Seta-Dc'nin 5. Yıllık Konferansı
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, DAEŞ ile mücadele çerçevesinde PYD'ye bir şekilde destek veren ABD'nin, bu hususta Türkiye'nin güvenlik endişelerini daha fazla dikkate alması gerektiğini söyledi.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, DAEŞ ile mücadele çerçevesinde PYD'ye bir şekilde destek veren ABD'nin, bu hususta Türkiye'nin güvenlik endişelerini daha fazla dikkate alması gerektiğini söyledi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisi (SETA-DC) tarafından düzenlenen "Insight Turkey: 5. Yıllık Konferansı - Türkiye'nin Dış Politikası" başlıklı etkinlik, ABD'nin başkenti Washington'da gerçekleştirildi. SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş'ın moderatörlüğündeki konferansın "Bölgesel Bir Meydan Okuma Olarak Kürt Meselesi" başlıklı ikinci oturumunda, SETA Genel Koordinatörü Duran, Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları (PODEM) İcra Kurulu Üyesi Etyen Mahçupyan, ABD Ulusal Savunma Üniversitesi Kıdemli Araştırmacısı Denise Natali ve Woodrow Wilson Merkezi Kıdemli Araştırmacısı Marina Ottaway konuşma yaptı.
Kürt meselesinin bölgesel dinamiklerine ilişkin sunumunda Duran, Suriye'deki kaotik ortamın PKK eylemlerini etkilediğini belirterek, Türkiye, Kürt meselesinde demokratik adımlar attıkça ülkenin hemen yanıbaşındaki iç savaşın PKK'ya yeni imkan ve alanlar açtığını ifade etti.
"DAEŞ ile mücadele çerçevesinde PYD'ye bir şekilde destek veren ABD, bu hususta Türkiye'nin güvenlik endişelerini daha fazla dikkate almalı" diyen Duran, Türkiye'nin toptan PYD'nin varlığına karşı olmadığını ancak Suriye'nin kuzeyine yayılmış silahlı bir örgütün ulusal birlik ve bütünlük anlamında Türkiye için ciddi sorunları beraberinde getireceğini vurguladı.
Duran, DAEŞ sonrası dönemde bölgedeki Kürt gruplar ile Sünni Araplar arasında da ciddi bir gerilimin tırmanabileceği ihtimaline de dikkati çekti.
Mahçupyan ise Türkiye'de Kürt meselesinin çözümü noktasında karar vericilerin önünde bir şiddet sorunu olduğunu ifade ederek, bunun ancak 2009'da AK Parti'nin yaptığı gibi, koşulların ve aktörlerin değiştirilmesi yoluyla çözülebileceğini kaydetti.
Çözüm için "eşit vatandaşlık", "adem-i merkeziyetçilik" ve "Kürtlere bölgesel hakların verilmesi" şeklinde üç seçeneğin mümkün olabileceğini dile getiren Mahçupyan, Suriye'deki karmaşayı kendi lehine kullanmak isteyen PKK'nın 3. seçeneği zorlamak istediğini ancak hükümetin ilk seçenek üzerinden hareket ettiğini söyledi.
Mahçupyan, Kürt meselesinin çözümündeki temel yol haritasının hala bölgesel değil, ülke içindeki dinamiklere bağlı olduğunu vurguladı. Kürt sosyolojisinin çok önemli olduğuna da işaret eden Mahçupyan, "PKK, Kürtleri sokağa çekmek istiyor ancak içinde PKK'lıların olduğu aileler bile sokağa çıkmak istemiyor. Bu insanların farklı bir talebi var" dedi.
AK Parti'nin bu talebi görüp cevap vermesi durumunda Kürt meselesinin harici bir sorun olarak değil, iç bir sorun olarak çözülme imkanının daha fazla olacağını dile getiren Mahçupyan, PKK ile mücadelesinde hükümetin bölge insanına daha somut çözümler sunup, kuşatma psikolojisini azaltabileceğini bildirdi.
Konferansın "Türk-Amerikan ilişkilerinin" ele alındığı son oturumunda ise SETA-DC Direktörü Kadir Üstün moderatörlüğünde İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Kösebalaban, SETA-DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat, S. Daniel Abraham Merkezi'nden Robert Wexler ve German Marshall Fund'dan Joshua Walker görüşlerini paylaştı.