Sırtı yere gelmeyen başpehlivan: "Ali Gürbüz"
Aile geleneği başpehlivanlığın üçüncü kuşak temsilcisi olan ve 658. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde üçüncü kez başpehlivanlığa uzanan Ali Gürbüz, yaşadığı uzun sakatlıklara rağmen hiç pes etmeyerek elde ettiği başarılarla gençlere örnek oluyor.
Aile geleneği başpehlivanlığın üçüncü kuşak temsilcisi olan ve 658. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde üçüncü kez başpehlivanlığa uzanan Ali Gürbüz, yaşadığı uzun sakatlıklara rağmen hiç pes etmeyerek elde ettiği başarılarla gençlere örnek oluyor.
Antalya'nın Cengiz Elbeye'nin ardından son yıllarda çıkardığı Mehmet Yeşil Yeşil, Orhan Okulu ve İsmail Balaban gibi er meydanının yıldızları arasında yer alan Ali Gürbüz, hem aile geleneğini sürdürmesi hem de karşılaştığı olumsuzluklara rağmen pes etmeyen yapısıyla dikkati çekiyor.
Başpehlivan dedesi Mehmet Gürbüz ve başpehlivan babası Recep Gürbüz'ün ardından ailenin üçüncü kuşağı olarak ata sporunu başarılı şekilde sürdüren Ali Gürbüz, küçük yaşta kaybettiği babasının yolundan gitmenin gururunu yaşıyor.
Babasının kendisi doğduktan 8 ay sonra 1988'de kazandığı Kırkpınar başpehlivanlığının mutluluğunu yaşayamadan bir yıl sonra beynindeki tümörden dolayı vefat etmesiyle yetim kalan Ali Gürbüz, ailesinin gayreti ve güreşsever Antalya halkının teşvikleriyle çok çalışıp kente altın kemer getiren güreşçiler arasına adını yazdırdı.
Kırkpınar'da 2011-2012 yıllarında altın kemere uzanan Gürbüz, yaşadığı sakatlıklar ve diğer olumsuzluklara rağmen pes etmedi. Yedi yıl sonra 2019'da başpehlivanlığı kazanan Gürbüz, ailesi ve Antalyalıları yeniden gururlandırdı.
En son bu yıl ikincisi düzenlenen Burdur Yağlı Güreşleri'nde de finalde rakibi Orhan Okulu'yu yenen Ali Gürbüz, birinci oldu.
"Başarım asla tesadüf değil'
Başpehlivan Gürbüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Antalyalı güreşçilerin er meydanlarına damga vurduğunu söyledi.
Güreşlerin finallerinde çoğunlukla Antalyalı pehlivanların karşılaştığını aktaran Gürbüz, Antalyalı güreşçilerin başarılı olmasının nedeninin bölge halkının ata sporuna tutku derecesinde ilgi göstermesi ve yağlı güreşin bir aile geleneği olarak kuşaktan kuşağa aktarılması olduğunu dile getirdi.
Kendisinin de dedesi ve babasından devraldığı geleneği sürdürdüğünü vurgulayan Gürbüz, başarının asla tesadüf olmadığını kaydetti.
"10 yaşında Kırkpınar'a gittim"
Babası ve dedesi sayesinde güreşle büyüdüğünü anlatan Gürbüz, şöyle konuştu:
"Çocukluktan beri güreşin içinde bulundum. Aileden geliyor zaten güreşçilik. 10 yaşında Kırkpınar'a giderek güreşe başlamış oldum. Güreşirken aklıma gelen rahmetli babam benim motive ediyor. Başarılı olmak için azimli ve hırslı olmak, hiçbir zaman pes etmemek gerekiyor. Er meydanına hep ilk günkü heyecan ve disiplinle çıkıyorum. Ata sporunu elimden geldiğince yaşatmaya çalışacağım.'
Gürbüz, başarılarını devam ettirmek için çalışmaya devam edeceğini belirtti.