Sivas'ta '2 Temmuz'un 27'nci yılında, hayatını kaybedenler anıldı
Sivas'ta '2 Temmuz'un 27'nci yılında, hayatını kaybedenler anıldı (2)KISITLI YÜRÜYÜŞ VE ANMA ETKİNLİĞİValilik öncülüğündeki il protokolünün düzenlediği anma etkinliğinin ardından Sivas Demokrasi Platformu adı altında çeşitli sivil toplum kuruluşu ve parti temsilcilerinden oluşan 50 kişilik bir...
Sivas'ta '2 Temmuz'un 27'nci yılında, hayatını kaybedenler anıldı (2)
KISITLI YÜRÜYÜŞ VE ANMA ETKİNLİĞİ
Valilik öncülüğündeki il protokolünün düzenlediği anma etkinliğinin ardından Sivas Demokrasi Platformu adı altında çeşitli sivil toplum kuruluşu ve parti temsilcilerinden oluşan 50 kişilik bir grup kent meydanından hareket ederek eski Madımak Oteli, şimdiki Bilim ve Kültür Merkezi binasının önüne kadar yürüdü. Grup burada binanın giriş kısmına karanfil bıraktı.
Burada grup adına açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Veli Ağbaba, olayda hayatını kaybedenleri andı. Ağbaba, "Belki insanlık tarihinin en acı, en karanlık günlerinden birisi 2 Temmuz. Burada katledilenleri rahmetle anıyoruz. Onların mücadelesi Türkiye'deki hoşgörü, aydınlanma, laiklik mücadelesiydi. Bu topraklarda çok bedel ödeyen insanlar oldu. Sivas'ta yakılan 33 şehidimize kadar birçok insan bu konuda bedel ödedi. Onlar Türkiye'nin aydınlanma mücadelesindeki kilometre taşlarından birisiydi. Ama o gün 2 Temmuz'da Sivas Türkiye açısından utanç verici bir gündür. Herkesin buradan ders alması gerekiyor. Türkiye'deki laikliğin, demokrasinin, cumhuriyetin değerini hepimizin bilmesi gerekiyor. Bugün Türkiye'de, Ortadoğlu ülkelerindeki gibi mezhep kavgaları, kardeş kavgaları yoksa bunu en çok Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e ve cumhuriyete borçluyuz. Atatürk'ün değerlerini hep beraber gözümüz gibi korumamız gerekiyor. 3 gün sonra da Başbağlar katliamı var. Bizim için Sivas ne ise Başbağlar katliamı da odur. Aynı karanlık güçler tarafından gerçekleştirilmiştir. Oradaki insanlarımızı da milletvekillerimiz anmaya gidecekler. 33 insanın bıraktığı aydınlanma, demokratikleşme mücadelesi ve Anadolu topraklarında hoşgörü mücadelesi devam edecek. Bir daha bu tür barbarlıkların yaşanmamasını umuyoruz. Madımak'ın bir utanç müzesi yapılması bir lütuf gibi sunuluyor. Burası mutlaka o insanların adına bir utanç, bir ortak hafıza müzesi yapılması gerekiyor" dedi.
İZİN ALARAK YÜRÜDÜLER
Kentte anma programları kapsamında son olarak aralarında çeşitli dernek, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, CHP ve HDP temsilcileri ile olayda hayatını kaybedenlerin yakınlarından oluşan yaklaşık 300 kişilik grup Mevlana Caddesi üzerinden yürüyüş yaptı. Daha önce yasak olduğu açıklanmasına rağmen Valiliğin verdiği izin ile kent meydanı girişinde oluşturulan kontrol noktasında ateşleri ölçülen katılımcılar üst aramaları da yapılarak alana alındı. Buradan sloganlar eşliğinde eski otel binası, bugünkü Bilim ve Kültür Merkezi önüne gelerek karanfil bıraktı. Katılımcılar olayda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarını taşıdı. Daha sonra eski otel binası önüne gelen otobüsün üzerinden, tertip komitesi adına konuşmalar yapıldı. Olayda yaşamını yitirenlerin isimleri de tek tek okundu. Etkinliğe katılanlara sık sık sosyal mesafeye uyulması uyarıları yapıldı.
'KATLİAMIN ARDINDAKİLER AÇIĞA ÇIKARILMALI'
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan, pandemi kuralları nedeni ile bu yıl katılımı az tuttuklarını hatırlatarak, "27 yıl geçmesine rağmen, devlet cephesinden baktığımız zaman bu Madımak'la ilgili hiç bir adımın atılmadığını görüyoruz. Biz her zaman şunu söyledik. Sivas'la yüzleşmeden Türkiye'nin aydınlığa çıkması mümkün değildir. Sivas'la yüzleşmenin ilk ayağı devlettir. Devlet bu katliamın arkasında kimin olduğunu mutlaka açığa çıkarmalıdır. İçeride yatanlar var ama onların birer maşa olduğunu her zaman biliyoruz. Biz 27 yldır mücadelemizi sürdürüyoruz, bin yıl da geçse sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.
Madımak'ın müze olması yönündeki çağrısını da yineleyen Kaplan, bina içerisinde oluşturulan anı köşesinde, olayda ölenler arasında 2 göstericinin yer almasını da kabullenmeyeceklerini belirterek, "Bina içinde iki tane katilin ismi, bizim şehitlerimizin isimlerinin arasında yer alıyor. Hiç kimse, hiç bir aile o isimler orada olduğu için içeri girmiyor. Madımak'ın utanç müzesi olması şiarından da bu örgütler hiçbir zaman vazgeçmedi ve vazgeçmeyecek. Burası utanç müzesi olmak zorundadır. Alevilere yönelik tüm katliamlar adına, devlet bizden özür dilemelidir" ifadelerini kullandı.
Yapılan açıklamaların ardından grubun geldiği istikamete doğru dönüş yapmasıyla etkinlikler sona erdi.
GENİŞ ÖNLEM ALINDI
Kent merkezindeki anma etkinlikleri kapsamında, grubun geçeceği güzergah üzerinde bulunan cadde ve sokaklar trafiğe kapatılırken, çok sayıda polis ekibi de kent meydanı ve eski otel binası önünde konuçlandırıldı.
'DEVLETİN RESMİ DİLİ BU ŞEKİLDE DEĞİLDİR'
Madımak olayları sırasında hayatını kaybedenler arasında bulunan Gülsün Karababa'nın ağabeyi Hüseyin Karababa, önceki gün Sivas Valisi Salih Ayhan'ın, yaptığı bir açıklamada 2 Temmmuz 1993'te Madımak'ta yaşananları nitelerken 'katliam' yerine "Sivas olayları" ifadesini kullanması üzerine suç duyurusunda bulundu.
Konuyla ilgili DHA'ya açıklama yapan Vali Salih Ayhan, "Henüz bize intikal eden bir evrak yok. Ben de basından gördüm. Ama ben Sivas Valisi olarak, gerekse bir vatandaş olarak iki kavramı bir arada kullanmayı zul sayarım. Doğru değil. Burada murat nedir? Eğer biz bu kavramı kullanarak bütün acılar gidecekse bunu değerlendirelim, düşünelim. Ama asla burada bırakın iki kavramı bir araya getirmek, söylemeyi dahi kullanamıyorum. Dolayısıyla sevginin, barışın, kardeşliğin toprağında geçmişi olan can şehir, sultan şehir de iki kavramın yan yana tesadüfen dahi gelmesi asla gönlüm razı değildir. Buna hiçbir Sivaslının gönlüde razı değildir. Bundan nemalanmak isteyenler olabiliyor. Bunu tahrik ve provokasyon olarak kullanmak isteyenler oluyor. Devletin resmi dili bu şekilde değildir. Biz 2 Temmuz Madımak Olayları olarak değerlendiriyoruz. Bunu bu şekilde Sivas'a atfetmeye çalışmak, ima dahi etmek milyonlarca Sivaslıya çok büyük haksızlıktır. Hiçbir Sivaslı buradaki bu olayı bu şekilde değerlendirmiyor. Bu acı bizim acımızdır. Sadece birkaç vakfın ve derneğin değil bütün Sivas'ın acısı, tüm insanlığın acısı, dert de bu ülkenin derdidir. Bu derdi taşıyacağız ve gidereceğiz. Suç duyurusunda bulunabilirler. Hesap vermem gerekirse de veririm. Bununla ilgili hesap vermekte herhalde Sivas açısında olumsuzluk olmaz. Asla ben bunu kullanmayacağım. Kullanırsam Sivas'a haksızlık olur" dedi.
'MÜZE KONUSUNU BÜYÜKLERİMİZ BİLİR'
Bugünkü anma etkinliği sırasında Cem Vakfı Genel Başkanı Erdoğan Dener'in, binanın insanlık müzesi yapılması isteğini de değerlendiren Vali Ayhan, "Farklı isimler altında müze olmasına dair talepler var. Hatta bu konuda dava süreçleri de oldu. İlk defa böyle bir talep oldu. Bunu da büyüklerimiz bilir. Kuşatıcı, kucaklayıcı, herkesin gönlünde yer bulan bir husus olursa elbette neden olmasın. İlk defa Cem Vakfı Genel Başkanı söyledi. Ama sayın başkanımızın diğer ifadeleri de çok doyurucu, kucaklayıcı ifadelerdi. Asla katliam kavramlarına yer yoktur. Başkanımızın önerisine büyüklerimizin takdiri ne olur onu da zaman gösterecek" diye konuştu.