Türkiye ve Mısır Arasındaki Normalleşme Süreci Değerlendirildi

Türkiye ve Mısır Arasındaki Normalleşme Süreci Değerlendirildi
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

SETA tarafından düzenlenen 'Türkiye-Mısır İlişkilerinde Yeni Dönem' panelinde uzmanlar, iki ülke arasındaki 12 yıllık bir aranın ardından başlayan normalleşme sürecini değerlendirdi. Uzmanlar, Türkiye'nin bölgesel meydan okumaların bilinciyle Mısır ile ilişkileri güçlendirdiğini ve normalleşmenin iki ülkenin ekonomik durumları açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Gazze'deki insani durumun da ilişkilerde kritik bir etkisi olduğu belirtildi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfınca (SETA) düzenlenen panelde uzmanlar, Türkiye ve Mısır arasında 12 yıllık bir aranın ardından başlayan normalleşme dönemindeki yeni ilişkileri değerlendirdi.

SETA tarafından "Türkiye-Mısır İlişkilerinde Yeni Dönem" konulu panel, Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktor Öğretim Üyesi ve SETA Dış Politika Araştırmacısı Tunç Demirtaş moderatörlüğünde düzenlendi.

Panele, SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Muhammed Hüseyin Mercan ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Kuzey Afrika Koordinatörü Kaan Devecioğlu katıldı.

Acun, Mısır ile Türkiye arasında tarihi bir derinliğin yanı sıra, halklarının karşılıklı olarak birbirine sempatiyle baktığı iki ülke olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin, "gelecek projeksiyonlar ve bölgesel meydan okumaların farkındalığıyla" siyasi bir irade ortaya koyarak, son dönemde içerisinde Mısır'ın da bulunduğu Orta Doğu'daki ülkelerle normalleşme süreci başlattığını söyledi.

Mısırla yaşanan normalleşme kapsamında, Türkiye'nin, "kompartıman siyasetini" benimseyerek iki ülke arasında çözülebilecek sorunlara odaklandığını belirten Acun, "İki ülkenin bölgede çok ciddi meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu" kaydetti.

Acun, Mısırlılar için Türkiye ile ilişkilerin yeniden normalleşmesi ve yakınlaşmanın "olmazsa olmaz derecede" önem arz ettiğini aktararak, "Tüm toplumsal kesimler bunu (normalleşmeyi) olumlu olarak görüyor ve Türkiye ile ilişkilerin yeniden eski döneme dönmesi ve normalleşmesi gerektiğini arzu ediyorlar." ifadesini kullandı.

İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin, "son yıllarda kötüleşen" Mısır ekonomisi için de önemli olduğunu söyleyen Acun, "Genel anlamıyla Mısır halkının Türkiye ile ilişkilerinin normalleşmesine ihtiyacı var ve ciddi anlamda bunu destekliyorlar. Sisi de, Mısır yönetimi de bunun farkındalığıyla aslında Türkiye'ye geldi." değerlendirmesinde bulundu.

Acun, Türkiye ve Mısır'ı potansiyel olarak yeniden bir araya getiren konuların başında "karşılıklı ekonomik ve ticaret hacminin artırılması" olduğuna değinerek, iki ülkenin birbirine ihtiyaç duyduğu ve birbirini tamamladığı yeni bir sürece girdiğini sözlerine ekledi.

Mercan ise Gazze'deki insani dramın Türkiye ve Mısır arasındaki yeni dönem için "çok önemli bir dosya" olduğunu vurgulayarak, "Dünkü ziyaret sadece iki ülke liderinin bir araya gelmesi ya da iki ülkenin karşılıklı ilişkilerinin artırılmasına yönelik bir gelişmeden ziyade, aslında küresel ve bölgesel aktörlerin de Gazze'de ve ötesinde Filistin'de yaşananlarla alakalı ne tür mesajların verileceği hususunda da yakından takip ettiği, yakından izlediği bir durumdu." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin görüşmesinin "bölgesel ve küresel dengeyi etkileyecek bir gelişme" olduğuna dikkati çeken Mercan, şu değerlendirmede bulundu:

"Filistin dosyası üzerinden bu iki güçlü aktörün bir araya gelerek ortak bir yol haritası belirlemesi, hem sürecin sona ermesinde, mevcut katliamların sona erdirilmesinde, soykırımın bitirilmesinde ciddi tetikleyici bir rol veya en azından bu anlamada işgal devletinin (İsrail'in) hareket alanını uluslararası toplumda uygulayacakları baskı nedeniyle kısıtlayıcı bir misyon üstleneceği gibi, ardından ateşkesin sonrasında yeniden yapılanma sürecinde de ciddi bir katkı sağlayacağını burada belirtmemiz gerekiyor."

Mercan, Kahire ve Ankara arasında ortak eylem planının hayata geçirilmesinin Gazze'deki ateşkes sürecinin hızlanmasında önemli bir görev ifa edebileceğine vurgu yaparak, "Ateşkes sonrasını dikkate aldığımızda, aslında Türkiye-Mısır işbirliğinin, Gazze'nin ve Filistin'in geleceğine dair çok önemli bir misyon üstleneceği aşikar." dedi.

Refah kapısının, Gazze'nin Mısır üzerinden dünyaya açılacak tek kapısı olması sebebiyle, ateşkes sonrası bölgenin yeniden inşası için hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Mercan, "Gazze'nin yeniden kalkınması sürecinde tecrübesiyle, kapasitesiyle Türkiye'nin önemli bir misyon üstleneceğini düşündüğümüzde, işte Ankara-Kahire hattındaki bu ilişkilerin de Gazze'nin geleceğine yönelik yine önemli fırsatlar sunacağı aşikar." şeklinde konuştu.

Devecioğlu da Cumhurbaşkanlığı düzeyinde yapılan görüşmeyle iki ülke ilişkilerinin derinleşeceğini öngördüğünü dile getirdi.

Türkiye'nin Mısır ile bölgesel meseleler bağlamında bir işbirliği alanı olarak Sudan meselesinin ele alınabileceğini belirten Devecioğlu, Sudan'da yaşanan bir krizin Mısır'ı hem sosyokültürel hem de ekonomik ve güvenlik açısından etkilediğini aktardı.

Devecioğlu, Türkiye'nin de Sudan ile tarihe dayanan bir ilişkisinin bulunduğunu ve Sudan ve bölgede daha aktif bir dış politika sergileyeceğinin anlaşıldığını ifade etti.

Bu kapsamda Türkiye ile Mısır'ın Sudan'daki krizin çözümü için diplomasi ve insani yardımlarla ortak hareket etme konusunun gündeme gelebileceğini değerlendiren Devecioğlu, "Türkiye, bölgede çatışmaların çözümü ve istikrarın sağlanması noktasında bir stratejiye sahip." dedi.

Devecioğlu, Etiyopya-Somali krizinde, istikrarın sağlanması için iki ülke yetkililerinin Ankara'da bir araya geldiğini hatırlatarak, bunun da Türkiye'nin bu konuda diplomatik kanalları açık tutma gayretini gösterdiğine işaret etti.

Kaynak: AA / Murat Karadağ - Güncel
title