Sonbaharın gelmesi ile 'grip aşısı' tartışmaları da başladı
Sonbahar mevsiminin gelmesi ile grip hastalığı vakalarında artış yaşanırken, her yıl olduğu gibi bu yıl da 'grip aşısı' tartışmaları başladı.
Sonbahar mevsiminin gelmesi ile grip hastalığı vakalarında artış yaşanırken, her yıl olduğu gibi bu yıl da 'grip aşısı' tartışmaları başladı. Uzmanların çoğu gripten korunmak için aşının etkili olduğunun altını çizerken, bazı vatandaşlar aşı yaptırmak yerine hastalıktan korunmanın daha doğru olduğunu savundular.
Yurt genelinde olduğu gibi Denizli'de de sonbahar mevsiminin gelmesi ile grip aşısı tartışmaları başladı. Vatandaşların bir kısmı grip aşısı yaptırmaktansa gribe yakalanmamak için uğraş verdiklerini ifade ederken, bazı vatandaşlar ise aşı vurdurmalarına rağmen gribe yakalandıklarını ve bu yüzden bu yıl yaptırmayı düşünmediklerini dile getirdi. Aşı yaptıran ve bu sayede hastalığa yakalanmadığını savunan vatandaşlar ise bu yıl da aşı yaptıracaklarını belirttiler.
"GENELDE 3-5 GÜN İÇERİSİNDE KENDİLİĞİNDEN GEÇEBİLİR"
Özel Cerrahi Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Polikliniği'nde görevli Uzman Doktor Ahmet Bacanlı, grip döneminin ekim ayında başlayıp nisan ayına kadar devam ettiğini vurguladı. Gribin kendini ateş ve burun akıntısı ile gösterdiğine dikkat çeken Bacanlı, "Grip influenza dediğimiz virüslerin sebep olduğu bir viral enfeksiyondur, solunum yollarını tutuyor. Hastalarda genelde öksürük, ateş, yaygın vücut ağrısıyla bulgu veriyor. Kış aylarında özellikle ekimden başlayıp nisana kadar ülkemizin bulunduğu kuşakta bir salgın enfeksiyon oluşturuyor. Bu dönemde hastalarda yüksek ateşle, öksürükle, burun akıntısı, yaygın vücut ağrısıyla kendini gösteriyor. Genelde 3-5 gün içerisinde kendiliğinden geçebildiği gibi duyarlı hastalarda bu süre uzayabilir veya 3-5 günlük yatak istirahati ile geçebilir" dedi.
"ATEŞİN 2 GÜN DEVAM ETMESİ HALİNDE BİR DOKTORA BAŞVURMALARINI ÖNERİYORUZ"
Hastalık belirtilerinin 2 günden fazla sürmesi halinde doktora başvurulmasının önemli olduğunu aktaran Bacanlı, şunları söyledi:
"Gribe yakalanan, griple soğuk algınlığı ve nezleyi birbiri ile beraber kullanıyor. Halk arasında bizim dediğimiz grip bunlardan daha ağır seyreden, daha çok ateşle kendini gösteriyor. Soğuk algınlığı ve nezleler hapşırma, burun akıntısı ile daha hafif seyreden hastalıklar. Tabii her ikisi de solunum yollarıyla bulaştıkları için bu kişilerin istirahat etmeleri, ateşlerinin 2 gün devam etmesi halinde bir doktora başvurmalarını öneriyoruz. Genelde dediğim gibi soğuk algınlığı ve nezle kendiliğinden geçebilir. Toplum ve kalabalık yerlerden uzak kalmaları, soğuk su içmeleri, beslenmelerine dikkat etmeleri gerekiyor."
"KORUMA ORANI YÜZDE 70'TEN 80'E KADAR DEĞİŞEBİLİR"
Hastalıktan korunmada grip aşısının önemli olduğunu dile getiren Bacanlı, aşı sayesinde hastalıktan korunma oranının yüzde 70'ten 80'e kadar değiştiğini dile getirdi. Bacanlı, "Şimdi grip aşısı, bir grip hastalığı diğer hastalıklardan farklı olarak korunabilir, önlenebilir bir hastalık. Neyle, aşılamayla önlenebilir. Aşıyı şu anda genel olarak herkes yaptırabilir. Yumurta alerjisi olmayan kişiler ve daha önce bu aşıya karşı alerjisi olanların dışında isteğe bağlı olarak yapılabilir. Ancak tıbben biz 6 aydan büyük olan çocuklarda, yaşlılarda, herhangi bir kronik hastalığı olanlarda veya baskılanmış olan hastalarda aşıyı öneriyoruz. Grip aşısı yaptırdıktan sonra iki hafta içerisinde koruma başlar. Koruma oranı yüzde 70'ten 80'e kadar değişebilir. Grip aşısı olan kişilerin grip olmama gibi, kesin olmama bir şeyi yok. Yani 'ben grip aşısı oldum hastalanmayacağım' diye bir düşünceye girmemek lazım ancak grip aşısı olan kişileri görüyoruz ki hasta olsa bile daha hafif seyrediyor. İki hafta sonra koruyuculuğu başlıyor ve yaklaşık 8-9 ay koruyuculuğu devam ediyor" diye konuştu.
"AŞI YAPTIRMANIN TAM ZAMANI"
Grip aşısının her yıl tekrarlanması gerektiğini belirten Bacanlı, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Şu anda grip aşısı her yıl tekrarlanması gerekiyor. Her yıl tekrarlanmasının sebebi de bu influenza virüsünün her yıl değişik antijenik yapıları ve genetik yapılarını değiştirdikleri için Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 80 ülkede değişik laboratuvarlardan o yılki hastalık yapan virüsün antijenleri toplanıyor. O yıla mahsus aşı üretiliyor. Bu aşının o mevsimlerde yapılması gerekiyor. Genellikle bizim bulunduğumuz ülke kuzey yarımkürede ekimden başlayıp nisana kadar bir salgın olduğu için bizim eylül, ekim gibi aşılarımızı yaptırmamız gerekiyor."
(Semih Can Yılmaz - Köksal Kılınç/İHA)