan önce yarı çıplak olduğunu ve atılmadan önce cinsel saldırıya uğramış olabileceğini gösteriyor" dedi.
Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet'in şüpheli ölümüne ilişkin sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand hakkında "kasten öldürme", "cinsel saldırı" ve "hürriyeti yoksun bırakma" suçlarından açılan davanın görülmesine Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi'nce devam edildi. Davaya tutuklu sanıklar Aksu ve Berk, taraf avukatlarının yanı sıra izleyici olarak çok sayıda kişi katıldı. Katılımın yoğun olması nedeniyle yan yana bulunan iki mahkeme salonu birleştirildi. Öğrencisi tarafından odasında öldürülen Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel'in babası Mustafa Damar da duruşmaya katıldı. Mustafa Damar'ın kızının fotoğrafının basılı olduğu mezuniyet kepi taktığı görüldü.
Duruşma, Çet'in ev arkadaşı Lilia Thorin'in tanık olarak tekrardan dinlenmesiyle başladı. Mahkeme başkanının "Şule Çet ile aranda geçen mesajlaşmalar sırasında bir mesajı sildiğin iddia ediliyor. Mesaj sildin mi?" sorusuna Thorin, "Tüm mesajlar aynı, hiçbir şey silmedim. Tam hatırlamıyorum ama ilk mesajı galiba ben çektim. 'Ne yapıyorsun?' gibi bir mesaj atmış olabilirim. Oraya gitmeden önce 'Çağatay, bazen bana asılıyor' demişti" cevabını verdi.
Çet'in avukatı Umur Yıldırım'ın talebi üzerine olay yerinde yaptığı inceleme sonrası rapor hazırlayan Erciyes Üniversitesinde görevli Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Özdemir de dinlendi. Olay yerine ilişkin mütalaa verdiğini, hazırladığı raporun dosyaya sunulduğunu kaydeden Özdemir, değerlendirmeleri sırasında olay yeri canlandırması tekniğini uyguladığını söyledi. Özdemir, Çet'in düştüğü iddia edilen odada ölçümler yaptığını belirterek, "Cam ve sehpa ölçülmemiş. Aslında bu sanık anlatımları açısından önem taşıyordu. Sanık Çağatay, Şule Çet'i atlarken yakalamaya çalıştığını söylüyor. Sanığın Çet'i askı halde bulup müdahale etme süresi bulamayacağı kanaatindeyim. Sehpanın üzerinde tavla var. Eğer müdahale edilmiş olsaydı ayağı çarpar, sehpa arkaya gider ve tavla düşerdi" diye konuştu.
"ATILMADAN ÖNCE CİNSEL SALDIRIYA UĞRAMIŞ OLABİLECEĞİNİ GÖSTERİYOR"
Özdemir, şunları kaydetti:
"Çet'in düştüğü yerde bir serbest düşüş olmadığı görülüyor. Yere düşme pozisyonu baş aşağı, sırtı binaya doğru. Kafası önce, vücudu sonra düşmüş. Sağ ayakkabısı beyin dokularını geçmiş durumda. Bu, ayakkabının daha sonra atıldığını, Şule Çet öldüğünde ayakkabının ayağında olmadığını gösteriyor. Sanığın dediği gibi ayaklarından tuttuğu sırada ayakkabı çıksa bile ayakkabının yönü sanığa doğru olduğu için cesetten ileri gitmesi mümkün değil. Görüntülere göre kıyafetleri yarısına kadar katlanmıştı. Kazağı içe doğruydu, sutyeni bile gözüküyordu. Düştükten sonra dar elbisenin yarıya kadar kıvrılması mümkün değil. Bu, bize Şule Çet'in atılmadan önce yarı çıplak olduğunu ve atılmadan önce cinsel saldırıya uğramış olabileceğini gösteriyor. Kazağın içe kıvrılması bunun bir cinsel saldırı bileşeni olabilir mi? Bunu bileşen olarak değerlendirirken tespit edilen diğer tüm unsurları bir bütün olarak değerlendirdik. Cinsel bölgede tükürük ve noktasal kanamalar ile erkeğe ait PSA var. Bunları da göz önünde bulundurduk. Düşme sonucu noktasal kanamalar olmaz, ancak sıyrıklar olabilir."
Sanık Aksu, Özdemir'e "Şule'nin öldürülüp mü yoksa canlıyken mi atıldığını düşünüyorsunuz?" diye sordu. Özdemir, "Bu konuda bir tespitim yok" cevabını verdi.
Sanıklar ve taraf avukatlarının beyanlarının alınması, duruşma savcısının mütalaasını vermesinin ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Mahkeme, olay sonrası sanıkların güvenlik kameralarına yansıyan diyaloğunun tespitine yönelik hazırlanması talep edilen dudak okuma sonucunun beklenmesine karar verdi. Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 20 Kasım'a erteledi.
(Abdullah Sarica/İHA)