Şi Cinping, BRICS Zirvesi İçin Kazan'a Gidiyor

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in, 22-24 Ekim'de Rusya Federasyonu'na bağlı Tataristan Cumhuriyeti'nin başkenti Kazan'da düzenlenecek BRICS Zirvesi'ne katılacağı bildirildi.

Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Şi'nin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in davetiyle bu ülkeyi ziyaret edeceği ve Kazan'da 16. BRICS Zirvesi'ne katılacağı belirtildi.

Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, eylül ayında BRICS Ülkeleri Güvenlikten Sorumlu Üst Düzey Yetkililer/Ulusal Güvenlik Danışmanları Toplantısı için gittiği Rusya'nın St. Petersburg kentinde Putin ile yaptığı görüşmede Şi'nin, Rus liderin davetini kabul ederek zirveye katılacağını belirtmiş, Putin de zirve marjında Şi ile ikili görüşme yapacaklarını açıklamıştı.

Çin Devlet Başkanı Şi, Ukrayna Savaşı'nın başlamasından bu yana ikinci kez Rusya'ya gidecek.

Şi, daha önce Mart 2023'te yeniden devlet başkanı seçilmesinin ardından ilk yurt dışı ziyaretini Rusya'ya yapmıştı.

Putin de Ekim 2023'te Pekin'de düzenlenen Kuşak ve Yol Forumu'na katılmak üzere Çin'i ziyaret etmişti.

Bu yıl yeniden devlet başkanı seçilen Putin'in, yurt dışı ziyareti için ilk durağı mayısta ziyaret ettiği Pekin olmuştu.

"Kapsamlı stratejik koordinasyon ortaklığı"

Çin'in, ABD ile jeopolitik rekabetin ve Asya-Pasifik'teki cepheleşmelerin arttığı bir dönemde, Ukrayna'daki savaş nedeniyle Batı karşısında benzer meydan okumalarla karşı karşıya bulunan Rusya ile yakınlaşma siyaseti izlediği gözleniyor.

Pekin ve Moskova, ikili ilişkilerini, "yeni dönemde kapsamlı stratejik koordinasyon ortaklığı" olarak tanımlıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olan iki ülke, ABD ve Batılı müttefiklerinin ağırlığına karşı küresel sorunlarda çoğu zaman birbirini destekleyen politika tercihlerini ortaya koyuyor.

İki ülke, kuruluşuna öncülük ettikleri Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve BRICS gibi çok taraflı platformlarda da işbirliğini sürdürüyor.

Çin-Rusya yakınlığının, Batı ülkelerinin Pekin yönetimine Rusya'ya Ukrayna Savaşı'nda siyasi ve ekonomik destek vermekten kaçınmasına yönelik telkinlerini artırdığı bir döneme denk gelmesi dikkati çekiyor.