Siirt'teki faciada yaşamını yitiren madencilerin acısı unutulmuyor
Siirt'in Şirvan ilçesinde 16 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasının üzerinden 8 yıl geçse de ailelerinin acısı ilk günkü gibi etkisini koruyor.
Siirt'in Şirvan ilçesinde 16 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasının üzerinden 8 yıl geçse de ailelerinin acısı ilk günkü gibi etkisini koruyor.
Şirvan'da 17 Kasım 2016'da özel bir maden ocağında meydana gelen heyelan, Mehmet Kasım Tari, Murat Ant, Nusret Beyazalma, Reşit Can, Savaş Kızılkan, Sedat Bulut, Şefik Tuncer, Yavuz Yıldız, Mahmut Batumak, İbrahim Kılınç, Kerem Arat, Bedrettin Caylı, Abdurrahman Sönmezsoy, İsmail Tekin, Abdulbaki Aydın ve Halil Başer'i hayattan kopardı.
Facianın yıl dönümünde acılı aileler kaybettikleri yakınlarının mezarını ziyaret ediyor, dua okuyor.
"8 yıl geçti bu acı hala içimizde"
Reşit Can'ın Yağmurtepe köyünde yaşayan babası Nurettin Can, AA muhabirine, evladının köy mezarlığındaki kabrini ziyaret ettiğini belirterek, oğlunun 2 çocuk babası olduğunu, o faciadan sonra torunlarının yetim kaldığını söyledi.
Şirvan'daki faciayı Diyarbakır'da Silvan Barajı inşaatında çalışırken öğrendiğini ifade eden Can, "Evladımı zor şartlarda toprak altından çıkardılar. Ben varıncaya kadar cenazeyi getirmişlerdi. Aradan 8 yıl geçti bu acı hala içimizde. Başka yerde maden göçüğü olduğunda da aynı acıyı yaşıyoruz. Bu acı bitmiyor. Maden faciasında hayatını kaybedenlerin şehit sayılması için yetkililerden destek bekliyoruz." dedi.
"Hayatının baharındayken kaybettik"
Yaşamını yitiren işçilerden Murat Ant'ın ablası Songül Ant da kardeşinin Zevye Mezarlığı'ndaki kabri başında gözyaşı döktü.
Kardeşinin acısının ilk gün gibi olduğunu dile getiren Ant, "Kardeşim çok güzel bir düğün töreniyle olaydan 20 gün önce evlendi. Maalesef hayatının baharındayken kardeşimi kaybettik. Evini, yuvasını kuracakken her şey yarım kaldı." diye konuştu.
Ant, kardeşinin anılarıyla yaşama tutunmaya çalıştıklarını belirtti.
Madende ağabeyimle aynı aracı kullanıyorduk"
Halil Başer'in Zevye Mezarlığındaki kabrini ziyaret eden kardeşi Orhan Başer ise ağabeyinin cenazesine faciadan 24 gün sonra ulaşıldığını söyledi.
Ağabeyi ile aynı maden ocağında çalıştıklarını anlatan Başer, "Madende ağabeyimle aynı aracı kullanıyorduk. Madendeki kamyonu ben gündüz ağabeyim gece kullanıyordu. Gündüz vardiyasının ardından kamyonu kardeşime devrettim. Ağabeyim arkadaşlarının ısrarıyla istifa edeceği gün de çalıştı." ifadelerini kullandı.
Başer, diğer aile fertlerinin İstanbul'da yaşadığını ifade ederek, Siirt'te kalan tek aile bireyi olarak ağabeyinin mezarını sık sık ziyaret ettiğini belirtti.