Sevinçlerimiz Hep Buruk Kalıyor"
İsrail hapishanelerinde en uzun süre kalan Filistinli kadın tutuklu Lina el-Cerbuni, yaşadıkları sevinçlerin her zaman buruk olduğunu belirterek, asıl sevinci tüm Filistinli tutuklular özgürlüğüne kavuşunca yaşayacaklarını söyledi.
ESHAT FIRAT - İsrail hapishanelerinde en uzun süre kalan Filistinli kadın tutuklu Lina el-Cerbuni, yaşadıkları sevinçlerin her zaman buruk olduğunu belirterek, asıl sevinci tüm Filistinli tutuklular özgürlüğüne kavuşunca yaşayacaklarını söyledi.
Cerbuni, İsrail'in Aşağı Celile Bölgesi'ndeki memleketi Arraba kentinde kendisi için düzenlenen etkinlikte "İsrail hapishanelerinde geçirdiği yıllar, Filistinli kadın mahkumların yaşadıkları, gençlik yıllarındaki hedefleri ve yaklaşık iki bin Filistinli esirin pazartesi günü başlattığı açlık greviyle" ilgili AA muhabirine konuştu.
İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un Mescid-i Aksa'nın avlusuna girişiyle fitili ateşlenen 2'nci İntifada'nın başladığı 2000'li yıllarda Filistin davasıyla yakından ilgilenen 42 yaşındaki Cerbuni, 2002'de İsrail polisi tarafından İslami Cihad Hareketi mensubu olduğu iddiasıyla göz altına alındı.
Cerbuni, çıkarıldığı mahkemede 17 yıl hapis cezasına çarptırılmış ancak kararın temyiz edilmesiyle 2 yıl indirilerek 15 yıl hapse mahkum olmuştu.
Hapse mahkum edildiğinde henüz 27 yaşında olan Cerbuni, İsrail hapishanelerinde yaşadıklarını, "Hapis zordur. Hapiste bir gün geçirmek bile başlı başına büyük bir acı iken 15 yılı siz düşünün." cümleleriyle anlattı.
Cerbuni, tutuklanmadan önce sıradan bir hayat yaşadığını ve hayalleri olduğunu belirterek, "Benim de normal bir hayatım vardı ve çalışıyordum. Her insanın hayata dair hesapları, planları olduğu gibi benim de planlarım, hayallerim vardı. Ancak acı bir darbeyle hepsi yarıda kaldı." dedi.
"Sevinçlerimiz hep buruk kalıyor"
Ailesine tekrar kavuşmanın mutluluğunu yaşayan Cerbuni, "Bugün her ne kadar halkımın arasında, ailemin yanında olsam da mutluluğumuz hep yarım, sevinçlerimiz hep buruk kalıyor. Asıl sevinci ve mutluluğu tüm Filistinli esirlerin özgür olmasıyla yaşayacağız." ifadelerini kullandı.
Cerbuni, hapiste kaldığı 15 yıl boyunca diğer Filistinli kadın tutuklularla özel okuma, eğitim ve çeşitli kültürel programlar düzenlediğini ve İbranice öğrenilmesi için çaba sarf ettiğini aktardı.
Tutukluluk süresince yaşadığı en zor anların "yaralı haldeki Filistinli kadınların" koğuşlarına getirilmesi olduğunu söyleyen Cerbuni, "Birçok Filistinli kadın gözaltı süresinde yaralanmış bir şekilde cezaevine getiriliyordu. Bazıları daha çok genç yaşta oldukları halde İsrail askerleri tarafından gözaltına alınmış ve daha sonra hapse mahkum olmuşlardı. Bunlarla karşılaşmak bizim için belki de en zor durumlardı." diye konuştu.
Filistinli kadın mahkumların, İsrail'in kabul edilemez muamelelerine maruz kaldığını da vurgulayan Cerbuni, bu durumlardan birinin de başka bir hapishaneye nakil ya da duruşmaya götürülme döneminde tüm kıyafetlerinin çıkarılarak teftiş edilmeleri olduğunu ifade etti.
15 yıllık mahkumiyetten sonra döndüğü memleketini tanımakta zorlandığını ifade eden Cerbuni, hayata dair beklentilerine ilişkin şunları söyledi:
"Filistinli kadın esirlerle iletişimde olmaya devam edeceğim, yanlarında olacağım, haklarını savunacağım, aktivitelere devam edeceğim. Bir de eğitimimi tamamlamak istiyorum. Tutukluluk sürem boyunca eğitimimi tamamlamama izin verilmedi. Şimdi ilk fırsatta onu tamamlayacağım inşallah."
Cerbuni İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutukluların ortak mesajının da "Filistinli taraflar arasındaki ayrışmanın sona erdirilmesi, Hamas ile Fetih hareketleri arasındaki anlaşmazlıkların bitirilmesi ve Filistin halkının sorunlarına kulak vermeleri" olduğunu söyledi.
Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık yolunda fazla bedel ödediğini ve ödemeye devam ettiğini belirten Cerbuni, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Filistin davası, sadece Filistinlilerin değil her Müslümanın ve her Arap'ın davası olmalıdır. Filistin davası, sadece Filistinlilere yüklenecek bir dava olamaz. Filistin'i, Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı savunmak her Müslüman'ın sorumluluğunun başında olmalıdır. Her Müslüman Filistin'in özgürlüğü ve Filistinlilerin yaşadığı acıları bitirmek için hareket etmelidir."
Cerbuni, İsrail hapishanelerindeki yaklaşık iki bin Filistinli tutuklunun pazartesi günü başlattığı açlık grevine de değinerek, "Açlık grevi kararı en zor karardır. Bu kararı almak kolay olmaz. Çünkü hakikaten insan hayatının belki de en büyük zorluğudur diyebilirim. Tutuklular yaşam koşullarının iyileştirilmesi için bu zor kararı almak zorunda kalıyorlar." dedi.
Filistin davasının yalnız kaldığını belirten Filistinli eski tutuklu, başta Türkiye olmak üzere tüm Müslümanların Filistin davasına sahip çıkması gerektiğini sözlerine ekledi.
İsrail'deki çeşitli hapishanelerde 15 yıl tutuklu kalan Cerbuni, ceza süresinin dolmasının ardından geçen hafta tahliye edilmişti.