Sosyal Medyada "Deaş ve Pkk/pyd" Raporu
Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneğince, Suriye'deki terör örgütü PKK/PYD ve DEAŞ'ın sosyal medya kullanımı üzerine yapılan araştırmada, iki örgütün de benzer iletişim stratejileri uyguladığı bildirildi.
Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneğince, Suriye'deki terör örgütü PKK/PYD ve DEAŞ'ın sosyal medya kullanımı üzerine yapılan araştırmada, iki örgütün de benzer iletişim stratejileri uyguladığı bildirildi.
Derneğin hazırladığı "Ortadoğu Medya Takip Masası 2016 Raporu"nda, Suriye'de 2011'de başlayan iç savaşın ardından terör örgütü PKK/PYD ve DEAŞ'ın yapılanması ele alınıyor.
Rejimin, Suriye'nin kuzeyi ile Fırat nehrinin doğusundaki bölgeyi kontrol edememesi üzerine bölgeyi anlaşmalı olarak PKK/PYD terör örgütüne bıraktığı savunulan raporda, terör örgütü DEAŞ'ın ise Irak'tan Suriye'ye 2012 sonlarında geldiği ve PKK/PYD ile bölge sakinlerini yerinden ederek, terör eylemlerine başladığı ifade ediliyor.
Bölgede etkinliğini arttıran örgütlerin sosyal medya kullanımı ve iletişim stratejilerine işaret edilen araştırmada, PKK/PYD ile DEAŞ'ın bu platformda aynı yöntemi kullanmasının en çok dikkati çeken detay olarak değerlendiriliyor.
Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneği Başkanı Güngör Yavuzaslan, rapora ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgede yaşayan Suriyeli Türkmen ve Kürt aktivistlerle "Suriye Medya Takip Masası" çalışması yürüttüklerini belirterek, uzun soluklu sürdürülen bu çalışmanın sonunda terör örgütlerinin iletişim platformları ve sosyal medya kullanımı üzerine rapor hazırladıklarını söyledi.
Yavuzaslan, Irak ve Suriye'deki terör örgütlerinin internet erişimini uydu üzerinden sağladığını belirterek, PKK/PYD ve DEAŞ'ın iletişim platformaları arasında sosyal medyayı tercih ettiğini bildirdi.
Suriye'deki olayların dünya medyasına yanlı ve gerçek dışı bilgilerle servis edildiğinin altını çizen Yavuzaslan, şöyle devam etti:
"PKK/PYD ve DEAŞ aynı merkezden yönlendiriliyor. İki örgüt de terör çağrılarını ve mesajlarını sosyal medya üzerinden veriyor. Bu örgütlerin iletişim stratejisinin aynı merkez tarafından yönetildiği, kullandıkları sosyal medya araç ve yöntemlerinden anlaşılmaktadır. İkisinin ortak noktalarından biri Türkiye aleyhinde olmaları. Türkiye'nin yürüttüğü Fırat Kalkanı Harekatı'na yönelik her iki örgüt de gerçek dışı propaganda ile uluslararası kamuoyunu etkilemeye çalışıyor. DEAŞ, Türkiye'nin El Bab'ta sivil öldürdüğünü söylerken, PKK da sivil katliamının yapıldığını ileri sürmektedir."
Söz konusu örgütlerin İngilizce, Türkçe, Arapça, Rusça ve Çince hesaplar açarak, paylaşımlarda bulunduğunu vurgulayan Yavuzaslan, şunları kaydetti:
"Yaygın dillerde yayınlar yaparak geniş bir propaganda ağı oluşturmaktadırlar. DEAŞ, Türkçe yayınlanan 'Konstantiniyye' dergisini İngilizce, hatta Uygurca da yayımlamıştır. Örgüt, sosyal medya platformlarını, özellikle Twitter'ı hem propaganda hem de eleman devşirme aracı olarak etkin ve yoğun şekilde kullanıyor. PKK/PYD terör örgütü ise sosyal medya kanalları dışında TV ve radyo yayınlarıyla terör propagandası yürütüyor. PKK/PYD yayınlarında, sözde DEAŞ ile mücadele ettiği mesajını veriyor ama örgütün Youtube'daki kanallarında DEAŞ'ın bazı eylem videolarını paylaştığı görülüyor. Örgütün Avrupa'da 5 farklı yerde basın enformasyon bürosu var. Bu merkezlerden günlük geçtikleri bültenlerle Suriye'deki gelişmeleri dünya kamuoyuna duyuruyor."
Yavuzaslan, yılbaşı gecesi İstanbul Ortaköy'de bir eğlence mekanına saldırı düzenleyen teröristin, özçekim videosunun ortaya çıktığını anımsatarak, "Terör örgütleri sosyal medyayı istihbarat toplamak amaçlı da kullanıyor. Örgüt üyeleri eylem talimatı aldığı yerlere önceden gidip sosyal mecralarda görüntü-fotoğraf paylaşıyor. Böyle bir platform üzerinden iletişim sağlayabiliyor. Teröristin eylemi gerçekleştirdiği yere günler öncesinden gidip, özçekim ile çevrede görüntü ve fotoğraf çekmesi, 'eyleme hazırım, geldim ve keşif yapıyorum' demekti." ifadelerini kullandı.
Terör örgütlerinin sosyal medya üzerinden yürüttüğü propagandayı engelleyici çalışmaların yetersiz olduğu görüşünü dile getiren Yavuzaslan, ABD merkezli sosyal medya kuruluşlarının bu örgütlerin yayınlarının engellenmesine yönelik çalışmasının bulunmadığını aktardı.