Haberler
İsrail Savunma Bakanı Katz: Ateşkes ihlal edilirse güçlü bir şekilde yanıt vermeye hazırız

Dünya rahat nefes aldı derken yeni bir tehdit daha

13 yaş altına sosyal medya yasağı geliyor

Bakanlık düğmeye bastı! Sosyal medyaya yaş sınırı geliyor

Türkiye'yi sarsan 'sahte dolar skandalı' büyüyor

Piyasaları altüst eden olayda detaylar ortaya çıktı

Greta Thunberg'ten skandal Kürdistan paylaşımı

Van'a Kürdistan dedi, özerklik istedi

Sinan Ateş Davasında Sanıkların Savunması Devam Ediyor

Sinan Ateş Davasında Sanıkların Savunması Devam Ediyor
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sinan Ateş davasında tutuklu sanıkların savunmaları devam ediyor. Otopark işletmecisi Mustafa Uzunlar, Doğukan Çep'ten şikayetçi olduğunu belirterek tahliye ve beraat talep etti. Sanık Osman Bayraktar ise polisler tarafından şiddete maruz kaldığını iddia etti.

HABER: ESRA TOKAT - OGÜN AKKAYA

(ANKARA) – Sinan Ateş davasında sanıkların savunması devam ediyor. Tutuklu sanık otopark işletmecisi Mustafa Uzunlar, "Dosyadaki kimseyle bir yakınlığım yok. Sadece ortağım olduğu için Osman Bayraktar'ı ve ayrıca Doğukan Çep'i tanırım. Beni kandırarak ve kullanarak böyle bir olayın içine çektiği için Doğukan Çep'ten de şikayetçiyim. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum" dedi. Sanık Osman Bayraktar ise karakolda polisler tarafından şiddete maruz kaldığı iddiasında bulundu.

Sinan Ateş, Ankara'nın Çukurambar semtinde, 30 Aralık 2022'de, bir aracın arkasına saklanan tetikçi Eray Özyağcı tarafından silahla öldürülmüştü. Ateş'in öldürülmesine ilişkin açılan davaınn ilk duruşması dün yapılmıştı. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın ikin gün duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü'nde yapılıyor.

Sinan Ateş'e yönelik "toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçuna yardım etmekten yargılanan tutuklu sanık otopark işletmecisi Mustafa Uzunlar, Doğukan Çep'in polis arkadaşları ile düğüne gideceğini ve bu yüzden arabasını kiraladığını kaydetti ve "Hayatımda herhangi birinin zarar görmesinde payım olmadı. 27 Aralık günü otoparka gittiğimde Doğukan Çep de otoparktaydı. Araç istedi benden. Bunun üstüne ehliyeti olmadığı düşündüğüm için araç vermedim, 'Düğün tebriğine gideceğiz, polis arkadaşlar ile gideceğiz' deyince kabul ettim, çok sorgulamadım bu yüzden ve aracımı verdim" dedi.

Uzunlar, "Ben aracı teslim etmeden önce pavyon muhabbetlerini duydum. Dosyadaki kimseyle bir yakınlığım yok. Sadece ortağım olduğu için Osman Bayraktar'ı ve ayrıca Doğukan Çep'i tanırım. Beni kandırarak ve kullanarak böyle bir olayın içine çektiği için Doğukan Çep'ten de şikayetçiyim. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.

Mahkeme salonunda GPS tartışması

Müşteki avukatlarından Fatih Güneş, "Eray Özyağcı'yı Ankara'ya taşıyan kiralık araçta ve kiralanan diğer araçlarda GPS'nin olup olmadığı" soruldu. Sanık avukatları bu soruya tepki gösterdi. Avukat Güneş, "Olayda kullanılan bir araç var ve bu aracın nereye gittiğinin tespit edilmesi lazım. Bu araçta GPS olup olmadığını soramayacaksak bu maddi gerçeği ortaya çıkartamayacaksak neden buradayız?" dedi. Sanık Uzunlar ise bu soruya, "Uzun süre kiraladığımız araçlarda oluyor. Bu araçta yoktu." dedi.

Sinan Ateş'e yönelik "toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçuna yardım etmekten yargılanan tutuklu sanık Osman Bayraktar, "Suçlamaları kabul etmiyorum. Dosyanın içinde Mustafa Uzunlar ve ailevi sebepler dolayı tanıdığım Hakan Saraç'tır. Diğerlerini tanımam. Pandemide cezaevinden çıktım. Mustafa'yla görüşmeye başladım. Otopark işletmeciliğine karar verdik. Kayınvalidem hasta olduğu için onunla hastaneye gidiyordum. Otoparka günde iki üç saat gidiyordum" ifadelerini kullandı.

"Karakolda enseme vurdular, yumruk attılar"

Bayraktar, şu iddialarda bulundu:

"Cezaevinden tanıdığım Hakan Saraç cezaevinden çıktıktan sonra telefonla görüşmeye başladık. Bana araba fotoğrafları atıyordu, alım-satım konuları hakkında. Benim ailevi durumlarım nedeniyle yoğun olduğu için ilgilenemedim ve Hasan isimli arkadaşım ile tanıştırdım siz halledin diye. O bir gün beni aradı Mustafa'nın evinin önünde polislerin olduğunu söyledi. Ben de gittim hemen çünkü Mustafa benim çocukluk arkadaşım, kardeşim. Yani kendi ayaklarımla gittim, suçlu olsam ben niye gideyim. Ardından benim eskiden kalma bir silahım vardı Abdullah'ı aradım 'sakla ne olur ne olmaz' diye. Karakolda enseme vurdular, yumruk attılar iki üç defa. Beni ıslatıp soyup dövmediler. Doğukan'ı sordular bana tanıyıp tanımadığımı. Ben 'görmüş olabilirim' dedim ama ifademde tanıdığımı yazdılar. Avukatım bu ifade tutanağını yırttı. Kayınvalidem öldü. Ailem mağdur. Tahliye talebim var."

Mahkeme Başkanı, duruşmaya saat 11.20'ye kadar ara verdi.

Kaynak: ANKA / Güncel
title