"Adı Soykırım" belgeseli izleyiciyle buluştu
Yönetmenliğini Tülay Gökçimen'in üstlendiği, "Adı Soykırım" belgeselinin ilk gösterimi Atlas Sineması'nda yapıldı.
Yönetmenliğini Tülay Gökçimen'in üstlendiği, "Adı Soykırım" belgeselinin ilk gösterimi Atlas Sineması'nda yapıldı.
Belgeselde, Türkiye'de yaşayan Uygur Türklerinin anlatımıyla, Doğu Türkistanlıların çektiği sıkıntılar ele alınıyor.
Yönetmen Tülay Gökçimen, gösterim sonrası yaptığı açıklamada, çekimlerin ardından belgeselin kurgusunun devam ettiği 4 ay boyunca görüntüleri her gün izlediğini, ancak yeniden izlediğinde filmde gördükleri karşısında gözyaşlarını tutamadığını ifade etti.
Yaklaşık 20 yıldır medyada çeşitli çalışmalar yaptığını, son 15 yılda ise savaş, çatışma, işgal ve afet bölgelerinde belgeseller çektiklerini anlatan Gökçimen, "İlk defa, bölgeye gitmeden kendi vatanında değil de farklı bir ülkede yaşayan bir halkın yaşadıklarını anlatmaya çalıştık." dedi.
Gökçimen, Suriye, Kudüs ve Arakan'ın da arasında bulunduğu İslam coğrafyasına ilişkin belgeseller hazırladıklarını aktararak, bir yıldır "Doğu Türkistansız olmaz." diyerek, Çin'in Doğu Türkistan'da yaptığı zulmü anlatmak için yol aradıklarını dile getirdi.
Çekim sürecinde çok genç bir ekiple çalıştıklarını söyleyen Gökçimen, belgeselin çeşitli fedakarlıklar sonucu çok düşük bir bütçeyle ortaya çıktığını sözlerine ekledi.
"Batı uygarlığının yaygınlaşmasının gerekçesi medyadır"
Gazeteci yazar, Dr. Yusuf Kaplan, sinema alanında bu tarz önemli çalışmalara imza atan az sayıda kişinin bulunduğunu, ancak çağın ruhunun sinema olduğunu söyledi.
Sinemayı anlamadan çağı anlamanın ve dönüştürmenin de mümkün olamayacağını vurgulayan Kaplan, "Batı uygarlığının dünyada bu kadar yaygınlaşmasının gerekçesi medyadır. Bunların gerisinde de sinema vardır. Sadece Hollywood'un varlığını düşünün. Hollywood olmasaydı Amerika dünya üzerinde bu kadar hakimiyet kurabilir miydi? Kuramazdı." değerlendirmesini yaptı.
Kaplan, filmin çeşitli festivallerde gösterilerek bütün dünyada ses getirecek bir güce ulaşacağının altını çizerek, "Belgeselin, bir şekilde Doğu Türkistan'daki kardeşlerimizin maruz kaldığı zulmün sözcülüğünü de yapacağını tahmin ediyorum." dedi.
"Doğu Türkistan jeopolitik önem arz eden bir topraktır"
Uluslararası Doğu Türkistan Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Başkanı Hidayetullah Oğuzhan ise filmi izlemek için çok sayıda güzide insanın bir araya geldiğini belirterek, "Doğu Türkistan davasında, bir birey olarak sizlerle bu şekilde güzel bir faaliyette buluşmak bizi daha güçlendiriyor, moral veriyor." diye konuştu.
Doğu Türkistan'ın nüfusunun 30 milyon olduğunu kaydeden Oğuzhan, "Doğu Türkistan, Türk İslam dünyasının bir parçası olan, coğrafi büyüklük olarak 2 milyon kilometrekareye yakın bir yere sahip, yer altı ve yer üstündeki zenginlikleriyle, Çin ve Tibet dahil 9 ülkeyle komşuluğu bulunan ve jeopolitik önem arz eden bir topraktır." ifadelerini kullandı.
Oğuzhan, 5-6 senedir kendisi de dahil pek çok Doğu Türkistanlının ailesinden haber alamadığına dikkati çekerek, "Din, dil, kültür, medeniyet ve ırk açısından hiçbir benzerliğimiz olmadığı halde Çin, 73 sene boyunca bizi yok etmek ve Çinlileştirmek için elinden gelen bütün sistematik zulüm, asimilasyon ve soykırım çalışmasına devam etmiştir." dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatının, 48. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısında, Türkiye'nin Doğu Türkistan ile ilgili kaygıları gündeme getirmesinden dolayı çok mutlu olduklarını söyleten Oğuzhan, diğer pek çok ülkenin Doğu Türkistan'ı göz ardı etmesinden de üzüntü duyduklarını kaydetti.
Programa Gençlik ve Spor İl Müdürü Prof. Dr. Burhanettin Hacıcaferoğlu, Gençlik ve Spor Bakanlığı Beyoğlu Gençlik Merkezi Müdürü Eşref Gürsül, yönetmen İhsan Kabil, Ersin Çelik, Nuriye Çakmak Çelik, Dilek Malik ve Fatih Pehlivan'ın yanı sıra çok sayıda genç sinemasever katıldı.
Belgesel hakkında
Dünyanın farklı coğrafyalarında, özellikle çatışma bölgelerindeki insanların mağduriyetini daha fazla kişiye duyurmak için multimedya içerikleri hazırlayan "Human Movie Team" gönüllüleri tarafından çekilen film, Çin'in Doğu Türkistanlılara uyguladığı asimilasyonu işliyor.
Doğu Türkistan'daki toplama kamplarında yaşananlar, diasporadaki Uygur Türkleri ile yapılan röportajlar ve animasyonlar eşliğinde anlatılıyor.