Haberler
Kahramanmaraş'ta 4.1 şiddetinde deprem

6 Şubat depremlerinde ağır kayıplar veren ilimiz bir kez daha sallandı

Halep'te taarruz başlatan Esed karşıtı Heyet Tahrir Şam 32 bölgeyi ele geçirdi

Rejim karşıtı grup 32 bölgeyi ele geçirdi, 10 bin sivil evlerini terk etti

Kreş tartışmaları sorulunca İmamoğlu fena patladı: Cami yaptım imam vermediler

"Cami yaptım imam vermediler, karakol yaptım ortada polis yok"

Türkiye'yi sarsan 'sahte dolar skandalı' büyüyor

Piyasaları altüst eden olayda detaylar ortaya çıktı

Sınırda Vurulan Kızın Cenazesi Türkiye'ye Getirildi

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Kobani'ye geçmek isterken asker tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitirdiği öne sürülen 28 yaşındaki Kadriye Ortakaya'nın cenazesi, Türkiye'ye getirildi.

Şanlıurfa'nın Suruç İlçesi'nden yasa dışı yollarla Suriye'nin Kobani kentine geçmek isterken askerler tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitirdiği öne sürülen 28 yaşındaki Kadriye Ortakaya'nın cenazesi, Türkiye'ye getirildi.

Otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu'na götürülen cenazenin bulunduğu tabut kadınlar tarafından taşınırken; Ortakaya'nın ailesine yazdığı mektupta Kobani'ye insanlık için savaşmaya gittiğini ve ailesinin mücadelesini sahiplenmesini istediği belirtildi.

1 AY ÖNCE SURUÇ'A GELDİ

Aslen Şanlıurfalı olan ve ailesiyle birlikte İstanbul'da yaşayan Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi üyesi Kadriye Ortakaya, IŞİD'e karşı çatışmaların sürdüğü Kobani'ye, YPG'ye destek için sınır hattında başlatılan barış nöbeti eylemlerine katılmak üzere 1 ay önce Suruç'a geldi. Ortakaya'nın da aralarında bulunduğu 50 kişilik grup dün kendilerine 'Özgür Sanat Girişimi' adını veren aralarında Ferhat Tunç'un da bulunduğu bir grup sanatçının sınır hattında yaptığı basın açıklaması sırasında, sınır tellerini aşarak savaşmak için Kobani'ye gitmek istedi. Güvenlik güçleri de uyarılara rağmen sınırı geçmek isteyen kalabalığı dağıtmak için uyarı ateşi açıp, gaz bombasıyla müdahale etti.

OLAYLAR SIRASINDA VURULDU

Olaylar sırasında kalabalıkta yer alan Kadriye Ortakaya vuruldu. Askerlerin hedef alıp ateş açmasıyla öldüğü ileri sürülen Ortakaya'nın cenazesi yanındakiler tarafından Kobani'ye götürüldü.

Sınır hattında bu olaylar nedeniyle önlemler artırılırken, Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi ise askerlerin açtığı ateşle ölüm olayına ilişkin kendilerine bilgi ulaşmadığını söyledi.

CENAZE AİLEYE TESLİM EDİLDİ

Yaşamını yitiren Kadriye Ortakaya'nın ölüm haberini alıp İstanbul'dan gelen ailesi ile HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan dün gece geç saatlerden Kobani'den getirilen cenazeyi Mürşitpınar Sınır Kapısı'nda teslim alındı.

Suruç Devlet Hastanesi morguna getirilen Ortakaya'nın burada yapılan ön otopsisinde başının arka kısmından ateşli silah yaralanması sonucu öldüğü tespit edildi. Kadriye Ortakaya'nın cenazesi bugün kesin ölüm nedeninin saptanması için Şanlıurfa Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Suruç Devlet Hastanesi morgundan alınan Kadriye Ortakaya'nın cenazesinin bulunduğu tabut, sloganlar eşliğinde Şanlıurfa'ya götürecek olan cenaze aracına taşındı.

AİLESİNE MEKTUP YAZMIŞ

Yaklaşık bir aydır Kobani'ye destek için Suruç'ta düzenlenen barış nöbetinde olduğu söylenen Kadriye Ortakaya'nın ölmeden önce ailesine ulaştırılması için arkadaşlarına bir mektup bıraktığı söylendi. Kobani'ye tüm insanlık için savaşmaya gittiği vurgulanan mektubunda Kadriye Ortakaya, şu ifadelere yer verdi:

"Değerli ailem ben Kobani'deyim. Bu savaş sadece Kobani'de yaşayan insanların değil, hepimizin savaşı. Ben de çok sevdiğim ailem ve tüm insanlık için bu savaşa katılıyorum. Eğer bu savaşı kendi savaşımız olarak görmezsek, yarın bombalar bizim evimize düştüğünde yalnız kalırız. Bu savaşın kazanılması, bu yoksulların ve sömürülenlerin de kazanmasıdır. Ben bu savaşa katılarak aileme ve tüm insanlığa memur olmaktan daha çok fayda sağlayacağıma inanıyorum. Sizi üzdüğüm için bana belki kızacaksınız ama haklı olduğumu er ya da geç anlayacaksınız. Ben istiyorum ki; bütün insanlar özgür ve eşit bir şekilde yaşasın. Hiç kimse bir lokma ekmek, başını sokacak bir ev için ömrü boyunca sömürülmesin. Bunların olabilmesi için de savaşmak ve mücadele etmek gerekiyor. Savaş bitince Kobani kazanılınca geri geleceğim. Geldiğimde arkadaşlarıma güzel davranın. Beni bulmaya çalışmayın. Bu çabanızın sonuç vermesi mümkün değildir. Size bu mektubu yazmamın en önemli sebeplerinden biri de beni arama yollarına düşüp yorulmanızı, yıpranmanızı, istemeyişimdir. Eğer başıma bir şey gelirse mutlaka haberiniz olur zaten. Döndüğümde hapse girmemi, hapishanede işkence görmemi istemiyorsanız sakın polise ya da devletin her hangi bir kurumuna başvurmayın. Eğer böyle bir şey yaparsanız bundan hem ben, hem ailem, hem de bütün arkadaşlarım zarar görecektir. Benim Kobani'ye gittiğimi akrabalarımız dahil kimseye söylemen ki geldiğimde hapse girmeyeyim. Bu notu okuduktan sonra yırtıp atın mutlaka. Benim için bir şey yapmak isterseniz mücadelemi sahiplenin. Yıllardır devletin bütün yaptığı olumsuzluklara sessiz kaldınız. İnsanların öldürülmesine sokak ortasında gazlanmasına, Roboski'deki gibi bombalanmasına buna artık yeter deyin. Ben yanınızda olsaydım eylemlere katılmaya ve derneklere gitmeye devam edecektim. Ben gelene kadar mücadelemi size emanet ediyorum. Başta annem ve babam olmak üzere Ada, Deniz, Zelal ve doğacak Mahir'i ve hepinizi kucaklıyorum. Kadri kardeşime özel selamlar. O kendine yakışır gibi davranacaktır. Hepinizi devrimci duygularımla kucaklıyorum. Telefon abimin hediyesiydi. İçinde fotoğraflarımız var. Burs kartımı anneme yolluyorum. Ben gelene kadar ilaçlarını alsın. Hepinizi çok seviyorum. Şimdilik hoşça kalın."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title