Şengal Dağındaki Yezidilerin Dramı
Irak'ta, terör örgütü IŞİD'in saldırıları nedeniyle Musul'un Şengal Dağına sığınan Yezidilerin yaşadıkları yürek yakıyor.
Irak'ta, terör örgütü IŞİD'in saldırıları nedeniyle Musul'un Şengal Dağı'na sığınan Yezidilerin yaşadıkları yürek yakıyor.
IŞİD'in, 3 Ağustos 2014'te Şengal'e saldırıp ilçeyi kontrolüne alması üzerine bölgeyi terk eden 400 bin Yezidi'den 10 bini, 7 ayı aşkın süredir Şengal Dağı'nda yaşıyor. Kendi imkanlarıyla kurdukları derme çatma çadırlarda kalan Yezidiler, imkansızlıklar içinde hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Bölgedeki AA muhabirinin edindiği bilgilere göre, 18 Ocak'ta Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) silahlı gücü Peşmergenin gerçekleştirdiği Şengal operasyonuna rağmen Yezidilerin durumlarında yeni çadır edinme dışında herhangi bir değişim yaşanmadı. Yezidi sığınmacıların, yiyecek, içecek ve giyecek noktasındaki sıkıntıları artarak devam ediyor.
Peşmergenin kontrol ettiği yerleşim birimlerine oldukça uzak olan Şengal Dağı, 75 kilometre uzunluğunda. En yüksek noktaları bin metreyi bulan Şengal Dağı'nın güneyi Musul'a, kuzeyi ise Suriye'ye bakıyor. Dağın güneyinde yer alan Şengal'den uzaklaşmak istemedikleri için aylardır yüksek bölgedeki vadilerde kalan Yezidiler, yardımların yeterince ulaştırılamaması nedeniyle dağ hayatı yaşıyorlar.
Yoklukların kampı
On bini aşkın Yezidi'nin kaldığı, Şengal Dağı'ndaki çadır kamplarda, elektrik ve su yok. Sığınmacılar, ısınma sorunlarını dağdan topladıkları çalı çırpılarla çözmeye çalışıyor. Aynı yöntemlerle ekmeklerini pişiriyorlar. Yezidiler, iletişim ihtiyaçlarını ise her çadırın yanına kurdukları küçük güneş panelleriyle şarj ettikleri cep telefonlarıyla gideriyor. Su ihtiyaçlarını bölgede bulunan kaynaklardan gidermeye çalışıyorlar. Ancak temizlik için yeterli suyun olmadığı belirtiliyor. İçme suyu ise bazı yerlerde bulunan çeşmelerden eşeklerle çadırlara taşınıyor.
Yezidi sığınmacılar yaşadıklarına isyan ediyor. Şengal, IŞİD'den kurtarılana kadar dağ başındaki yaşamlarına devam edeceklerini anlatan Yezidiler, uluslararası güçler, Irak hükümeti ve IKBY'den acil yardım ve ilçelerinin özgürleştirilmesini istiyor.
"Keşke, Halepçe'deki gibi kimyasallarla öldürülseydik"
Aylardır çocukları ve torunlarıyla çadırda yaşam mücadelesi verdiklerini belirten Hazer Halef isimli Yezidi kadın, bir oğlu ve bir kızının IŞİD tarafından öldürüldüğünü, diğer gençlerin ise savaşmaya gittiğini, geriye yaşlı kadın ve erkeklerle küçük çocukların kaldığını belirterek, "Öldürülseydik belki de bu rezillikten kurtulurduk" dedi.
Taşların dibinde, çamurun içinde imkansızlıklar içinde yaşadıklarına dikkati çeken Halef, "Çoğu kere şöyle düşünüyorum: Keşke tıpkı Halepçe'de yapıldığı gibi bizleri de kimyasal silahlarla öldürseydiler. O zaman bir kere ölür, belki de kurtulurduk. Oysa şimdi her gün ölüyoruz. Her yakınımızın ölüm haberi bizleri kahrediyor. O kadar ölüm haberi aldık ki artık yaşam anlamsızlaştı bizim için" diye konuştu.
Irak merkezi hükümeti ile bölgesel Kürt yönetiminden yeteri kadar yardım alamadıklarını, gönderilen malzemelerin ise çürük ve eski olduğunu aktaran Halef, "Doktor yok. Dağ başında hastalanan bir kişi, Duhok ya da Zaho'ya gidene kadar yolda ölüyor. Daha geçen gün burada bir çadır yandı ve iki çocuk öldü" ifadelerini kullandı.
Kurtulduğuna sevinemiyor
IŞİD'in elinden 5,5 ay kaldıktan sonra serbest bırakıldığını anlatan 75 yaşındaki Ali Osman ise kurtulduğuna sevinemediğini dile getirerek, "O teröristlerin elinden çok çekmiş ve yaşamak istememiştim. Kurtuldum ama sevinemedim. Çünkü buradakine yaşam denilmez. Çamurun içinde yokluklarla hayatta kalmaya çalışıyoruz. IŞİD, benim gibi ihtiyarları serbest bıraktı. Buradaki durumu ve hayatı görünce, keşke öldürülseydim dediğin çok oluyor" dedi.
Heyve Haydar da ailesinin büyük bir bölümünün Türkiye'ye gittiğini, kendisinin ise 6 çocuğuyla dağ başında kaldığını ifade etti. Yapılan yardımların yetersiz olduğunu, hiçbir sorunlarının çözülmediğini belirten Haydar, şöyle konuştu:
"Halimizi görüyorsunuz. En ilkel dönemlere gittik. Elektrik ve su yok. Banyo ve tuvaletler ortak. Salgın hastalık tehlikesi her zaman var. Bir doktor burada bir süre çalıştı. Ancak hiçbir gerekçe göstermeden o doktoru da çektiler. Kendimizden vazgeçmiş durumdayız. Çocuklarımızın hastalanması bizleri çaresiz bırakıyor."
Çocuklar pekmez ve tahini görünce bayram ediyor
Bir başka çadır sakini Uto Hamit, Yezidi gençlerin, kendi topraklarını korumak için savaşmanın yanı sıra kendilerine yardıma gelen Kürt gruplarının saflarında da teröre karşı mücadele ettiğini anlattı. Zorlu dağ yaşamında yoklukların artık çekilmez aşamaya ulaştığını kaydeden Hamit, kendilerine son üç aydır yeteri miktarda yardım gelmediğini ifade ederek, "Çocuklarımız tahin ve pekmezi gördüklerinde bayram ediyor. Üç aydır, en temel yiyeceğimiz ekmek ve domates. Birilerinin, bu dağ başında kalan insanların imdadına yetişmesi lazım" diye konuştu.
Musul'u, 10 Haziran 2014'te kontrolüne alan IŞİD, 3 Ağustos'ta Şengal'e saldırdı. Bunun üzerine yaklaşık 400 bin Yezidi, bölgeyi terk ederken 10 bini aşkın kişi de Şengal Dağı'na sığındı. Peşmergenin, 18 Ocak'ta başlattığı operasyonla Şengal Dağı üzerindeki IŞİD kuşatmasını kaldırması üzerine can güvenlikleri sağlanan Yezidiler, evlerine dönmek için Şengal ilçesinin tamamının kurtarılmasını bekliyor.