Haberler
Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

CHP lideri Özel'den çok konuşulacak Öcalan iddiası: Bir günde izin çıkaracak

Özel'den bomba Öcalan iddiası

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte cani anne için istenen ceza

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte anne için istenen ceza

Yenidoğan Çetesi davasında Başhekim Fetin Rüştü Yıldız, Fırat Sarı'ya para ödediklerini itiraf etti

Sanık sandalyesine oturan başhekimden Fırat Sarı'yı zora sokacak itiraf

Su Ürünlerinden Ekonomiye 3 Milyar TL Katkı, 400 Bin İstihdam

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Balıkçılık sektörünün Türk ekonomisine 3 milyar TL’ye yakın katkı sağladığı ve 400 bin kişinin bu sektörden ekmek yediği belirtildi.

Balıkçılık sektörünün Türk ekonomisine 3 milyar TL'ye yakın katkı sağladığı ve 400 bin kişinin bu sektörden ekmek yediği belirtildi.

Konuyla ilgili bilgiler veren Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Ramazan Özkaya, su ürünleri sektörünün sürdürülebilir kazançlı bir sektör olması için kotanın gerekli olduğunu söyledi. Kota sınırlamasına dikkat çekn Özkaya "Kota deyince sadece balığa kota olmaz, tekne boyuna olabilir, ağ boyuna olabilir, motor gücüne olabilir hepsi bunların bir kotadır. Balıkçılara da sınırlama gelebilir. Çünkü 1980'den sonra azalan balık stoklarını balıkçılığı idare eden kamu ve sivil toplum örgütleri belirli tedbir almaya zorlamışlardı. Kimin için ? Balıkçı için. Bizim istediğimiz bir şey var. Bu sektör sürdürülebilir ve kazançlı bir sektör olması lazım. Eğer bu kadar yatırım yapıyorsanız, bu kadar denize emek vermişseniz herkes evinde sıcak yatağında yatarken siz denizde o sert havalarda bu halka balık yedirmek hem teknenizde bulunan gemicilerin sorumluluğunu omuzlarınıza almış insanlar olarak siz para kazanmak zorundasınız. Yakaladığınız balığın reel fiyattan satımını sağlamak zorundasınız. Merkez birliği olarak bizde hatalıyız, Sivil Toplum Örgütleri olarak gerçekten bizde dört dörtlük değiliz. Bizim de eksiklerimiz var. Yakaladığımız balığın yüzde 60-70'ine tekamül eden bu balığı özellikle balıkçılar adına devamı sürdürebilmek için hatta bugünkü seviyesinde devam ettirebilmek için tedbirler almak lazım" ifadelerini kullandı

"AB'NİN İÇİNDEKİ BASKILARDAN SONRA BÖLGESEL BALIKÇILIĞA VEYA ALANSAL BALIKÇILIĞA GEÇEBİLİRİZ"

AB'nin içindeki baskılardan sonra bölgesel balıkçılığa veya alansal balıkçılığa geçilebileceğini kaydeden Özkaya, "Biz Türkiye'de şu anda ulusal balıkçılık yapıyoruz. Ancak Karadeniz'e kıyısı olan Bulgaristan ve Romanya'nın AB'ye girmesinden sonra ve AB içindeki baskılardan sonra bölgesel balıkçılığa veya alansal balıkçılığa geçebiliriz. Bu bir uyarıdır. Sizin verilerinize göre yakaladığınız balıkların verimliliklerine göre yakalanan hamsi 150 bin tonlarda gözüküyor. Ancak Türkiye'de yakalanan hamsinin 500 tonlara yaklaştığını biliyoruz. İleride bizim elimizin güçlenmesi için Avrupa Birliği'nde olası kota Karadeniz için geldiğinde biz 'hayır kardeşim 150 bin ton değil 500 bin ton yakalayabilecek verilerini elimizde tutmak için defterlerinize lütfen yakaladığınız balığı doğru işleyin' Biz inanıyoruz ki Allah'ın balıkları defterlere doğru işlenmedi çünkü veriler bunu gösteriyor. İleride balıkçılarımızın sıkıntıya düşmemesi için bölgesel balıkçılığa geçişte, 'arkadaş biz çok yakaladık' diyebilmek için bizim yakaladığımız balığı doğru işlememiz lazım. Eğer biz bunları yapamazsak eri de inanın belli sıkıntılar gelebilir. Çünkü dünya bundan sonra tek başına idare edilmiyor. Avrupa Birliği'nin üyesi olmaya çalışıyoruz ve onların müktesebatına uyum süreci içerisindeyiz" diye konuştu.

"KUZULARI KESEREK KOYUNLARI MAHVETMEYELİM"

Özkaya, su ürünleri ve balıkçılık sektörünün Türkiye ekonomisine 3 milyar TL'ye yakın yakın katkı sağladığına dikkat çekerek şunları söyledi:

"Bu az değil, dolaylı dolaysız 400 bin kişiye yakın ekmek veriyoruz. En önemlisi doktorların bile reçeteye yazdığı beyaz et dediğimiz balığı Türk halkına sunmak için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Böyle bir amaç varken günü kurtarmak değil, seneleri kurtarmak lazım. Kuzuları keserek koyunları mahvetmemek lazım. Bizim amacımız bunu sürdürebilmek. Mutsuz olabiliriz ama kesinlikle umutsuz olmayacağız. Bizim geleceğimiz bu denizler, sürdürülebilirliği sağlayacak denizcilerdir. Bu denizlere saygılı olmalıyız. Denizlerin birinci derecede koruma görevi yetkisini kendinde görecek balıkçılardır. Çünkü geleceğimiz denizler, geleceğimiz balıklar. Yatırımların karşılığı eşittir; balık. Bunun için hem stoklarımızı koruyalım hem Türk halkına iyi balık yedirelim, hem yeni kuşaklara balık yedirelim, hem de çoluk çocuğumuzun çalışanların kazancını sağlayalım." - TRABZON

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title