Son dakika! KAHRAMANMARAŞ - Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin soruşturmalara FETÖ müdahalesiyle ilgili dava (2)
Gelen son dakika haberine göre Büyük Birlik Partisinin (BBP) kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmalara FETÖ'nün talimatıyla müdahale ettikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 19 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Büyük Birlik Partisinin (BBP) kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmalara FETÖ'nün talimatıyla müdahale ettikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 19 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan bazıları katıldı, farklı davalar nedeniyle cezaevinde bulunan 4 sanık, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Duruşmada, Yazıcıoğlu'nun ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu ile taraf avukatları hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı, FETÖ'nün Gaziantep bölge "avukatlar imamı" olduğu iddiasıyla tutuklanan Kamil B'nin ifadesinde geçen "Muhsin Yazıcıoğlu soruşturması kapsamında örgüt içerisinde faaliyet yürüten Elazığ avukatlar imamı Abdullah Ö'ye bağlı avukat Mustafa Atalar'ın helikopterin düşmesi sonrasında bir takım askerler tarafından malzemelerin sökülerek alınması nedeniyle bu askerlerin avukatlığını üstlenmesinden dolayı örgüt elebaşı Fetullah Gülen ve örgüt içerisinde sıkıntı yaşandı. Bu sıkıntıların giderilmesi için bu hususta toplantılar ve görüşmeler düzenlendi. Bu toplantılara, örgütün Elazığ avukatlar imamı 'Kaan' kod adlı Abdullah Ö, Malatya dernekler sorumlusu Turan Canpolat'ın, Malatya dar bölge sorumlusu 'Orçun' kod adlı Halil Kayış, Elazığ il imamı Mehmet Durakoğlu, avukat Mustafa Atalar, Güneydoğu büyük bölge sorumlusu Mehmet Kocatürk, Türkiye imamı Barbaros Kocatürk, örgütün Türkiye avukatlar imamı 'Yıldırım' kod adlı Muhammet Emir Yavuz, örgütün Güneydoğu savcı ve hakimler imamı 'Fevzi' kod adlı Feyzullah Gülbent ve ismini bilmediğim askeri mahrem imam ile görüşmemiz oldu" sözlerini okuyup, ifadede adı geçtiği için FETÖ hükümlüsü Mehmet Durakoğlu'nu dinleyeceklerini belirterek, tanığa söz hakkı verdi.
Durakoğlu, Kamil B'nin ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını, belirtildiği gibi bir toplantının yapılmadığını öne sürdü.
Tanık olarak dinlenen Turan Canpolat da Kamil B'nin ve benzer ifadeler veren örgütün Elazığ avukat sorumlusu Abdullah Ö'nün söylediklerinin gerçeği yansıtmadığını iddia etti.
Mustafa Atalar, Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz'un "Davayı kimden nerede aldın?" sorusuna, Aydın Özsıcak'ın ailesi ile görüşüp davayı aldığını ve vekaletin Malatya'da noterde verildiğini dile getirdi.
Mahkeme Başkanı, tanık Ş.M.S'ye Göksun'da görülen ve bu dosya ile birleştirilen helikopterdeki cihazın sökülmesine yönelik davada dinlendiğini ve bu dava kapsamında da ifadesine başvurduklarını belirterek, söz hakkı verdi.
Tanık Ş.M.S. ise olay sırasında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünde görev yaptığını anlatarak, kaza bölgesine görevlendirmesinin yapıldığını, yapılan incelemenin ardından rapor hazırladıklarını kaydetti.
Olayın üzerinden 12-13 yıl geçtiğini, bununla ilgili Kahramanmaraş'ta savcılık ve mahkemelerde verdiği ifadelerin doğru olduğunu söyleyen Ş.M.S, kazanın ardından 27 Mart'ta polis helikopteriyle bölgeye ulaştıklarını ancak hava muhalefeti nedeniyle teşebbüs etmelerine rağmen iniş yapamadıklarını belirtti.
"Çalınması durumuyla karşı karşıya kaldık"
Kaza heyetinde kendisiyle birlikte K.M, F.S. ve K.K'nin bulunduğunu aktaran Ş.M.S, şöyle konuştu:
"Alay komutanı 2 kişi istedi, bizim ısrarımızla 3 kişi olduk. K.M'yi eledik. Bize danışmanlık yapabileceğini düşünerek K.K'yi tercih ettik. Zor şartlar altında enkaz bölgesinde 35-40 dakika çalışma yaptık. Fotoğraflama yapıp ayrıldık. Dönüşte bakanlığı aradık, TSK izni olmadan bir daha götüremeyeceğini söyledi. Bakanlık bize bir helikopter tahsisi yaptı. 30 Mart'ta rahat rahat bölgede çalışma yaptık. Oradan ELT cihazını aldık. Önemli bir cihazdı ve alınıp muhafaza edilmesi gerekiyordu. Alış aşamasının her anının bütün resimlerini çektik. İlk indiğimiz günkü resimlerle dördüncü gün arasında farklılık olduğunu fark ettik. ilk indiğimizde Argus 5000 cihazı vardı, sonrakinde olmadığını fark edip savcıya bildirdik.
Arama kurtarma, STK ve güvenlik güçleri vardı, olayı kötüye yormadık. İkinci kere indiğimizde enkazın yeri değişmişti. Muhtemelen kar üzerinde kaymıştı ve 'yerinden çıkmış karın içerisine gömülmüştür yorumumuz' oldu ya da 'meraklı birisi tarafından alınmıştır' yorumumuz oldu. Kimsenin işine yaramayacak bir cihazdı. Argus 5000 cihazı olduğunu fark ettik normal bir arabada bulunan navigasyon cihazından farksız olduğunu gördük araştırmamızda. Analiz ettik. Çalınmış olabilir, düşmüştür ya da aşağıda kaza kırım ekibi çalışıyor onlar hatıra olsun diye alır ya da muhabere kademesinde işimize yarar diye götürmüştür diye düşündük. Bulabileceğimizi düşünüyordum ama çalınması durumuyla karşı karşıya kaldık. Bununla ilgili gerekli tutanakları tuttuk."
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanına suikast timinde yer aldığı gerekçesiyle mahkum edilen ve bu dosyanın da sanığı olan Davut Uçum, cihazların incelenmesi konusunda ODTÜ'den alınan bir evrakta 29 Haziran 2011'de bir toplantı yapıldığı ve adı geçen cihazların incelendiğini öne sürerek söz konusu cihazların Ş.M.S'nin bulunduğu kurul tarafından incelenip incelenmediğini sordu.
Ş.M.S, olayların saptırıldığını, orada fiziki olarak sadece teknik verilere bakılarak oluşturulan bir rapor olduğunu hatırladığını belirterek, "Kayıp olan cihazlar sanki orada varmış gibi bir hava oluşturuluyor. Bunun cevabını teknik ekip verecektir." dedi.
Sanık avukatlarından Zafer Tınazcı da kaza kırım ekibinin kaza mahallindeki malzemeleri korumakla görevliyken neden ELT cihazını alıp Argus 5000 cihazını orada bırakarak döndüklerini sordu.
Ş.M.S. ise o anda neyin ne kadar önemli olduğunu bilmedikleri için almadıklarını dile getirdi.
Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz'un ELT cihazının anteninin önceki fotoğraflarda sağlam göründüğünü ancak sonrakilerde deforme görüntüsü verildiğini, iki görsel arasındaki farkın ne olduğunu sorması üzerine tanık Ş.M.S, "Hatırlamıyorum" yanıtını verdi.
Duruşma, yarın tanıkların dinlenmesiyle devam edecek.