Sosyologlar Derneği'nden Yapımlara Eleştiri
Sosyologlar Derneği Başkanı Prof. Dr. Sami Şener, her aklına gelenin bir eser ya da yapımla toplumun önüne çıkmasının engellenmesi gerektiğini belirtti.
Sosyologlar Derneği Başkanı Prof. Dr. Sami Şener, her aklına gelenin bir eser ya da yapımla toplumun önüne çıkmasının engellenmesi gerektiğini belirtti.
Şener, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de, bazı sinema, tiyatro ve dizi filmlerle toplumu bilgilendirme, eğlendirme ve kültür oluşturma hedefli çalışmaların, toplum ve özellikle gençler üzerinde zararlı etkiler oluşturduğunu ifade etti.
Tarihi ve sosyal olayları, gerçek dışı veya gerçeğin sadece bir yönünü aktararak ekran ve sahnelerde ortaya koyma çabalarında ciddi bilgi ve kurgu hataları yapılarak, halkın öğrenme ve bilgilenme hakkının ciddi şekilde istismar edildiğini aktaran Şener, şunları kaydetti:
"Müslüman-Türk halkının aile yapısı, günlük hayatı, cinsler arası ilişkiler, batı tarzı bir serbestlik ve hayat tarzı gibi lanse edilerek, aile bağları, kadının aile içindeki konumu ve aşk gibi yüce değerler, toplumun küçük bir yüzdesinin 'yanlış ilişkileri'ni temel alarak ana temalar haline getirilmektedir. Osmanlı ve İslam tarihi içindeki çeşitli müesseseler, batı ve Uzakdoğu krallıklarında olduğu gibi 'keyfi yönetimler' veya 'kadın ihtirasları' gibi konular çerçevesine oturtularak, ciddi şekilde hem ilmi ve hem de ahlaki yanlışlar yapılmaktadır."
Prof. Dr. Şener, bu teşebbüslerin kötü niyetli değilse büyük bir cehaleti ve sorumsuzluğu gösterdiğini belirtti. Programların gözden geçirilmesini öneren Şener, şu değerlendirmede bulundu.
"Film, tiyatro ve belgesellerin ilim adamlarınca gözden geçirilerek toplumun değerleri, tarihi gerçekler, sosyal gelenekler ve insanımızın geleceği açısından 'yeterlilik ve uygunluk' değerlendirmesi yapılması gerekmektedir. Bu konuda, basın veya yayın hürriyetinin engelleneceği gerekçesini öne sürenler, ülkenin geleceğini karartmak ve bunalımlarla yüz yüze gelme konusunu da düşünmek zorundadırlar. Hürriyet, ancak anlamlı ve faydalı alanlar için gerekli olan bir değerdir, zararlı ve yanlış eylemler için değil."
Şener, bir toplumun geleceği ve genç nesillerininin, gerçeği belli olmayan, zararlı ve en azından faydasız kurgu ve konuların etkisine açık bırakılması halinde, o toplumun kimlik ve gelecek dünyasının belirsiz ve problemli olacağını vurguladı.
Konunun hem savcılar hem de parlemento tarafından ele alınması gerektiğini belirten Şener, "Toplumu ilgilendiren basın ve yayın faaliyetlerinde her aklına gelenin bir eser veya yapım ile toplumun önüne elini kolunu sallayarak çıkması engellenmelidir. Halkın, kendi değerlerini muhafaza hakkının, hakların en önemlisi ve büyüğü olduğu unutulmamalıdır" ifadelerini kullandı.