Somalı Madenciler Hakim Karşısına Çıktı
Somalı madenciler hakim karşısına çıktı MANİSA'nın Soma İlçesi'nde, 301 madencinin öldüğü facia sonrasında yasal haklarını alamadıkları gerekçesiyle protesto gösterisinde bulunan ve yaptıkları eylem sonrası haklarında 'mala kasten zarar vermek' ve '2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek' suçlamalarıyla dava açılan 10 madencinin tutuksuz yargılandığı davaya başlandı.
Somalı madenciler hakim karşısına çıktı
MANİSA'nın Soma İlçesi'nde, 301 madencinin öldüğü facia sonrasında yasal haklarını alamadıkları gerekçesiyle protesto gösterisinde bulunan ve yaptıkları eylem sonrası haklarında 'mala kasten zarar vermek' ve '2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek' suçlamalarıyla dava açılan 10 madencinin tutuksuz yargılandığı davaya başlandı.
Ülkeyi yasa boğan ve 301 kişinin ölümüyle sonuçlanan maden faciası sonrası bir grup madenci, maaşlarını ve sosyal haklarını alamadıkları için 17 Haziran 2014 tarihinde Beşyol Kavşağı'nı trafiğe kapattı. Grubun bir süt firmasına ait 10 U 8572 plakalı panelvan minibüse hasar verip, şoförü Cihan Ölmez'i tartakladığı ileri sürüldü. Cihan Ölmez'in şikayetçi olması üzerine madenciler Onur Erdinç, Tevrat Cün, Eren Malkoç, Ahmet Mutluer, Cafer Bülbül, Sami Yavuz, Nizamettin Aksu, Sefa Köken, Hıdır Gül ve Enver Alkan hakkında dava açıldı. Protestocu madencilerin her biri için 'kasten zarar vermek' ve '2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet' suçlarından 6'şar yıla kadar hapis cezası istendi.
Dava şoku yaşayan madenciler; faciadan 16 ay sonra, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde ve yeni adli yılın açıldığı günde hakim karşısına çıktı. Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına sanıklardan sadece Onur Erdinç katılmadı. Müşteki Cihan Ölmez'in şikayetini geri aldığı davanın duruşması ifadelerin alınmasının ardından, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için 12 Kasım 2015 tarihine ertelendi.
SENDİKALILAR SEÇİLDİ İDDİASI
Duruşma sonrası açıklama yapan madencilerin Avukatı Sercan Okur, "Biz hukukçular olarak bu yürüyüşün anayasa'nın 34. maddesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunlarına uygun bir yürüyüş olduğunu düşünüyoruz. Bu davada dikkati çeken husus sanıkların hemen hemen tamamının sendikal faaliyetlerde yoğun olarak görev alan, yöneticilik yapan, temsilcilik yapan kişilerden oluşmuş olması. Ancak düzenlenen o yürüyüşün 1500 kişilik bir yürüyüş olduğu söyleniyor. Bugün burada eğer yürüyüşe katılmak suç ise o 1500 kişinin yargılanıyor olması gerekiyordu. Bu 1500 kişi içerisinden sadece sendikal faaliyetlere katılan arkadaşların seçilerek sanık olarak dosyaya dahil edilmeleri bizde soru işareti uyandırdı" dedi.
"HAKKIMIZI ARADIK, KARŞILIĞI DA BU OLDU"
Sanık işçiler adına konuşan Sefa Köken, "Hakkımızda açılan dava beni şaşırtmadı. Adaletin olmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Bunun da olması normaldir. Biz hakkımızı aradık. Hiçbir cana ve mala zarar vermedik. Hakkımızı aradık, karşılığı da bu oldu. Padişahlıkla yönetilen bir ülkede hak arayanları cezalandırarak, milletin hakkını aramasını engellemektir amaç. İşte 10 kişiye ceza verip, bu şekilde bütün toplumu susturmak, sindirmektir. Korkak bir toplum yaratmaktır. Biz buna karşıyız. İçeri de girsek, asılsak da, ölsekte yolumuzdan, hak aramamızdan, bu yoldan asla vazgeçmeyeceğiz. Katillerin, suçluların ödül aldığı bir yerdeyiz şu anda. Emekçinin içeride yargılandığı, ceza alacağı bir yerdeyiz. Utanıyorum. Gerçekten 'Türkiye'de adalet var' diyen kişiye şaşarım ben. Bu ülkede adalet gerçekten yok. Adalet olsaydı biz bugün bu halde olmazdık. Biz Soma maden işçisi olarak 3 bin kişi işsiziz. Hiçbir şirket bizi işe almıyor. Tazminatlarımızı, haklarımızı vermediler. Fakat sokağa çıktığımızda, hakkımızı aradığımızda da bize mahkemenin kapısını gösteriyorlar" dedi.