Şişli'deki Asansör Kazası Davası
Şişli'de 10 işçinin ölümüyle sonuçlanan asansör kazasına ilişkin 25 sanığın, "taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan 22,5'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı dava dosyasına sunulan yeni bilirkişi raporunda, "olayda asli kusur bulunduğu ancak bu kusuru işleyen kişi veya...
Şişli'de 10 işçinin ölümüyle sonuçlanan asansör kazasına ilişkin 25 sanığın, "taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan 22,5'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı dava dosyasına sunulan yeni bilirkişi raporunda, "olayda asli kusur bulunduğu ancak bu kusuru işleyen kişi veya kişilerin tespit edilemediği, 9 kişinin tali kusurlu, 16 kişinin de kusursuz sayılması gerektiği" belirtildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki onuncu duruşmaya, 13 sanık katıldı. Müdahil 5 kişi de duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, 6 kişiden oluşan bilirkişi heyetince hazırlanan 102 sayfalık bilirkişi raporunun mahkemeye sunulduğu belirtildi.
"Kaçınılmazlıktan söz edilemez"
Raporunun sonuç bölümünde, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 13. maddesi gereği yaşanan olayın "iş kazası" olduğu kaydedilerek, önlem almak suretiyle önüne geçilebilecek olaylarda kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceği belirtildi.
"Tedbirlerin varlığı ve bunların uygulanabilirliği dikkate alındığında, yargılama konusu olayda 'kaçınılmazlık (öngörülemeyen netice)' ilkesinden söz edilemeyeceği ve olayın önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır." ifadesine yer verilen raporda, asansör kabininin katlarda durmasını sağlayan sensör ile herhangi bir tehlike esnasında kabinin en alt ve üst noktalarda durmasını sağlayan elektro mekanik limit emniyet swichlerin (anahtar) görev yapmalarını engellemek amacıyla sisteme müdahale eden kişi veya kişilerin elim kazanın meydana gelmesinde birinci dereceden asli kusurlu olduğu aktarıldı.
Raporda, yetkisiz personeli operatör olarak asansör kullanımına görevlendiren, bu kişinin çalışmasına karşı iş sağlığı ve güvenliği açısından uygunsuzluğun belirtilmemesini gösteren iş güvenliği uzmanı ve yetkisiz personeli görevlendiren kişinin tali kusurlu olduğu kaydedilerek, bu kişinin dosya içerisinden anlaşılmadığı ifade edildi.
"Asli kusurlu tespiti yapılamamıştır"
"Kazanın meydana gelmesindeki asıl nedene sebebiyet veren kişi veya kişilerin tespit edilememesinden dolayı heyetimiz tarafından asli kusurlu tespiti yapılamamıştır." denilen raporda, asansörün teknik ve iş güvenliği açısından değerlendirilmesinde, asansörün sözleşme şartlarında takibinde, bakımında, uygunluğunun değerlendirilmesinde, ispata ilişkin karşıtların dosya içerisinde olmaması nedeniyle sanıklar Önder Türksoy, Ümit Savul, Turgay Dalkıç ve Adem Akyıldız ile kazanın oluşumu ve teknik inceleme neticesinde, işin sağlıklı şekli ile yürütülmesinden sorumlu olan ve değerlendirme bölümünde yer alan eksikliklerin mevcudiyetine bağlı olarak sanıklar Murat Aytimur, Bünyamin Keskin, Emre Öz, Ahmet Said Demir ve Mert Çanakçı'nın tali kusurlu oldukları dile getirildi.
Bilirkişi raporunda, görevlendirilmelerindeki sorumluluk alanları anlaşılmaması nedeniyle sanıklar Kadir Dinç, Selçuk Erdur ve Ömer Kuş ile kazanın oluşumunda kusurlarının olmadığı dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden tespit edilen sanıklar Bahadır Uçar, Kadir Şükrü Yılmaz, Remzi Aydın, Metin Karakoç, Hakan Çelebi, Halil Tarık Çalışkan, Onur Ulaşdemir, Ercan Tokmakçı, İsmail Hakkı Doruk, Orhan Demirel, İbrahim Mert Uzun, Levent Yaşar Çelik ve Erkan Okur'a herhangi bir kusur izafe edilemeyeceği kanaatine varıldığı kaydedildi.
Müdahil Sarıtaş salondan çıkarıldı
Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Ömer Karakaya, esas hakkındaki mütalaasını hazırlamak için süre istedi.
Davanın müdahillerinden Ferit Sarıtaş, sanıkların avukatlarından Hasan Girit ile tartışması nedeniyle salondan çıkarıldı. Bu karara müdahil avukatlarınca, "sanık avukatı Girit'in müdahile laf soktuğu" gerekçesiyle itiraz edilirken, müdahil Sarıtaş'ın yeniden duruşmaya alınması talep edildi. Mahkeme heyeti, bu talebi kabul etmedi.
Müdahil avukatlarından Yıldız İmrek, sanıklardan Murat Aytimur'un hakkında adli kontrol kararı olmasına rağmen yurt dışında olduğunu belirterek, Aytimur hakkında tutuklama kararı verilmesini istedi. Aytimur'un avukatı Seda Demir ise müvekkili hakkında yurt dışına çıkış yasağı olmadığını belirterek, müdahil avukat talebinin reddini talep etti.
Söz alan diğer sanık avukatları da kusur izafe etmeyen bilirkişi raporu doğrultusunda müvekkilleri hakkında çıkarılan adli kontrol tedbiri kararlarının kaldırılması talebinde bulundu.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, taraf avukatlarına raporu inceleyip beyanda bulunmak üzere süre verilmesine karar verdi. Sanık Aytimur'un tutuklanması ve bazı sanıkların adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması taleplerini reddeden heyet, duruşmayı 27 Aralık'a erteledi.
İddianame
Şişli'de 6 Eylül 2014'te, eski Ali Sami Yen Stadı arazisindeki inşaatta malzeme ve işçi taşıyan asansörün 32. kattan zemine düşmesi sonucu 10 işçinin hayatını kaybetmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Savcısı Erdal Bağcı tarafından hazırlanan iddianamede, 25 sanık hakkında "taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan 2,5 yıldan 22,5'ar yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında, Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, Yunus Emre Torun, Mehmet Torun, Lütfü Vardı, Abdülvahit Kaplan, Tuncer Akarçay, Haluk Okur, Bektaş Ateş ve Özmen Özmenoğlu hakkında "taksirle 10 kişinin ölümüne sebebiyet vermek" ve "yargı görevini yapanı etkileme" suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti.