"Sıradam'dan Barbaros'a" Bir Köy Masalı
Urla'nın Barbaros Köyü'nün unutulmaya yüz tutan gelenek ve görenekleri "Sıradam'dan Barbaros'a" belgeseliyle gün yüzüne çıkıyor.
Barbaros'ta doğup büyüyen ve köyde bakkal işleten Banu Ersan'ın projelendirdiği ve Abdülkadir Bayar'ın gönüllü olarak yönetmenliğini üstlendiği "Sıradam'dan Barbaros'a" belgeseli tamamlandı. Belgeselin ilk gösterimi 19-21 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek olan Barbaros Oyuk Festivali'nin ilk günü olan 19 Mayıs'ta köy meydanında yapılacak.
MENDERES SAMANCILAR VE AYTAÇ ARMAN DA DESTEK VERDİ
Müjdat Gezen Sanat Okulu'nda eğitim alan ve birçok sosyal sorumluluk projesinde yer alan Banu Ersan, bu defa doğup büyüdüğü Barbaros Köyü'nün unutulmaya yüz tutmuş gelenek-göreneklerini, yöresel yemek ve kıyafetlerini, tarihi ve kültürler mirasını gelecek nesillere aktarmak için kolları sıvadı. Abdülkadir Bayar'ın gönüllü olarak yönetmenliğini üstlendiği belgeselde Bayar'ın asistanlığını Merve Coşkan yaparken derlemeleri ve düzenlemeleri ise Belkıs Ersan Yaka gerçekleştirdi. 1986 yılında tamamı Barbaros Köyün'de çekilen Uzun Bir Gece filminin oyuncuları Menderes Samancılar ve Aytaç Arman da röportajlarıyla belgesele destek verdiler. Öte yandan editörlüğünü Belkıs Ersan Yaka'nın üstlendiği belgeselle eş zamanlı olarak bir de kitap yayınlanacak.
KÖY HALKI KAMERA KARŞISINA GEÇTİ
Belgeselin hayata geçirilmesi için yoğun çaba harcayan proje sahibi Banu Ersan, "Barbaros'un tarihe tanıklık etmiş kiremit çatılı evlerini, altında koyu sohbetlerin edildiği asma çardaklarını, sıcacık pidelerin çıkarılıp, bölüşüldüğü fırın önlerini ve Sıradam'ın, sıra dışı güzelliklerini, burada yaşayanlar dışında başkalarının da görmesini, bu güzelliklerin paylaşılmasını istedik. Yaşayanlardan öğrendik, derledik, belgesel için hazır hale getirdik. Derlediğimiz bütün bilgileri, köy halkıyla gerçekleştirdiğimiz canlandırmalarla kayıt altına aldık" dedi.
"GELECEĞE MİRAS BIRAKMAK İSTEDİM"
Ege'nin şirin köyü Barbaros'ta doğmanın ve hala burada yaşamanın, en önemlisi de köyde bir kadın girişimci olarak üretime katılmanın muhteşem hazzını yaşadığını ifade eden Ersan, sözlerini şöyle sürdürdü; "1970'li yıllarda köyde bir sinema varmış. Köylü ekininden, tütününden, bağından, bahçesinden gelir sandalyesini alıp sinema izlemeye gidermiş. Bütün bu değerleri bir belgeselde toplayarak geleceğe miras bırakmak istedim. Belgeselde göreceğiniz erkek, kadın, yaşlı, genç hepsi köyün yerlisidir. Dekor, kostüm, aksesuar her şey köyde kullanılan yöresel eşya ve kıyafetlerden oluşuyor."