Sivas 4 Muhalefetle Barış Süreci Atışması "Bakan Yılmaz."
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz esnaf ziyaretlerinin ardından önce çeşitli açılışlara, daha sonra ise Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) toplantı salonunda düzenlenen Danışma Meclisi Toplantısına katıldı.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz esnaf ziyaretlerinin ardından önce çeşitli açılışlara, daha sonra ise Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) toplantı salonunda düzenlenen Danışma Meclisi Toplantısına katıldı. Toplantıya Bakan Yılmaz'ın yanı sıra Ak Parti Sivas Milletvekillleri Ali Turan, ve Nursuna Memecan, CHP Milletvekili Malik Ecder Özdemir, Vali Zübeyir Kemelek, Belediye Başkan Vekili Orhan Demirok, STSO Başkanı Osman Yıldırım ile oda üyeleri katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal marşının okunmasıyla başlayan program STSO Başkanı Osman Yıldırım'ın sunumu ile devam etti. Daha sonra toplantıya katılan sanayiciler sıkıntılarını anlattı.
CHP'Lİ VEKİLDEN BARIŞ SÜRECİ ELEŞTİRİSİ
Toplantıda konuşan CHP Sivas Milletvekili Malik Ejder Özdemir, "Sivas Türkiye'nin bir parçası, bu toplantıda Sivas'ı konuşacağız da Türkiye'yi konuşmayacak mıyız. Türkiye'deki özeleştirmelerden Sivas'ın bir kazancı olmamıştır. Türkiye sıcak bir sürecin içinden geçiyor. Bu süreç içerisinde akil insanlar buraya gelerek toplantı yapacaklar. Bu ülkenin geleceği ile ilgili projeleri ben bir milletvekili olarak bilmek istiyorum. Evet analar ağlamasın, silahlar bırakılsın bunu istemeyen kimse olamaz. Bir yerde barış süreci olabilmesi için iki taraf arasında savaş olması gerekir. Türkiye'de 30 yıldır bir PKK sorunu var. Bu terör örgütü 30 yıl boyunca bu ülkeyi kan gölüne çevirdi. Bir terör örgütü sorunumuz var. Bu çözüm sürecini iyi değerlendiremeyeceksek gerçekten bir birimizi kandırıyoruz demektir. Bu sürecin içinde ne var diye soranlara, şimdi sen barış istemiyor musun diyorlar. Ben Apo'dan gelecek bir yol haritasını beklenmesini içime sindiremiyorum. Bakanlıkların üzerinden T.C. yazıları kıldırılıyor. Bunun adına çözüm süreci barış süreci diyebilir miyiz? Bir futbolcu çıkıyor 'Ben Türk değilim' diyor. Buna milletvekili çıkıp destek veriyor. Bu sürecin adına barış süreci olabilir mi" dedi.
MİLLETVEKİLİ CEVAP VERDİ
Daha sonra söz alan Ak Parti Sivas Milletvekili Nursuna Memecan ise Özdemir'in sözlerine cevap verdi. Özdemir'in isyanını iyi anladığını belirten Memecan, "Sürecin içerisine giremedikleri için, girmeye karar veremedikleri için ellerini taşın altına koyamadıkları, dışarda kaldıkları için böyle bir isyanı var. Bunu da çok iyi anlıyorum. 'Ben dışarda kaldım, konuyu anlayamadım'. Evet bu memlekette 30 senedir çok önemli bir sorun ile yaşıyoruz. Bundan dolayı da çok şey kaybedildi. İnsanlar kendi kimlikleri ile yaşayamadı. Kürt, Alevi, Musevi, Ermeni ben şuyum diyerek rahatlık ile bu ülkede yaşayamadı. Şimdi daha demokratik bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Bunun için başka bir mücadele dönemine girdik. Artık bu ülkede terör istemiyoruz. Artık anneler ağlasın istemiyoruz. Artık gelişelim, refah huzur içinde yaşayalım istiyoruz. Bunun için çeşitli girişimlerde bulunduk. Yeni bir yol haritası çizdik. Yeni bir girişime başladık. ve bütün siyasi partilerimizi, bütün bu işe katılmak isteyen sanatçıyı, akademisyeni, iş adamını hepsini davet ettik. Sizleri de davet ettik. Maalesef bu işlerde elinizi taşın altına koymak istemediniz. Onun için de dışarda kaldınız. Şimdi içinizden isyan ediyorsunuz" dedi. BAKAN SÜREÇLE İLGİLİ KONUŞTU
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ise toplantıdaki konuşmasında Türkiye'nin öncelikli sorununun terör olduğunu, yıllardır süren bu sorunun çevresinde bir yumağının mevcut bulunduğunu dile getirdi. Bu sorunu çözmek için birlik ve kardeşlik projesi başlattıklarını ifade eden Bakan Yılmaz şöyle konuştu: "Bu projenin esası 75 milyonu eşit ve birinci sınıf vatandaş kabul ederek temel hak ve hürriyetlerde çağdaş uygarlık seviyesini yakalamaktır. Bu süreçte bu bahar ayında yeni bir aşama yeni bir umuda taşımıştır. Kavga eden iki kişi barışır. Barış kelimesi kullanması için savaşa olmasına gerek yoktur. Bu yolun zor ve sabır gerektirdiğini biliyoruz. Ancak bu yolun sonunu aydınlık olacağına dair inancımız tamdır. Çünkü millet bunun arkasında. 30 yıllık kanlı bir çatışma süreci içerisinde on binlerce kayba rağmen birlik ve beraberliğini devam ettiren bir halkın varlığı bu milletin en büyük güvencesidir. Birlik ve beraberliği biz millet olarak en zor zamanlarda gösterdik. Depremi yüreğinde hisseden halk bir millettir. Çözüm süreci ile ilgili olarak atılan adımlar doğru yolda ilerlediğimizi göstermektedir. Herkesin bu ülkenin geleceğinde kendisinden bir pay bir umut görmesi gerekir. Bu süreçle birlikte ülkemizin sorun çözebilen kapasitesi, kendi yaralarını tedavi edebilmesi ortaya çıktıkça Türkiye daha da büyüyecek daha da güçlenecektir."
'VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR'
Türkiye'nin bir değişim ile dönüşüm sürecinden geçtiğini ve bu süreçte şehit ve gazi ailelerini anladıklarını belirten Bakan Yılmaz şöyle devam etti: "Canı yanan insan karşısındakinin canını biraz daha fazla yakmak ister. İlk anda verilen bu tepkiyi anlamak lazım. 'Benim oğlum şehit oldu, teröristler ile konuşulmasın' veya 'Benim kardeşim teröristler ile mücadele etti, boşuna mı kaybetti ayağını' diyenler de var. Şehitlik payesi inancımıza göre peygamberlikten sonraki en yüksek makam, gazilerde şehitler gibidir. Buna inananın başka bir şeye talip olması beklenemez. Vatan sevgisi imandandır. Vatan için verilen boş yere verilmiş olmaz. Onlar olmasaydı bu vatan bu topraklar bize vatan olmazdı. Biliriz ki uğurunda ölünen toprak, ancak vatandır. Bu sadece bu gün için değil bin yıldan bu yana böyle. Bu ülkede huzur içinde özgürce yaşayalım diye can veren şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Şehit ve gazilerimizden Allah razı olsun. Bizim medeniyetimiz, bin yıllık süzgecinden geçerek bugüne taşınan değerleri bıraktık. Bu kültürel miras bize yapılan kötülüğün ve bizim başkasına yaptığımız iyiliğin unutulmasını öğretti. Bunun yanında yine biz bizim başkasına yaptığımız haksızlığı ve bize yapılan iyiliği de unutmamamız gerektiğini öğretti. Bu bizim milletin asli vasıflarındandır. Asıl olan kötülüğe iyilik ile karşılık vermektir. İyiliğe iyilik her kişinin hakkı kötülüğe iyilik ise er kişinin hakkı. Bizim kültürümüzde iyilik asıldır. İyilik zayi olmaz, iyilik emredilen bir şeydir."
KAVGANIN SONLANMASI GEREKİR
Acının karşılığında daha fazla acı istenilmesi, yanan canın karşılığında daha fazla can yakılmasının mevcut acıyı azaltmadığı gibi mevcut yarayı da iyileştirmeyeceğine dikkat çeken Bakan İsmet Yılmaz şunları ifade etti: "Sadece aynı türden yaraların sayısını artırır. Ülkenin toplam acısını ve yarasını büyütür. Ateşin ateş ile söndürüldüğü nerde görülmüş. Bizim acıları yarıştırmamız değil acılara son vermemiz gerekir. Milli birlik ve kardeşlik projesinin bir amacı da budur. Yeni şehitler olmaması için ocaklara ateş düşmemesi için neler yapabiliriz hep beraber yetmiş beş milyon herkes fikrim var diyenin bunu düşünmesi ve bu doğrultuda çalışması gerekir. Bizim inancımız da biliyorsunuz canlarınız mallarınız mukaddestir. Canilerden kalan bütün aletler kaldırılmıştır. Kan davası da bunlardan birisidir. Müslüman, müslümanın kardeşidir. ve böylece bütün müslümanlar kardeş denir. Yine zencinin de beyaz arasında, Arap ile Türk arasında Farsla Kürt arasında Türk ile Kürt arasında üstünlük olmadığını üstünlüğün ancak allahtan korkmayla Allah'ın emirlerine uymayla bundan da insanlığa faydalı hizmet etmek ile geçtiğini söyler. Çok şehit cenazesine katılmış bir kardeşinizim. İstisnalar hariç şehit cenazelerinde en çok dile getirilen talep ben yandım başkası yanmasın, benim evime ateş düştü. Allah başka kimsenin evine ateş düşürmesin. Bu son şehidimiz olsun' idi. Son şehidin olabilmesi için kavganın sonlanması gerekir. Kavga sürsün şehit olmasın demek işin doğasına aykırıdır. Kavga eden yumruk alır. Hiç yumruk yemek istemeyenin kavgaya girmemesi gerekir. Bu yılın başında bir şehit verdik. O olayda karakol baskınında 14 terörist öldürüldü. Sonuçta bir şehit veriyorsun, 14 kişiyi de öldürüyorsun. Ama bir şekilde ikisi de bu ülkenin evlatları. Birisi terörist olan yolunu sapıtmış olan, doğru yoldan çıkmış olanlardır."
KAVGANIN ÜLKEYE FAYDASI YOK
Ülkede artık kimsenin şehit olmasını istemediklerini belirten Bakan Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz bir daha bir şehidimizin olmamasını istiyoruz. Akıl, irfan, insaf bunu gerektirir. Ancak bizim gibi düşünmeyenler de var. Kendi siyasi çıkarlarını her şeyin üzerinde tutanlar var. İşlerin daha iyiye gideceği endişesine kapılanlar var. 'Bu ülke batarsa batsın, ama ülkemizin de siyasi rakibimiz esenliğe çıkarmasın' diyenler de var. Adeta 'Kaptana kızdık haydi gemiyi batıralım' diyenler de var. Bu sürecin ülkeyi çözüme değil, çözülmeye götüreceğini söyleyenler de var. Bunları anlayabilmek mümkün değil. Bunlar kendi evhamlarını, korkularını millete mal etmek istiyorlar. Çözümsüzlük şehitlerin devam etmesi daha çok ananın ağlaması daha çok çocuğun yetim kalması daha çok kadının dul kalması demektir. Çözümsüzlük ülkenin kaynaklarının insanların bir birlerini öldürmesi için harcanması demektir. Çözümsüzlük, istikrasızlık, huzursuzluk düşmanlığın artması demektir. Bu istenir mi, açıkça bunu söyleyemiyorlar. Ancak tutumlarının, beden dillerinin anlattığı bu. Bunları Allah'a ve millete havale ediyorum. Hakkın bir hesabı, milletin de şaşmaz bir terazisi vardır. Bir oğlu askerde bir oğlu dağda olan terör örgütüne katılmış analar ve babalar var. Batılı hak görüp sarılanlar var. Gittiği yolun yanlış olduğunu bilmeyenler var. Bunları dikkate alarak bu kavganın sona ermesi bu milletin menfaatinedir. Kavga nedeniyle herkes zararda. Bu kavgadan bu millet zarar etti. ve devam etiği sürece de her gün zarar edecek. Bu kavganın bu ülkeye faydası yok. Kavga sürdükçe ölüm oldukça kardeşler arasına kan ve kin girer. Küslüğe izin vermeyen bir din öldürmeye de izin vermez. İslam barış dinidir. Barış hayattır. Barıştığınız zaman kan durur. Kan durunca da kin durur. Kin durunca intikam durur. Huzur gelir."
SÜRECE HERKES DESTEK VERMELİ
Barışın fedekarlık gerektirdiğini ve kolay olmadığını ifade eden Milli Savunma Bakanı Yılmaz, bu süreçte eski defeterlerin de karıştırılmaması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle noktaladı: "Barış umuttur. Barışmayanların gelecekten umudu yok demektir. Gelecekten umudunu kesenler barışamazlar. Türkiye barış için hiç bu kadar umutlanmamıştı. Bu sürece bu ülkeyi seven herkesin destek vermesi gerekir. Bu süreçte bu ülkenin verdiği bir şey de yok. Kaybettiği bir şey de yok. Ancak kazancımız çok. Ülkenin kaynakları boş yere harcanmayacak. Bu kaynaklar hizmet olacak, yatırım olacak, insanımızın faydasına kullanılacak. Ülkemize huzur, barış gelecek. İklim değişecek. Bu yol uzun ve zor bir yol. Bu yol sabır ister. Durmaya dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü zaman süre az, yükümüz ağır, işimiz çetin, rabbim bize yükümüzü taşıyacak güç versin. Ülkemizin ikinci gündemi ise ekonomidir. Ancak terörü çözersek ne bu Sivas'ın problemi ne de bu Türkiye'nin problemlerinin hiçbiri kalmaz diye düşünüyoruz. IMF'ye biliyorsunuz 2002 yılında geldiğimiz zaman, 23.5 milyar dolar borcumuz vardı. Bu geçen süreç içerisinde o kadar yatırama rağmen IMF'ye kalan son 400 milyon dolar borcu da mayıs ayında ödediğimizde IMF'ye olan borcumuz kalmıyor. Sorarım size IMF'ye 23.5 milyar dolar borçlu olan bir ülkemi daha iyi IMF'ye borcunu sıfırlamış ve IMF'ye de 5 milyar dolar borç vermeye hazır ülkem daha iyi daha güçlüdür."