Sudan'da iki muhalif hareket AGK ile ÖDBG arasındaki anlaşmayı tanımıyor

Sudan'ın Darfur bölgesinde hükümete karşı silahlı mücadele veren iki muhalif hareket, Askeri Geçiş Konseyi (AGK) ile Özgürlük ve Değişim Güçleri İttifakı (ÖDBG) arasında sağlanan anlaşmayı kabul etmediklerini ve bunun devrime ihanet olduğunu açıkladı.

Abdulvahid Nur liderliğindeki "Sudan Kurtuluş Hareketi" ile Minni Arko Minnavi liderliğindeki "Sudan Kurtuluş Hareketi", AKG ile ÖDBG arasında varılan ve seçimler yapılıncaya kadar geçiş süreci boyunca iktidarın dönüşümlü şekilde paylaşılmasını öngören anlaşmaya karşı olduğunu duyurdu.

Nur liderliğindeki "Sudan Kurtuluş Hareketi" tarafından yapılan yazılı açıklamada, varılan anlaşmanın "özgürlük, onur, değişim ve sivil yönetim için canını verenlere ihanet anlamına geldiği" ileri sürüldü.

Açıklamada ayrıca söz konusu anlaşmaya, "Darfur, Nuba Dağları ve Mavi Nil'de masum sivillere yönelik katliamlar ve savaş suçu işleyen komutanların bulunduğu AGK'ye meşruiyet kazandırdığı ve ÖDBG'nin de bu suçlara ortak olmasına neden olduğu" için karşı çıkıldığı ifade edildi.

Minnavi liderliğindeki "Sudan Kurtuluş Hareketi" ise AGK ile ÖDBG arasında sağlanan anlaşmayı "ülkenin temel meselelerine (isyancı hareketlerle barış) değinmediği" için kabul etmediklerini duyurdu.

Afrika Birliği Temsilcisi Muhammed el-Hasan Veled Lebat, bugün basın mensuplarına yaptığı açıklamada, AGK ile ÖDBG arasında, en az 3 yıl sürecek geçiş döneminde tarafların dönüşümlü olarak liderlik edeceği devlet başkanlığı konseyinin kurulması konusunda anlaştığını duyurmuştu.

Sudan'da 2002'de Abdulvahid Nur başkanlığında kurulan Sudan Kurtuluş Hareketi içinde, kısa süre sonra hizipleşmeler yaşanmaya başladı. 2005 yılında hareketin Genel Sekreteri Minnavi ile hareketin yönetici kadrosu, düzenledikleri Haskanita Konferansı sonrasında Nur'u saf dışı bıraktı ve hareketin liderliğini ele geçirdi. Böylece hareket aynı isim altında ancak farklı liderler tarafından yönetilen iki gruba dönüştü. Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi, hükümetle yürütülen barış sürecini tanımıyor ve tek çözümün rejimin devrilmesi olduğunu düşünüyor.