Sivas bu çay ocağının duvarları, müşteri fotoğraflarıyla dolu
Bu çay ocağının duvarları, müşteri fotoğraflarıyla doluSİVAS'ta çay ocağı işletmecisi Yakup Öztürk (70), 18 yıl önce açtığı dükkanının duvarlarına, müşterilerinin, arkadaşlarının ve akrabalarının fotoğraflarını astı.
Bu çay ocağının duvarları, müşteri fotoğraflarıyla dolu
SİVAS'ta çay ocağı işletmecisi Yakup Öztürk (70), 18 yıl önce açtığı dükkanının duvarlarına, müşterilerinin, arkadaşlarının ve akrabalarının fotoğraflarını astı. Öztürk, fotoğrafları bulunan bazı müşteri ve akrabalarının hayatta olmadığını ve bu fotoğraflarla onların anısını yaşattıklarını söyledi.
Sivas'ta oturan, 4 çocuk babası Yakup Öztürk, işçi olarak çalıştığı Maden Tetkik Arama'dan (MTA) 1999 yılında emekli oldu. Emekliğinin ardından 3 yıl sonra Öztürk, çay ocağı açtı. İş yerine ailesinin fotoğraflarını asan Öztürk, bir süre sonra akrabalarının fotoğraflarını da dükkanın duvarlarına ekledi. Gün geçtikçe dükkanına gelen müşterilerinden vesikalık fotoğraflarını alan Öztürk bunları da dükkanın duvarlarına astı. Zamanla çay ocağının duvarları fotoğraflarla kaplandı. Yaklaşık 18 yıldır duvarlarında fotoğraf biriktiren Öztürk'ün bazı müşterileri seneler sonra bu fotoğraflarına baktıklarında kendilerini tanıyamadıklarını söyledi. Öztürk ise fotoğrafları bulunan bazı müşteri ve akrabalarının hayatta olmadığını ve bu fotoğraflarla onların anısını yaşattıklarını ifade etti.
'ÇOĞU RAHMETLİ OLDU'
Çay ocağını açtıktan sonra vesikalık fotoğraf koleksiyonu yapmaya başladığını söyleyen Öztürk, "Ben ilkokulu okuduktan sonra berberde çırak olarak çalıştım. Bir müddet çalıştıktan sonra Alibaba Karakolu'nun arkasında berber dükkanı açtım. Askere gittim geldim. MTA'da iş başı yaptım. MTA'da boyacı, bekçi, oto boyacı olarak çalıştım ve oradan emekli oldum. Emekli olduktan sonra burada çay ocağı açtım. Sonra aile fotoğraflarımızı hazırladım. Zaman zaman kendi akrabalarımın, köylülerimin fotoğraflarını astım. Arkadaşlarımızın, gelen misafirlerimizin derken çoğalttık. Buraya gelen arkadaşlarımın fotoğrafları var. Burada bulunanların çoğu rahmetli oldu. Şehitlerimiz var, MTA'dan personel arkadaşlarımız var" dedi.
'TORUNU GELİYOR, 'DEDEM BURADA' DİYOR'
Çay ocağında 1000'den fazla fotoğraf bulunduğunu söyleyen Öztürk, "18 yıl içinde aramızdan ayrılanlar olduğu için şimdi gelenler, 'Buraya fotoğraf verenler hemen ölüyor, fotoğraf vermeyeceğiz' diyor. Şaka olsun diye söylüyorlar. Teşekkür edenler çok fazla oluyor. Biz kendi aile fotoğraflarımızı astık. Amcalarım, dayılarım derken çoğaltmak icap etti. MTA'da bulunan arkadaşlarımızın fotoğraflarını sendikadan aldık. Böylece hepsini bir araya getirmiş olduk. Torunu geliyor 'benim dedem burada' diyor. Lakapları olmasa kendi köylülerimizi tanıyamazlar. Deli Çoban Ağa, Memüklerin Sağdıç Dede, Cüllük Halil, Bekçi Halil, Memüklerin Mahmut, İzzetlerin Kambur Bekir, Cüllüğün Hüsük, Cüllüğün Topal Ahmet, Körüklerin Kadir, Fındık Turan, Hombulun Ömer, Mıgırların Osman gibi lakapları olan insanların fotoğrafları var. Onların lakaplarını söylersek tanıyorlar. Yoksa kimse fotoğraftan tanımıyor" diye konuştu.
'HERKES GEÇMİŞİNİ HATIRLIYOR'
Çay ocağı müşterilerinden Bekir Sayan, "Çay ocağında oturmak, sohbet etmek, eşini dostunu tanımak güzel. Benim ve kardeşimin fotoğrafları da var. Ölenlere Allah rahmet eylesin" dedi. Fotoğraflara bakarak çay içtiklerini söyleyen Osman Kömür ise "Arkadaşımızın işlettiği bu dükkana gelip çay içiyoruz. Bu fotoğraflara bakıyoruz. Ölenleri, geçmişimizi hatırlıyoruz. Burada bulunanların çoğu akrabamız. Ölen akrabalarımızın fotoğraflarını gördükçe duygulanıyoruz, hatırlıyoruz" diye konuştu.
İbrahim Aslan ise, "Buraya gelip çay içiyoruz, sohbet ediyoruz. Geçmiş arkadaşlarımızı görüyoruz. Vefat edenler var, onlara Allah rahmet eylesin. Böyle bir şey olması çok güzel, herkes geçmişini hatırlıyor, arkadaşlarını görüyor" dedi.