Sincan Cezaevi'nde mahkumlar, karı-koca müdüre emanet

Sincan Cezaevi'nde mahkumlar, karı-koca müdüre emanet

ANKARA'da 14 yıllık evli Ruhiye ve Zafer Künü çifti, 9 ceza infaz kurumundan oluşan Sincan Cezaevi'nde müdür olarak görev yapıyor. Ruhiye Künü, Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü, Zafer Künü de Sincan 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü olarak 4 yıldır omuz omuza vererek çalışıyor.

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri'nde 2003 yılında idari memur olarak mesleğe başlayan Ruhiye Künü ve Zafer Künü, 2005 yılında Denetimli Serbestlik şube müdürleri seminerinde tanıştı. Önce iyi arkadaş olan Künü çifti, sonra birbirlerine aşık oldu ve 1 yıl sonra evlendi. 14 yıllık evli ve 1 çocuk sahibi olan Künü çifti, İzmir, Osmaniye, Bandırma'da görev yaptıktan sonra 15 Temmuz sürecinin hemen ardından 2016 yılında Ankara'da bulunan ve 9 ceza infaz kurumundan oluşan Sincan Cezaevi Kampüsü'ne atandı.

'OMUZ OMUZA'

Ruhiye Künü, Sincan Kadın Kapalı Ceza Enfaz Kurumu Müdürü, eşi Zafer Künü ise Sincan 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü olarak çalışıyor. Cezaevi kampüsü içindeki lojmanda oturan Künü çifti, saat 08.00'de birlikte işe gidip, akşam birlikte eve dönüyor. Kurumda omuz omuza verip birbirlerine destek olarak çalışan çift, zaman zaman tatlı bir rekabet içine de giriyor. Künü çifti, tüm personelle uyum içinde çalışarak mahkumların güvenliğini sağlıyor.

'BÜTÜN SIKINTILARI BERABER GÖĞÜSLEDİK'

Zafer Künü, 15 Temmuz sürecinde Ankara'ya geldiklerini ve kurum müdürü olarak çalışan tek çift olduklarını söyledi. Hem 15 Temmuz süreci, hem pandemi sürecinde birbirlerine destek olarak çalıştıklarını anlatan Zafer Künü, "Bütün sıkıntıları beraber göğüsledik. Birlikte çalışıyor olmamız bize hep artı getirdi. 2006'dan beri 'evde berabersiniz, dışarıda berabersiniz, işte berabersiniz sıkılmıyor musunuz?' diye bize çok soruluyor. Özlemek gibi bir acıyı niye çekeyim. Zaten sürekli yan yana olmak için evlendim. Meslek hayatı anlamında kendinize bunu sorun olarak görürseniz sıkıntı yaşıyorsunuz. Bunun artılarını kullanmanız gerekiyor. Ama bir kötü tarafı var. Sıkıntılı bir anınızda bunu saklama şansınız yok. Çünkü ne olabileceğini öngörüyor. Yan yana biz mutluyuz. Eşimle aynı kampüste olmak, aynı işi yapmak ayrı bir keyif, birbirimize destek oluruz; ama aynı zamanda da iş ucuna geçtiğimiz zaman iyiyi, güzeli yakalamada en fazla rakip olan iki kişiyiz. Bir yerde iyi bir şey varsa daha iyisini yapmak için ikimiz de uğraşırız" dedi.

'CEZAEVLERİ YAŞAYAN ORGANİZMALAR'

Zafer Künü, zor bir iş yaptıklarını daha ötesinde hitap ettikleri kitlenin çok farklı olduğunu anlatarak, "Cezaevi çalışanları olarak zorlu işler yapıyoruz, zor insanlarla uğraşıyoruz. Burada birbirimize hayatı zorlaştırmak çok kolay; ama şunu bilmemiz gerekiyor; bizimki bir kader birliği. İçeriye girdiğimiz anda o koca koca kapılardan geçtiğimizde yanımızda anamız babamız kardeşimiz eşimiz yok sadece mesai arkadaşlarımız var. 15 Temmuz sürecinde de pandemi döneminde de cezaevciler yapılan işte hep birlikte yan yana durarak yürüyoruz. Bu süreçleri hep beraber atlatıyoruz. Pandemi döneminde hep beraberiz. İçeride arkadaşlar var, izolasyonda arkadaşlar var ve hala biz cezaevindeyiz. İçeride mahkumlar var. Onların çözülmesi gereken sıkıntıları, yürütülmesi gereken bir hayatları var. Cezaevleri yaşayan organizmalar. Bir gün kapıyı kapatıp çıkma şansımız yok" diye konuştu.

'OĞLUMUZDA CEZAEVİNDE ÇALIŞMAK İSTİYOR'

Ruhiye Künü ise 8 yaşındaki oğullarının daha önce polis veya mühendis olmak istediğini, son 1 yıldır da, "Ben cezaevinde çalışmak istiyorum" dediğini anlatarak, "Cezaevinin işleyişini tam olarak bilmiyor, içeride ne olduğunu bilmiyor. Gece bile onu evde bırakıp gitmek zorunda olduğumuzu biliyor. Bunların farkında olmasına rağmen cezaevinde çalışmak istiyor. 8 yaşında olmasından dolayı bizim yaşadığımız zorlukların da farkında. Ama ona rağmen cezaevinde çalışmak istiyor. Bu idareci olarak olmayabilir, en alt kadroda da çalışabilir hiç sıkıntı değil. Biz onun sadece destekçisi oluruz" dedi.