Sinn Fein'den İngiltere'ye Brexit Uyarısı
Sinn Fein partisinin Kuzey İrlanda lideri Michelle O'Neill İngiltere'nin AB'den anlaşmasız olarak ayrılması durumunda iki İrlanda'nın birleşmesinin referanduma götürülmesi gerekeceğini söyledi.
TAYFUN SALCI - Sinn Fein partisinin Kuzey İrlanda lideri Michelle O'Neill İngiltere'nin AB'den anlaşmasız olarak ayrılması durumunda iki İrlanda'nın birleşmesinin referanduma götürülmesi gerekeceğini söyledi.
İngiltere'nin başkenti Londra'da yabancı basın mensuplarıyla bir araya gelen O'Neill, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Partilerinin İrlanda milliyetçisi olduğunu ve Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti'nin birleşmesi gerektiğine inandığını belirten O'Neill, "İrlanda'nın birliği için referandum Brexit'e bağlı değil ancak anlaşmasız ayrılık durumunda bu sorunun halka sorulması için doğru zamanın gelmiş olacağına inanıyoruz." diye konuştu.
İngiltere'nin parçası Kuzey İrlanda ile Avrupa Birliği (AB) üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasına fiziki sınır çekilmesinin adaya barışı getiren Hayırlı Cuma Anlaşması'na aykırı olduğunu ifade eden O'Neill, "Fiziki sınıra dönülemez." dedi.
İki İrlanda arasına fiziki sınır girmesi halinde adada terör ve çatışmanın yeniden başlaması ihtimaliyle ilgili soru üzerine de O'Neill, "Toplumdaki küçük bir grubun bizi geçmişe götürmesinden korkarım anca buna güçlü bir şekilde karşı çıkmak zorundayız. Şiddete yer yok." değerlendirmesini yaptı.
İngiltere'nin AB ile vardığı Brexit anlaşmasındaki "tedbir maddesinin" muhafaza edilmesi gerektiğini belirten O'Neill, "21 yıl önce Hayırlı Cuma Anlaşması'na ulaşmak zorlu bir süreci gerektirdi. Hiç kimse geriye dönmek istemiyor. Hiç kimsenin bizi geçmişe sürüklemesine izin veremeyiz." şeklinde konuştu.
Hayırlı Cuma Anlaşması'nın ne anlama geldiğinin hatırlanması gerektiğini ifade eden O'Neill, "O, çatışmanın alternatifidir. İrlanda'nın birliğini sağlamak için demokratik ve meşru bir yoldur. İrlandalı kimliğini taşıyanlar ile İngiliz kimliğini taşıyanlar arasında bir uzlaşmadır." görüşünü dile getirdi.
Kuzey İrlanda AB üyeliğinden yana
Sinn Fein'in İngiliz parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarasına seçilen ancak partinin boykot politikası gereği sandalyesini boş bırakan 7 milletvekili arasında yer alan Michelle Gildrenew de İngiltere'nin AB'den anlaşmasız ayrılması halinde iki İrlanda'nın birleşmesi için referanduma gidileceğini söyledi.
"Sınır oylaması Hayırlı Cuma Anlaşması'nın parçasıdır." ifadesini kullanan Gildrenew, "Bu uluslararası bağlayıcılığı olan bir belgedir. 1998'de bunu imzaladık. Sınır oylaması on yıllardır gündemde ve bu, uğruna çaba harcayabildiğimiz geçerli bir arzu olmuştur." diye konuştu.
Gildrenew iki İrlanda'nın birleşmesinin referanduma götürülmesi durumunda Kuzey İrlanda halkının AB üyesi olarak kalmak isteyeceğine inandığını sözlerine ekledi.
"İngiliz hükümetine iyi şanslar diliyorum"
Sinn Fein'in Avam Kamarası'ndaki bir diğer milletvekili Chris Hazzard da İngiltere'nin AB'den anlaşmasız ayrılmasını savunanların, bunun sonuçlarını dikkatlice düşünmesi gerektiğini söyledi.
"Brexit süreci Hayırlı Cuma Anlaşması'nın ve barış sürecinin altını boşalttı." ifadesini kullanan Hazzard, "İnsanlar dikkatli olmalı." diye konuştu.
Kuzey İrlanda'da şiddetin Hayırlı Cuma Anlaşması sayesinde bittiğini hatırlatan Hazzard, "Sokaktaki şiddetten kaçınıldı ve İrlanda halkının barış sürecine bağlı kalacağına inanmak istiyorum. Ancak sert Brexit tercih edilirse, bunu iki İrlanda'nın birleşmesine yönelik referandum takip edecektir." diye konuştu.
Kuzey İrlanda seçmeninin çoğunluğunun 2016'daki AB referandumunda İngiltere'nin birlikten ayrılmasına karşı oy kullandığını hatırlatan Hazzard, Kuzey İrlanda halkının iradesinin Brexit'e karşı olduğunu vurguladı.
"İngiliz hükümeti ve halkı Brexit'e devam etmek istiyorsa, onlara iyi şanslar diliyorum." ifadesini kullanan Hazzard, "İrlanda halkı bunu istemiyor ve demokratik iradeye saygı gösterilmeli." değerlendirmesinde bulundu.
İrlanda sorunu
İngiltere'nin Avrupa Birliğinde (AB) ayrılma sürecini tıkayan en önemli soruna dönüşen Kuzey İrlanda'da terör ve çatışma günlerine geri dönülmesinden korkuluyor. Son olarak ülkenin Londonderry kentinde adliye binasına yönelik önceki hafta bombalı araçla saldırı düzenlenmişti.
İngiliz imparatorluğunun ilk sömürgesi İrlanda adasından elinde kalan kısmı teşkil eden Kuzey İrlanda, 1960'lı yıllardan 1998'e kadar Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere ile birlik yanlısı Protestanlar arasındaki çatışmalara ve terör olaylarına sahne oldu.
Ada ancak 1998'de imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşması'yla sükunete kavuşurken, Kuzey İrlanda'da çatışan tarafların ortaklığına dayalı bir bölgesel yönetim kurulması üzerinde anlaşıldı.
Çözüm kapsamında Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasındaki fiziki sınır da kaldırıldı.
Çatışmalı günlerde ayrılıkçı terörün birincil saldırı hedefleri konumundaki sınır kontrol noktaları da ortadan kalkmış oldu.
Belfast Anlaşması olarak da bilinen metinler, Kuzey İrlanda'da bugün yürürlükte olan bölgesel yönetimin temelini oluşturuyor.
Kuzey İrlanda önceki yıl ocak ayında patlak veren hükümet krizinin ardından erken seçime gitti ancak bugüne kadar hükümet kurulamadı.
Sınırlı özerkliği düzenleyen anlaşmaya göre bölgesel hükümetin ayrılıkçı ve birlik yanlısı en büyük iki partinin güç paylaşımına dayalı olarak kurulması gerekiyor.
Bölünmüşlük sürüyor
Öte yandan barış anlaşmasının üzerinden geçen 20 yılı aşkın süreye karşın anketler, bölge halkı arasında güvenin tam olarak tesis edilemediğini ortaya koyuyor.
Halkın yüzde 51'inin farklı bir din veya mezhebe mensup arkadaşı ya hiç yok ya da sadece birkaç tane. Bu oran, gençler arasında yüzde 58'e kadar çıkıyor.
Bunda, bölgede okul sisteminin hala Katolik ve Protestan olarak ikiye ayrılmış olmasının da payı bulunuyor.
Barış anlaşmasının adı bile adada bölünmenin sürdüğünü kanıtlıyor. Katolik ayrılıkçıların Hayırlı Cuma Anlaşması dediği metne İngiltere ile birlik yanlısı Protestanlar Belfast Anlaşması diyor.
Brexit'i takiben fiziki bir sınır kontrol altyapısı kurulması halinde, IRA terörünün yeniden canlanmasından ve bu sınır noktalarını hedef almasından endişe ediliyor.
Bugün iki İrlanda arasındaki sınır geçişleri bugün sadece beyazdan sarıya dönüşen yol çizgileri ile milden kilometreye geçen trafik tabelaları vasıtasıyla ayırt edilebiliyor.
Referandum
İrlanda adasında birleşme için referanduma gidilmesi İngiliz hükümetinin iznine bağlı bulunuyor. İngiliz hükümetinin iki İrlanda'nın birleşmesine yönelik baskın bir eğilim görmesi halinde referandum düzenlemesi öngörülüyor. Ancak hükümeti bu karara zorlayacak somut koşullar tanımlanmadığı için bu karar "keyfi" biçimde alınabilir veya bu yöndeki talepler "keyfi" biçimde geri çevrilebilir.
İngiltere'nin bağımsızlık referandumuna gitmesi gündemde olan diğer parçası İskoçya'da da bu süreç İngiliz hükümetinin iznine bağlı bulunuyor.
Ancak Brexit sürecinin geriliminde her iki bölgesel yönetimin de taleplerinin İngiliz hükümeti tarafından dikkate alınmasını gerektirecek koşullar oluşabilir.
İngiltere 23 Haziran 2016'da yapılan referandumda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile AB'den ayrılma kararı almıştı. Ancak İngiltere'ye bağlı İskoçya'da seçmenlerin yüzde 62'si, Kuzey İrlanda'da da yüzde 55,8'i AB üyesi olarak kalınmasından yana oy kullanmıştı.