Sertel: 'Onun Demesiyle Basın Batmaz'
CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel'i ziyaret etti.
CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel'i ziyaret etti. Ziyarette İmralı görüşme notları tartışıldı. "Batsın böyle gazetecilik" diyen Başbakan'a tepki gösteren Sertel, "Bunu halk görmeli, böyle demokrasi olmaz, böyle bir başbakanlık olmaz. Eğer batsın deniyorsa önce aynaya baksınlar. Kimin ne yapması gerektiği konusunda karar veren tek merci, halktır. Onun demesiyle basın batmayacaktır" dedi.
CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel'i makamında ziyaret ederek, gazetecilerin düşündüklerini yazamadığı, ifade özgürlüğünün olmadığı bir dönemden geçildiğini söyledi. Engin, şöyle konuştu:
"Cumhuriyet tarihinin en kritik dönemlerinden birinden geçiyoruz. Gazetecilik mesleğinin her geçen gün ekonomik ve sosyal açıdan sistemli bir şekilde zorlaştırıldığı bir dönem. Düşüncelerini özgürce yazamadığı, yazanların işini kaybettiği hatta cezaevine konarak özgürlüklerinin kısıtlandığı bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye'nin ve medya tarihinin kara dönemi olarak hatırlanacak. Ciddi bir tekelleşme var."
GAZETECİLİK İÇİN ÖRNEK OLAY
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Sertel, Abdullah Öcalan'ın BDP'li milletvekilleriyle görüşmesine ilişkin İmralı tutanaklarını yayınlayan Milliyet Gazetesi'nin habercilik yaptığını belirtti. Bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren Sertel, şunları söyledi:
"Türkiye'de gazetecilik açısından örnek teşkil edecek ve ders olarak okutulabilecek, tarihe not düşecek bir olay yaşandı. Namık Durukan çok başarılı bir gazetecilik örneği sergiledi. İmralı görüşmelerinin tutanaklarını hiçbir yorum katmadan birebir yayınlamış olmasına rağmen burada gazetecilik faaliyeti yargılanmaya başlanmıştır. Başbakan 'batsın bu gazetecilik' derken aslında kafasındaki bütün görüşünü ortaya koymuştur. Eğer batsın bu gazetecilik deniyorsa aslında haberleşme basın ve ifade özgürlüğünü de bizzat ülkeyi yöneten Başbakan tarafından değerlendirilmesi ortaya çıkıyor. Bence burada hassas nokta şudur. Kesinlikle bu ülkenin Başbakanı ile polemiğe girmek istemem, ama Türkiye'de gazetecilerin özgürce yazabildiği basın ve ifade özgürlüğünün olduğu bir ülke olmak isteriz, ama korkarım ki Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak'ın Namık'ın önümüzdeki günlerde başına bir hal gelmesin. Bu Türkiye'nin geldiği son tablodur. Gazeteciler olarak bunu halkın görmesini isteriz. Bunu halk görmeli, böyle demokrasi olmaz, böyle bir başbakanlık olmaz. Eğer batsın deniyorsa önce aynaya baksınlar. Kimin ne yapması gerektiği konusunda karar veren tek merci, halktır. Onun demesiyle basın batmayacaktır." - İzmir