Sokağa Çıkma Yasağında İki Temel Dayanak
Doğu ve Güneydoğu’da bir süredir devam eden sokağa çıkma yasaklarını değerlendiren Sosyolog İsmail Öz, iki temel konuya dikkat çekti.
Doğu ve Güneydoğu'da bir süredir devam eden sokağa çıkma yasaklarını değerlendiren Sosyolog İsmail Öz, iki temel konuya dikkat çekti. Yasakların hem sivil vatandaşları çatışmalardan korumak hem de doğru ile yanlış insanları birbirinden ayırmak için devam ettiğini belirten İsmail Öz, "Çatışan unsurların tespiti için böyle bir dinginliğe ihtiyaç var" dedi.
Çözüm sürecinin sona ermesinin ardından çatışmalara sahne olan Doğu ve Güneydoğu'da bir süredir sokağa çıkma yasakları uygulanıyor. Her dönemde dünyanın değişik ülkelerinde birbirinden farklı amaçlar için uygulanan sokağa çıkma yasaklarını değerlendiren Sosyolog İsmail Öz, iki temel konuya dikkat çekti. Yasakların hem sivil vatandaşları çatışmalardan korumak hem de iyi ile kötüyü birbirinden ayırmak için devam ettiğini belirten İsmail Öz, "Devletin, bugün Türkiye'deki hassas noktalarda ve sinir uçlarında sokağa çıkma yasağı politikasını uyguladığını görüyoruz. Bu yasaklarla beraber, bölgedeki insanların can güvenliklerini koruyabilmek ve orada kimlerle çatışıldığıyla ilgili daha rahat bir öngörü ortaya koyabilmek amaçlanıyor. Çünkü halkın sokağa çıktığı bir ortamda mücadele verilmesi, hem insanların can güvenliğinin korunamaması hem de doğru ve yanlış insanların birbirinden ayırt edilememesi anlamına gelir. Devletle çatışan unsurları tespit edebilmek için böyle bir dinginliğe ihtiyaç var. Bu dinginlik açısından bir sokağa çıkma yasağı uygulandığını düşünüyorum" dedi.
GÜVENLİK GÜÇLERİNE DESTEK ÇAĞRISI
Bölgedeki insanlara güvenlik güçlerine destek olmaları çağrısında bulunan İsmail Öz, "Bugün biz yeniden birlikte yaşama arzunu gündeme getirecek bir zemin bekliyorsak o bölgedeki herkes devlete destek olmalı. Orada var olması gereken ve uluslararası bütün hakları elinde bulunduran tek unsur Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin askerleri ve polisleridir. Oradaki vatandaşlarımız da Türkiye ile entegre olmak ve Türkiye'nin yanında durabilmek adına güvenlik güçlerine sabırla destek olmak durumundalar. Devlet'in PKK ile mi yoksa toplumla mı mücadele ettiğinin ayrımını en iyi yapabilecek olanlar onlar. Devleti gıda dağıtımları ve hastanelere ulaştırma gibi hizmetlerle şefkat elini insanlara hissettiriyor. Devlet orayı tekrar eski huzuruna getirebilmek için çaba gösteriyor" şeklinde konuştu.
"90'LI YILLARDAN FARKLI"
Bugün uygulanan sokağa çıkma yasaklarını, 90'lı yıllardaki yasaklardan çok farklı bir yerde konumlandırıldığını belirten İsmail Öz, "90'lı yıllarda da Türkiye'de birtakım sokağa çıkma yasakları uygulandı. Ancak bugün uygulanan yasakları, 90'lı yıllardaki sokağa çıkma yasağından çok farklı bir yerde konumlandırmamız gerekiyor. Çünkü bugün devletin her kademesi, 90'lı yıllarda devlet hafızasını ortadan kaldırabilmek ve o güne geri dönüldüğüne dair bir mesaj vermemek için çok ciddi bir çaba içerisindeler" ifadelerini kullandı.
'90'LI YILLAR' VURGUSU
PKK'nın, '90'lı yıllar' vurgusuyla devletin katliam alt kültürüyle hareket ettiği imajını uyandırmaya çalıştığını belirten İsmail Öz, "PKK, 90'lı yıllardaki hafızaya dönük olarak devletin katliam alt kültürüyle hareket ettiği imajını uyandırmayı arzu ediyor. 90'lı yıllarda olanların yanlışlığını zaten devletin en üst makamları defalarca ifade etti. Ancak PKK sürekli 90'lara atıf yaparak her hareketin planlı ve istenerek olduğuna dair bir algı oluşturmaya çalışıyor. Bunun üzerinden de kendi yaptığı hareketlere meşruiyet kazandırarak devleti suçlu ilan etmeyi amaçlıyor. O zaman Türkiye kendi politikalarını üretebilen güçlü bir aktör durumunda değildi ve proaktif bir zemini yoktu. Kendi insanına huzur bahşederken bile birilerinden izin alıyordu. Ama bugün Türkiye kendi halkını huzura eriştirebilecek proaktif zekayla hareket ediyor. İki Türkiye arasında çok ciddi ve temel farklılıklar var" dedi. - İSTANBUL