Sendika Ve Odalardan Ak Parti Protestosu
İzmir'de Sendikalar AK Parti Hükümetini Yürüyüş ve Basın Açıklamasıyla Protesto Etti.
İZMİR'de KESK, DİSK, TMMOB, TTB üyeleri, gazetecilere, gençlere ve emekçilere sindirme politikası, baskı uyguladığı gerekçesiyle AK Parti hükümetini yürüyüş ve basın açıklamasıyla protesto etti.
Konak'taki Yeni Karamürsel Mağazası önünde toplanan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfererasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyesi yaklaşık 250 kişilik grup, 'Karanlığa, baskılara ve zulme karşı susmayacağız' yazılı pankart açtı. Ellerindeki 'Özgür demokratik Türkiye için ses çıkarma zamanı', 'Zulme karşı direneceğiz', dövizleri bulunan topluluk eski Sümerbanak binası önüne doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında 'Susma sustukça sıra sana gelecek', 'Tayyip sonun Mübarek olsun' sloganları atıldı. Yürüyüşe CHP'li Dikili Belediye Başkanı Osman özgüven ve CHP İzmir eski Milletvekili Hakkı Ülkü de katıldı.
Grup adına yapılan basın açıklamasında TMMOB İzmir İl Koordinosyan Kurulu Sekreteri Ferdan Çiftçi, referandum ile birlikte darbelerle hesaplaşarak ileri demokrasiye geçileceğini belirten AK Parti'nin, darbe dönemlerine özgü yöntemlerle baskıcı, otoriter bir rejim inşaa ettiğini iddia etti. Ferdan Çiftçi, "AKP, Torba Yasaya karşı çıkan emekçileri polis barikatı, cop ve gazla durdurmaya çalıştı. Tayyip Erdoğan, Mısır halkının yoksulluk ve işsizliğe karşı isyanı karşısında Hüsnü Mübarek'e 'Halkın taleplerini dikkate al' diye seslenirken, ülkemiz sokaklarında polis gazından gözgözü görmüyordu" dedi. İnsanların kendini savunma hakkının dahi elinden alındığı, daha yargılama gerekleşmeden medya kanallarında suçlu ilan edildiğini belirten Çiftçi şunları söyledi:
"Sınır tanımaz bir hukuksuzluğun hüküm sürdüğü, adeta kimsenin nefes alamadığı yeni bir otoriter yönetimin oluşturulduğu sürece giriyoruz. Üniversitelerde söz ve karar hakkı, kamusal, parasız, bilimsel, demokratik ve ana dilinde eğitim için mücadele eden gençlerin talepleri, polis baskısıyla, gözaltılarla, tutuklamalarla ve iktidarın provokasyonları ile susturulmaya çalışıldı. İktidarın iliştirilmiş yazarları, gençleri 'terörist' ilan ederek hedef haline getirmeye çalışmakta. Sisteme muhalif olan ve halktan yana yayın yapan devrimci, yurtsver ve sosyalist basın, helikopterli baskınlarla, cezalarla susturulmaya çalışılırken, şimdi de AKP'nin düzenini ve cemaati eliştren gazeteciler 'terörist' ilan edilerek gözaltına alınmaktadır. AKP'ye karşı olan herkesi 'Ergenekoncu' ilan ederek, aslında gerçek Ergenekonu aklamaya, ilgisi olmayanı da itibarsızlaştırmaya çalışan bu yaklaşım, artık ifade ve düşünce özgürlüğünü hedef almaktadır. AKP'nin ülkemizi nasıl bir karanlığa doğru sürüklediği alenen ortadadır. Aydınlık bir gelecek, eşit özgür bağımsız ve demokratik Türkiye için, bu baskıcı, karanlık düzene, AKP'nin yaratmak istediği korku imparatorluğuna karşı direnmekten başta yol yoktur."