Siyonizm karşıtı İsrailli aktivist Aparicio: "Filistin özgürleştiği gün geri döneceğiz"
Siyonizm karşıtı İsrailli aktivist Eitan Bronstein Aparicio, İsrail'in apartheid rejiminin bir gün çökeceğine inandığını, Filistin özgürleştiğinde de ülkesine geri döneceğini belirterek, Türkiye'nin uyguladığı ticari kısıtlamaların diğer ülkelerce örnek alınması gerektiğini söyledi.
Siyonizm karşıtı İsrailli aktivist Eitan Bronstein Aparicio, İsrail'in apartheid rejiminin bir gün çökeceğine inandığını, Filistin özgürleştiğinde de ülkesine geri döneceğini belirterek, Türkiye'nin uyguladığı ticari kısıtlamaların diğer ülkelerce örnek alınması gerektiğini söyledi.
Aparicio, 1960'da Arjantin'de dünyaya gelmiş, 5 yaşındayken ailesiyle İsrail'e göç etmiş bir Yahudi ailenin çocuğu.
İsrail ordusunda zorunlu askerliğini yaptıktan sonra yedek asker olarak Lübnan ve Batı Şeria'da hizmet vermeyi reddeden Aparicio, 5 sene önce, siyonist rejimin kontrolünde daha fazla yaşamak istemediğine karar vererek ailesiyle Brüksel'e taşınmış.
Aparicio, Brüksel'de "Belçika Siyonizm karşıtı Yahudiler Birliği" (Anti-Zionist Jewish Alliance in Belgium) çatısı altında faaliyet gösteriyor.
Avrupa Birliği (AB) personelinin İsrail'in Gazze'deki saldırılarının birinci yılını protesto etmek için düzenlediği gösteriye katılan Aparicio, AB Komisyonu binası önünde ülkesinin bir soykırım devletine dönüştüğüne dair bir konuşma yapmıştı.
"Nekbe: İsrail'i Sömürgecilikten Kurtarma Mücadelesi" isimli kitabın yazarı Aparicio, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Aparicio, aktivistliğe başlamasını şöyle anlattı:
"Temel meselenin siyonizm olduğunu, bir Yahudi ulus devleti projesi olduğunu ve siyonizmi aşmadığımız sürece Filistin'de de İsrail'de de herkes için barış ve adaletin sağlanmasının imkansız olduğunu anladığımda, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakları üzerinde çalışmaya başladım."
" İsrail'in bir gün politik olarak çökeceğini düşünüyorum." diyen Aparicio, şöyle devam etti:
"Bakın, ( İsrail ) diğer tüm sömürgeci rejimler veya apartheid rejimleri gibi. Güney Afrika'da, onlarca yıl boyunca apartheid rejimi vardı. Aslında İsrail'le aynı gün kuruldu ve bir gün çöktü. Uluslararası baskı, büyük bir uluslararası baskı, boykot, dünyanın dört bir yanından çok önemli yaptırımlar sonrasında çöktü."
Aparicio, apartheid rejimi çöktüğünde İsraillilerin çoğunun sömürgeci bir zihniyete sahip olduğu için Filistinlilerle eşit şekilde bir arada yaşamayı istemeyeceğini dile getirerek, "Gerçekten umuyorum ki, orada Filistinlilerle yaşayacak insanlar olacak. Eşimle söz verdik. Filistin özgür olduğunda geri döneceğiz." dedi.
"Tek yol uluslararası baskı"
"Bence bugün tek yol uluslararası baskı." ifadesini kullanan Aparicio, tüm ülkelerden, Birleşmiş Milletler (BM) organlarından, AB ülkelerinden yaptırımlar ve silah ambargosuna ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin İsrail ile ihracat kısıtlamasına değinen Aparicio, "Bence (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın) yaptığı şey çok çok değerli. İsrail ile ticareti tamamen boykot etmek. İsrail'de çok güçlü bir yaptırımı olduğunu biliyorum. İnsanlarla konuştuğumda duyuyorum ve okuyorum. İsrail pazarında büyük sorunlara yol açıyor. Bu yüzden bu ekonomik yaptırımları uygulayan daha fazla ülke olmasını umuyorum." değerlendirmesini yaptı.
Aparicio, "Her yerde, her düzeyde yaptırımlar önemli. Çünkü yalnızca baskı İsrail'i durdurabilir." dedi.
Batı'nın tavrı: "Irkçılığın bir parçası"
Batılı ülkelerin Yahudi soykırımı nedeniyle tarihi bir sorumluluğu olduğunu belirten Aparicio, "Ancak bunun yanlış tarafını üstleniyorlar. 'Bir daha asla Nazi rejimi gibi ırkçı, katil bir rejim olmamalı' demek yerine, güçlü bir Yahudi devleti kurma gibi bir ders çıkarmışlar." diye konuştu.
Aparicio, AB'in İsrail'in en büyük ticaret ortağı olduğuna değinerek, Ukrayna'ya saldırıları karşısında Rusya'ya uygulanan yaptırımlara bakıldığında İsrail'in Gazze'de yaptıklarıyla kıyaslanamayacak bir tablonun bulunduğunu söyledi.
Buna rağmen AB'nin İsrail karşısında sessiz kaldığına dikkati çeken Aparicio, "İnanıyorum ki bu, ırkçılığın bir parçası. İsrail'de olduğu gibi AB'de de, Filistinlilerin hayatları, İsraillilerin hayatlarından, Yahudilerin hayatlarından, beyaz Avrupalıların hayatlarından çok daha az önemli." tespitini yaptı.
"İsrail tüm dünyanın izlediği bir soykırımı yürütüyor"
Aparicio, 7 Ekim'de Hamas'ın saldırısının İsrail için büyük bir yenilgi anlamına geldiğini dile getirerek, şunları anlattı:
"7 Ekim'den beri olanların, iki ana faktörün bileşimi olduğunu görüyorum. Biri yenilgi. İkincisi İsrail toplumunun giderek daha fazla faşist, giderek daha fazla aşırı sağcı hale gelmesi. Bu, İsrail ordusunu ve İsrail hükümetini Filistinlilerden intikam almaya, bir yıllık intikam almaya getiren bir kombinasyon. Mesele Hamas'ı öldürmek değil. İsrailliler, Hamas'ın tamamen yok edilemeyeceğini en başından beri biliyorlardı. Hamas toplumun içine yerleşmiş durumda. Önemli bir hareket, bir parti. Yani burada büyük bir katliama, bir soykırıma dönüşen büyük bir intikam var. Aslında, İsrail tüm dünyanın izlediği bir soykırımı yürütüyor."
Bir yıldır süren soykırımın yalnızca İsrail'den görülmediğini ifade eden Aparicio, "İsrailliler sadece sayıları biliyorlar. Soyut bilgileri biliyorlar. Bombalanmış insanları, titreyerek ölen bebekleri, plastik torbalardaki bedenleri, hepimizin gördüğü bu korkunç görüntüleri görmediler." diye konuştu.
"Bu korkunç katliamın bizim adımıza yapıldığını görmek berbat"
Aparicio, hükümetin politikalarını tasvip etmeyen, Filistinlilerin haklarını destekleyen, siyonizm karşıtı Yahudiler için yaşanan soykırımın özellikle üzücü olduğunu dile getiren Aparicio, şunları kaydetti:
"Bu korkunç katliamın bizim adımıza yapıldığını görmek berbat. Her gün bunu Yahudi halkı için yapıldığını duyuyoruz. Bu, suçu ikiye katlıyor gibi. Bir ulusu katlediyorsunuz ve bunu kendi halkınızın, dünyadaki Yahudilerin iyiliği için olduğunu iddia ediyorsunuz. 'Bunu İsrail için yapıyoruz' demek yerine, 'Bunu tüm Yahudiler için yapıyoruz' diyorlar. Böylece dünyadaki insanlar bunun Yahudiler adına yapıldığını düşünüyor. Bu korkunç ve bundan çok endişeliyiz."