Son dakika haberleri... Sudan'da kaptığı Kovid-19'u yenen iş insanı Mustafa Baştürk: "İnanın bir öksürseniz servetinizi verirsiniz"
Son dakika haber: Sudan'da kaptığı yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) ambulans uçakla nakledildiği Türkiye'de yenmeyi başaran iş insanı Mustafa Baştürk, bu süreçte sağlığının kıymetini daha iyi anladığını söyledi.
Sudan'da kaptığı yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) ambulans uçakla nakledildiği Türkiye'de yenmeyi başaran iş insanı Mustafa Baştürk, bu süreçte sağlığının kıymetini daha iyi anladığını söyledi.
Baştürk, Aralık 2020'de öksürük, kırgınlık ve eklem ağrıları şikayetlerinin ardından yaptırdığı Kovid-19 testinin pozitif çıktığını, durumunun ağırlaşması üzerine Sağlık Bakanlığının ambulans uçağıyla İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesine götürüldüğünü belirtti.
Türkiye'de hastaneye yatırılmadan önce hafıza kaybı yaşadığını ve tamamen bakıma muhtaç hale geldiğini anlatan Baştürk, "Ambulans uçağa bindirildiğim zamana kadar kendimde değildim, hiçbir şey hatırlamıyordum. Uçakta sedyeye yatırıldığımda kızım, 'Baba Türkiye'ye tedaviye gidiyorsun' dedi. Konuşamıyorum, tamam anlamında elini sıktım ve Türkiye gittik." dedi.
"Bir öksürseniz servetini verirsiniz"
Hastanede solunum cihazına bağlandığını anlatan Baştürk şöyle konuştu:
"Hastaneye vardığımızda hala hiçbir şey hatırlamıyorum. Hastanede ağzımdan bir şey çıkarırken kendime gelir gibi oldum. İki gün sonra ağzımdaki oksijen maskesini tuttum attım, doktorlar geldi. Bana 'Nasılsın, rahat nefes alabiliyor musun?' diye sordular. İlk duyduğum ses buydu, kafamı salladım. Kan aldılar. Tahlil yaptılar. Doktor 'servise çıkarın' dedi. Bu saatten sonra ayıldım tabiri caizse her şeyi anlıyorum. Ağabeyim benden önce korona oldu, 20 gün yattı yüzüstü, ben servise çıkarılacağımı duyunca daha iyi olduğumu anladım. Psikolojik olarak bir rahatlama oldu. Servise çıkınca hareket ettirdiler biraz. Meğerse ben ölmüşüm. Her tarafım ağrıyor, ayağımı hareket ettiremiyorum, yere basamıyorum, hiçbir yerimi hareket ettiremiyorum, kafamı yastıktan kaldıramıyorum."
Bu süreçte sağlığının kıymetini daha iyi anladığını söyleyen Baştürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnanın bir öksürseniz servetini verirsiniz. Bir öksürün al senin olsun dersiniz. Nefesin ne kadarsa o kadar bağırıyorsun. Ayağa kalkamıyorum, yatağın kontrol düğmesine basacak takatim yok. Öksürüğüm bitene kadar vakitlerden hiç haberim olmadı. Çok ağrılarım oldu. Acı çekiyorsun hiçbir şey söyleyemiyorsun, bir şey anlatamıyorsun. Sorulan sorulara olumlu yanıt vereceksen karşındakinin bileğini sıkıyorsun ya da kafa sallıyorsun başka bir şey yok. Dilin dönmüyor, bir şey söyleyeceksin nefes alamıyorsun. Bu zor zamanlarda hiçbir zaman ölümden korkmadım ama insanın aklına her şey geliyor o anda ne olacak, ne olursun diye. Yoğun bakımdan çıktıktan sonra çok sıkıntılar çekiyorsun. Sırtın ağrıyor. Sırtında bir yük var, ciğerlerinin içinde, askıda sanki sırtını koparacak. Öksürük, nefes darlığı, ilk hafta zaten yemek içmek yok. Koku moku da yok. 11 kilo vermişim."
-"Ben bunun elektronik hastalık olduğuna inanıyorum"
Bazı doktorların bunun elektronik hastalık olduğunu söylediklerini ifade eden Baştürk, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ben buna inandım. Uyumak istemiyorum. Gözlerimi kapattığımda önüme sarı bir sayfa geliyor. Ben onun sonunda hüsran olacağını, kokunun geleceğini bildiğim için hemen uyanıyorum. Bitmişim kendimde değilim artık uyumam lazım o arada uyuyabilirsem uyuyorum yoksa uyuyamıyorum. Sarı sayfadan sonra yeşil daha sonra turkuaz bir renk geliyor. O turkuaz renkten sonra içeriden ciğerden vücuttan bir koku geliyor ağzına burnuna ama dışarıdan hiçbir koku almıyorsun. Yemekte gelen mandalinanın kokusunu alamıyorum. Gözümde büyüyen turkuaz renkten sonra gelen kokuyla kusmak istiyorsun ama kusamıyorsun. O kokudan sonra böğürüyorsun. Ben ona elektronik koku diyorum. 10-15 dakika sonra tekrar yatağa oturuyorsun otururken uyuyakalıyorsun."
"Devletimizden Allah razı olsun"
Önce koku sonra tat alma duyusunu geri kazandığını belirten Baştürk, "Tat ve koku alma geri gelince her şeyi yemeyi başladım. Yemek yemeye başlayınca iyileşmeye başladığını anlıyorsun. Doktorum her gün yanıma gelip halimi hatırımı soruyordu. Bu 15 saniye o kadar etkiliydi o kadar önemliydi ki bu 15 saniyeyi hastaya vermek, psikolojik olarak sizi tedavi ediyordu sanki." diye konuştu.
Hastane çalışanları ve sunulan hizmetten çok memnun kaldığını dile getiren Baştürk, "Allah devletimizden, reisimizden, Sağlık Bakanlığı ve doktorlarımızdan razı olsun. Bu nasıl bir hizmet. Sudan'dan evimden aldılar. Ambulans uçakla İstanbul'a getirildim. Çok şükür sağlığıma kavuştum. Bir Türk lirası ödetmediler. İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi çalışanlarına da çok teşekkür ediyorum. Gecenin biri ikisi onlar için hiç fark etmiyor. Bu insanlara birisi hizmet etmiyor derse vallahi Rabb'im onu yakar." değerlendirmesinde bulundu.