Sinop'ta "İhanetin Kanlı Gecesi 15 Temmuz" Konferansı
Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, "Bizim iddianamelerimizde kalkışma olayını FETÖ ve Adil Öksüz planladı.
Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, "Bizim iddianamelerimizde kalkışma olayını FETÖ ve Adil Öksüz planladı. Bunların arkasında NATO, ABD, İngiltere ve Almanya olmak üzere birçok ülkenin olduğunu biz biliyoruz. Bu hakikaten NATO darbesi ve çok üst düzeyde planlanmış bir olay." dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Sinop Şubesince düzenlenen "İhanetin Kanlı Gecesi 15 Temmuz" konferansında konuşan Orakoğlu, FETÖ'nün 17-25 Aralık sürecinde büyük bir tuzak kurarak, yargı ve emniyet içerisindeki unsurlarıyla hükümeti iktidardan düşürmek istediğini söyledi.
FETÖ'nün, süreç içerisinde yargı ve emniyet içerisindeki unsurlarının temizlenmesinin ardından Türk Silahlı Kuvvetlerine sızdığını, 15 Temmuz'daki dabe girişimini gerçekleştirenlerin, o dönemde FETÖ elebaşı Gülen ile görüştüklerini tespit ettiklerini anlatan Orakoğlu, şöyle konuştu:
"O dönemde Fetullah Gülen, darbe yapmaları için onlara yol vermedi ancak 15 Temmuz'da çok ciddi anlamda Türkiye'de kanlı bir darbe hatta 'kamikaze' dediğimiz Türk milletinden, Türk devletinden intikam almak amaçlı bir saldırı başlattılar. Bu, onların bir isyan hareketiydi. Burada Türk milletini Allah yok etmek isteseydi bu kalkışma başarılı olurdu. Çünkü bunların on binlerce insanı kurşuna dizecekleri, yok edecekleri, çeşitli şekillerde infaz edecekleri bir gerçekti."
Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük bir refleks gösterdiğine, halkın da onun çağrısına uyarak sokaklara çıktığına dikkati çeken Orakoğlu, şunları kaydetti:
"Bu bir küresel bir saldırı ve bir kalkışmadır. Bizim iddianamelerimizde kalkışma olayını FETÖ ve Adil Öksüz planladı. Bunların arkasında NATO, ABD, İngiltere ve Almanya olmak üzere birçok ülkenin olduğunu biz biliyoruz. Bu hakikaten NATO darbesi ve çok üst düzeyde planlanmış bir olay. Dünyada küresel saldırıların bir tek ilacı var, o da millet ve devletin birleşmesi. 15 Temmuz'da olan en büyük şey buydu. Millet, devleti korudu. Bu darbeci, isyancı askerlerin gitmiş olduğu her yerde halk toplandı ve gereğini de yaptı. Bakın Türkiye nereden nereye getirilmek istendi. Bu kalkışma, bu isyan, bu hainlerin böyle bir şey yapacağı aslında 'bağıra bağıra geldi' diyebiliriz. 17-25 Aralık'ta 'Askerler, polisler ve yargıçlar tutuklandığı zaman ortaya çıkalım' demişlerdi. Bunların bütün bu yazışmalarını yani 15 Temmuz hazırlıklarını o örgütün kullandığı masonik şifreleşme olan ByLock'ta yaptıkları anlaşıldı. ByLock'u ancak FETÖ'cü terör örgütü mensupları kullanabilir. ByLock meselesi üzerinden kendilerine haksızlık yapıldığını iddia eden mağdurlar var. Bunları Türkiye Cumhuriyeti devleti süratli bir şekilde ayıklamak zorunda."
Gülen'in, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'dan daha tehlikeli olduğunu söyleyen Orakoğlu, şunları kaydetti:
"Bu şahıs örgütüne 'Herkes ByLock'la mesajlaşacak, görüşecek. ByLock'la görüşmeyen benim cemaatimden değildir' diyor. Şimdi bu ne anlama geliyor? Biz ByLock'u buluyoruz ve bunu kullanan 215 bin kişi ortada. Dini istismar eden bir terör örgütü ile karşı karşıyayız. FETÖ terör örgütü bizi şöyle kandırdı; biz devlet içerisindeki FETÖ'cüleri er geç ayıklarız ancak topluma sirayet etmiş, toplumla iç içe girmiş olanlarla nasıl mücadele edeceksiniz? Bu çok önemli. Fetullah Gülen hareketini ABD'nin hem İslam dininin hem Hristiyanlık dininin hem de Yahudi dininin ve diğer tarikatları da kontrol almak üzere CIA tarafından kontrol edildiği çok açık bir şekilde biliniyor."