Şizofreni Hakkında Söylenceler ve Gerçekler Toplantıları"
Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Timuçin Oral, "Şizofreni deyince korku akla geliyor.
Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Timuçin Oral, "Şizofreni deyince korku akla geliyor. Korku bilinmeyenle ilgili bir şeydir. Bilmediğinizden korkarsınız. Bildiğiniz bir şey sizi korkutmaz. Şizofreni herhangi bir hastalıktan farklı bir şey değil." dedi.
Türkiye Psikiyatri Derneği ve Şizofreni Dernekleri Federasyonu, Taksim Hill Hotel Toplantı Salonu'nda "Şizofreni Hakkında Söylenceler ve Gerçekler Toplantıları"nın ilkini gerçekleştirdi.
Toplantıda konuşan Prof. Dr. Oral, şizofreni hastalığının toplumdaki karşılığı ve derneğin çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Türkiye'nin psikiyatri alanında eksiklikleri bulunduğunu belirten Prof. Dr. Oral, "Hem psikiyatrist sayısı olarak hem de psikiyatrik yatak sayısı olarak Türkiye maalesef komşu ülkelerin çok çok altında. Biz hizmet verebilme olanaklarını arttırmalıyız ondan sonra da yeterince bilgilendirmeyle bu hastalık üzerindeki damgalamayı ortadan kaldırmak zorundayız. Türkiye Psikiyatri Derneğinin dikkat çekmeye çalıştığı alanlardan birisi de budur." ifadelerini kulladı.
Prof. Dr. Oral, şiddet olaylarını konu alan bazı haberlerde şizofreni hastalığı ile ilgili olarak toplumu yanıltıcı yönlendirmelerin olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
"Şizofreni deyince korku akla geliyor. Korku bilinmeyenle ilgili bir şeydir. Bilmediğinizden korkarsınız. Bildiğiniz bir şey sizi korkutmaz. Dolayısıyla burada bilinmeyenin yarattığı bir meseleyle uğraşıyoruz. Şizofreni herhangi bir hastalıktan farklı bir şey değil. Yani şizofreni tıbbi bir hastalık, kronik bir rahatsızlık. Epilepsiden, astımdan ne kadar korkuyorsak şizofreniden de o kadar korkmamız gerekiyor."
"Şizofrenler saldırganlık eğiliminde değil"
Şizofreni Dernekleri Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Haldun Soygür ise şizofreni hastalarının saldırganlık eğiliminde olmadığını, bilakis toplumdan korktuklarını ancak bunun pek bilinmediğini söyledi.
Şizofreni konusunun karmaşık bir mesele olduğunu ifade eden Soygür, şunları kaydetti:
"Toplumda yaygın bir inanış var ki, 'şizofreni hastaları her zaman saldırganlık eğilimindedir' diye. Sanki her an cinayet işleyeceklermiş gibi bir eğilim var. Bize göre bu büyük bir haksızlık. Aslında şizofreni söz konusu olduğunda şiddetin faili değil, şiddetin mağduru olmak gibi bir durum var. Toplumun geneliyle karşılaştırıldığında hafif de olsa rahatsızlığın alevlendiği, tedavi edilmediği dönemde bir şiddet olasılığından söz ediyoruz ama aynı zamanda şunu da gözardı etmememiz lazım, tedavi edilmemiş bu rahatsızlık nedeniyle şiddet eğilimi gösteren bir insanın da mutlaka tedavi edilmesi gerekir, cezalandırılması değil. Dolayısıyla çok karmaşık bir mesele bu."
"Şizofreni kelimesi toplumu ürküten bir kelime"
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Alptekin de, şiddet ve şizofrenin, toplumun yaşadığı, yaşamakta olduğu ve gelecekte de yaşayacağı bir konu olduğunu, ancak ne yazık ki üstü örtülerek yok sayıldığını söyledi.
Oysa bu durumu yaşayanlar için büyük bir dram ve acı söz konusu olduğunu anlatan Prof. Dr. Alptekin, "Bu dram ve acıyı engellemek ise mümkün. Şizofreni ile şiddet birlikte yaklaşık her 10 hastadan bir ya da ikisinde ortaya çıkabilecek bir konu. Özellikle hastalık alevlendiği zaman bu risk daha çok artıyor. Hastalığın iyileşmesi söz konusu olursa bu risk tamamen kayboluyor." dedi.
Şizofreni hastalığı konusunda medyaya eleştirilerde bulunan Prof. Dr. Alptekin, şöyle konuştu:
"Medya yanlış iş yapıyor, yanlış yönlendiriyor. Toplum, şizofreniyi medyadaki bir şizofreni hastasının birini öldürdüğü haberiyle öğreniyor. Medya için bir şizofreni hastasının annesini-babasını öldürmesi bir haber ama şu haber değil, şizofreni hastasının toplumdan korkması. Oysa 10 şizofren hastasının en az 9'u toplumdan korkuyor. Biz görüşme odalarından hastaların dışarıya çıkmaları için uğraşıyoruz. Korkmaması için, başına kötü bir şey gelmeyeceğini ikna etmek için uğraşıyoruz. Ama bu medya ve toplum için bir haber değil. Eğer toplum bu bakışını değiştirmezse şizofreni hastaları yakınları şiddete maruz kalmaya devam edecek. Şizofreni kelimesi toplumu ürküten bir kelime. Uzak Doğu'da, Japonya'da, Tayland'ta, Kore'de şizofreni kelimesini kaldırdılar tanıda, yerine yeni kelimeler koydular. Ama bu yeni kelimelere de ön yargılar oluşmuş durumda. Bu korku tarihten günümüze gelen bir korku."
Türkiye Psikiyatri Derneği Üyesi Doç. Dr. Doğan Yeşilbursa ise adli psikiyatri konusunda sunum yaptı.