DHA YURT BÜLTENİ-22
Yasin Börü ve arkadaşlarının öldürüldüğü olaydan yaralı kurtulan Yusuf Er yaşadıklarını anlattıDİYARBAKIR'da, HDP'nin çağrısıyla 6-8 Ekim 2014'te yaşanan ve 'Kobani olayları' olarak bilinen terör eylemlerinde Yasin Börü ve arkadaşlarının sığındığı binanın 3'üncü katından atılıp daha sonra silah...
Yasin Börü ve arkadaşlarının öldürüldüğü olaydan yaralı kurtulan Yusuf Er yaşadıklarını anlattı
DİYARBAKIR'da, HDP'nin çağrısıyla 6-8 Ekim 2014'te yaşanan ve 'Kobani olayları' olarak bilinen terör eylemlerinde Yasin Börü ve arkadaşlarının sığındığı binanın 3'üncü katından atılıp daha sonra silah ve bıçakla öldürüldüğü olaydan yaralı kurtulan Yusuf Er (24) yaşadıklarını Demirören Haber Ajansı'na anlattı. Er, saldırganların arkadaşlarını canlı canlı aşağı attıklarını belirterek, "Beni de atmaya yeltendiler. Allah'ın yardımıyla atamadılar. Çırpındım yere düşürdüler, aşağı doğru kaçtım. Gelip darbettiler. Aralarında tartışma yaşandı. Öldürmeye karar verdiler. Dışarı çıkardılar. Baktım 4 arkadaşım da yüz üstü yerde yatıyordu. 25-30 metre sonra darbederek kaçmamı söylediler. Koşmaya başladım 6 metre sonra keleşle arkamdan ateş etmeye başladılar ama vuramadılar" dedi.
Terör örgütü DEAŞ'ın Suriye'deki iç savaş sırasında, Kobani'ye saldırması üzerine Ekim 2014'te HDP Genel Merkezi'nin sosyal medya hesabından ve HDP Merkez Yürütme Kurulu'ndan (MYK) sokağa çıkma çağrısı yapıldı. Terör örgütü PKK yöneticileri de benzer açıklamalarda bulunarak, eylem çağrısında bulundu. 6- 7 ve 8 Ekim tarihlerinde Diyarbakır başta olmak üzere birçok kentte sokak eylemleri yapıldı. Olaylarda 37 kişi hayatını kaybetti. Bağlar ilçesinde ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtan Yasin Börü (16), Ahmet Dakak (19), Riyat Güneş (26), Hasan Gökguz (25) ve Yusuf Er (24) terör örgütü PKK yandaşları tarafından hedef alındı. Bir binaya giren Börü ve arkadaşları burada öldüresiye darbedildi. Yusuf Er, yaralı halde saldırganların elinden kaçarken, Börü, Dakak, Güneş ve Gökguz, 3'üncü kattan aşağı atıldı. Daha sonra silahla vurulup, defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Saldırıdan yaralı kurtulan Yusuf Er, yaşadıklarını DHA'ya anlattı.
Yaşadığı olayı ömrü boyunca unutamayacağını söyleyen Er, olay günü kurban eti dağıttıklarını, ellerindeki listede son 3 aile kaldığını ve ailelerin de olayın yaşandığı o sokakta bulunduğunu ifade ederek, "Biz sokağa girdik. Birkaç grup vardı. O sokağa girene kadar da herhangi bir sıkıntı yoktu. İçlerinde birkaç kişi bize yaklaştı. Ne yapıyorsunuz, burada ne işiniz var? gibi sorular sordular. Kurban etlerimizi gösterdik. Fakirlerin, yetimlerin, Suriyeli ailelerin mağdur olduğunu onlara et verdiğimizi söyledik. Sonradan grubun içinde biri, 'Bunlar İŞİD bunlara saldırın' diye seslendi. Biz öyle olmadığımızı söylemeye fırsat kalmadan taş, sopa ve benzeri şeyler atmaya başladılar. Sonra koştuk bir binanın içine girdik. O sırada içeri girdiğimizi gören bir kadın, o gruba 'İŞİD'çiler buraya girdi' diye seslendi. Sonra diğer sokaklarda bulunan gruplar da bizim yerimize geldiler ve saldırdılar. Kapıyı kırmaya çalıştılar. Biz çatıya çıkmaya çalıştık ama o sırada bir kadın gördü bizi ve 'evime gelin' dedi. İçeri girdik oturduk. Dairenin sahibi içeride otururken geldi. Biz görmedik onu. Biz kapıdan uzaklaştık biraz. Hepsinin gözleri dönmüştü" diye konuştu.
'DAĞDA EĞİTİM ALMIŞ'
Yukarı kattan birinin perde ve çarşafları birleştirerek camdan içeri sarktığını kaydeden Er, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yukarıdan aşağı indi. Daha sonra emniyet kayıtlarından, gelen kişinin hem dağda eğitim aldığını hem de o bölgenin en iyi hırsızlarından biri olduğunu öğrendik. İçeri girdi. Biz onu fark etmedik. Siz kimsiniz? dedi. Arkamızı döndük ateş etti. Ateş etmesiyle Hasan Gökguz yere düştü. Geri çekildiler. Biz şehit Hasan'ı banyoya çektik. Ben de lavabo arasına girdim. Tabi bu benim orada olduğumu biliyordu. Ben de lavabodaki sopayı aldım sallamaya başladım. Sabun kutusu vardı ona attım, silahını yere düşürdü ve kapıya doğru gitti ve belindeki ikinci silahı aldı. Daha sonradan bana iki kez ateş etti. Bacağıma ve orta parmağıma denk geldi. Sonra ev sahibi dış kapının anahtarını onlara attı. Kapıyı açtılar ve diğer arkadaşlarımızı da evin içinde canlı canlı tutup aşağıya attılar. Beni de atmaya yeltendiler. Geldiler beni orada biraz darbettiler. Dışarıya çıkardılar. Ben ellerinden kurtulup tekrar lavaboya kaçtım. Bayılmışım. Daha sonra karaciğerimin üzerine bıçak yedim, onunla beraber ayıldım. Dört kişi beni kaldırmış aşağıya atacaktı. Beni aşağıya atmak için çocuk odasına götürdüler. Allah'ın yardımıyla atamadılar. Çırpındım yere düşürdüler, aşağı doğru kaçtım."'KAÇMAMI SÖYLEYİP ARKAMDAN ATEŞ ETTİLER'
Aşağı indiğinde başka bir grubun saldırısına uğradığını ve tekrar binaya girdiğini dile getiren Er, şunları kaydetti:"Gelip darbettiler. Daha sonra ev sahibi 'öldürelim' dedi. Orada bir sorumlu, 'bu ibretlik kalsın' dedi. Aralarında tartışma yaşandı. Öldürmeye karar verdiler. Dışarıya çıkardılar. Baktım 4 arkadaşım da yüz üstü yerde yatıyordu. 25-30 metre sonra darbederek kaçmamı söylediler. Koşmaya başladım 6 metre sonra keleşle arkamdan ateş etmeye başladılar ama vuramadılar. Bir sokağa girdim, arkamdan geldiler daha sonra biraz daha öteye gidince artık o kan kaybından düştüm. Takatım kalmadı. Ambulansı aradılar gelmedi. Biri beni arabayla götürmek istedi. Daha sonra giden kişi de gelmedi. Seni alacak kimse var mı? diye sordular. Sonra amcama ulaştım. Hastaneye gittik. Olay ilk gün ki tazeliğini koruyor. Bu olayı hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız. Unutacak bir olay değildir."