Senatörlüğünü Korumak İsterken, En Yakınından Oldu
İtalyan sağının önde gelen lideri Berlusconi'nin, senatörlüğünü korumak için yaptığı siyasi manevralar, partisinden kopmalara yol açtı.
BARIŞ SEÇKİN - İtalyan siyasetinde politikacı olarak bulunmanın yanı sıra çeşitli yargı süreçleriyle de adı gündemden hiç düşmeyen Silvio Berlusconi'nin, son dönemde senatörlüğünü korumak için attığı adımlar, en yakınındakilerle yollarının ayrılmasına neden oldu.
İtalya'da geçen yıl aralık ayında iş başında olan teknokrat Mario Monti hükümetinden, vergileri artırarak halka çok yüklendiği gerekçesiyle desteğini çeken ve ülkeyi 2013'ün ilk günlerinde seçim arifesine sokan Berlusconi, attığı bu kritik adım sonrasında şubat ayındaki seçimlerde oy oranını artırmıştı.
İzlediği başarılı seçim kampanyasıyla iktidar için favori gösterilen merkez soldaki Demokrat Parti (PD) ile iktidar ortağı olmayı başaran Berlusconi'nin Özgürlükçü Halk Partisi (PDL), 23 sandalyeli bakanlar kurulundan biri başbakan yardımcılığı olmak üzere beş sandalye almıştı.
İtalya'da nisan sonunda Enrico Letta liderliğinde soldaki PD ile sağdaki PDL, merkezdeki Sivil Seçim partileri ve teknokratlardan kurulan geniş çaplı koalisyon hükümeti ilk zamanlarını, Berlusconi'nin hükümetten çekilme tehditleriyle gündeme getirdiği, halkı bezdiren emlak vergilerinin düşürülmesi gibi uygulamaları hayata geçirmekle geçirdi.
Ağustos ayında Yargıtay'ın açıkladığı bir karar ise ülke gündemine bomba gibi düşmüş ve geçen hafta sonu merkez sağda bölünmeye gidecek kadar etkilere yol açmıştı.
Yargıtay'ın, Berlusconi'nin, şirketi Mediaset ile Amerikan filmlerinin alım satımında fikir babalığı yaptığı gerekçesiyle Milano Mahkemesi'nden Ekim 2012'de aldığı 4 yıllık mahkumiyeti onaylaması, 77 yaşındaki deneyimli liderin hükümete yönelik tehditlerinin çehresini de değiştirdi.
İtalya'da eski Adalet Bakanı Paola Severino'nun ismiyle anılan yasalara göre, hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunan parlamenterlerin üyesi olduğu yasama organından ihracına yönelik takvimin işleme konulması, seçim öncesi vaatlerini hayata geçirmek için hükümeti tehdit eden Berlusconi'yi kendi senatörlüğünü korumak için tehdit eder hale getirdi.
İlk ciddi tehdit ve bölünmenin ilk sinyalleri
Eylül sonlarında, Senato Dokunulmazlık Komisyonu'nun Berlusconi'nin, hakkında Mediaset davasından kesinleşen cezadan dolayı senatörlükten azil yönünde tavsiye kararı vermesinden az önce, iktidar ortağı Demokrat Parti'nin azil lehinde oy kullanacağını belli etmesi sonrasında Berlusconi, kabinedeki beş bakanına hükümetten çekilme çağrısı yaptı.
Ekonomik krizde olan ve bu nedenle siyasal istikrara ihtiyacı olan İtalya'da Berlusconi'nin Özgürlükçü Halk Partisi'nden (PDL) beş bakan ile PDL'li bazı parlamenterlerin hükümetten istifa edip ayrılma konusunda isteksiz davranması, Berlusconi'ye son anda geri adım attırdı.
Bakanlarını ve parlamentodaki desteğini çekerek, hükümette iktidar ortağını zor durumda bırakmayı hedefleyen Berlusconi, ülkenin zor durumu sebebiyle geri adım attı ancak partisindeki derin fikir ayrılıkları da gün yüzüne çıkmış oldu.
Berlusconi, iktidarda ortaklık yaptıkları partinin kendisinin kellesini istemesinin kabul edilemez olduğunu belirtirken, oğlu gibi gördüğü partisinin genel sekreteri ve aynı zamanda İçişleri Bakanı Angelino Alfano'nun 30 kadar senatör ve 27 milletvekili ile hükümetten yana tavır alması, geçen hafta sonu yaşanan bölünmenin temelini oluşturuyor.
Bir yanda "Forza Italia", bir yanda "Yeni merkez sağ"
Berlusconi, geçen cumartesi günü PDL'nin parti meclisini toplayarak, Forza Italia ismine dönülmesini onaylatıp, kabul ettirirken, oğlu gibi gördüğü partisinin eski genel sekreteri Angelino Alfano ise PDL'nin önemli bazı isimleriyle "Yeni Merkez Sağ" oluşumu kurmakta olduğunu açıklayarak, bölünmeyi resmileştirdi.
İsim değişikliğiyle resmiyete dökülen Berlusconi ile Alfano arasındaki ayrılık sonrasında, Berlusconi'nin, muhalefet saflarına geçmesi bekleniyor.
İtalya'yı sevdikleri için böyle acı verici bir ayrılığa razı olduklarını ifade eden Alfano ve Alfanocular olarak anılan parlamenterler, Letta hükümetinin icraatlarının 12 ay sonra değerlendirilebileceğini ve şu an için hükümetten ayrılmanın erken olduğunu savunuyor.
Berlusconi için 27 Kasım kritik tarih
Merkez sağı son 20 yılda bir arada tutarak, pek çok siyasi rakibini bu süre zarfında alt etmeyi başaran Berlusconi, Mediaset davasından aldığı mahkumiyet dolayısıyla parlamento dışında kalma riskiyle karşı karşıya.
Berlusconi'nin, Letta hükümetinden desteğini çekip, hükümetin düşmesini sağlayarak, ülkede erken seçim sürecini başlatmak istediği böylelikle senatörlükten azil oylamasının en az 6 ay daha ertelenmesini sağlamayı hesap ettiği ancak kendisinden ayrılan Alfano ekibinin, parlamentonun üst kanadında Letta hükümeti için gerekli olan çoğunluğu sağladığı, bunun da Berlusconi'nin hesaplarını alt üst ettiği ifade ediliyor.
Alfano ekibinin, senatörlükten azil oylamasında Berlusconi'den yana oy kullanacağını açıklamasına rağmen şubat ayındaki seçimlerde çıkan meclis aritmetiği Silvio Berlusconi'nin siyasi kariyerinin sona erme olasılığının yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Amato: "Berlusconi idare edemedi"
Bu noktadan sonra neler yaşanabileceği hususunda AA muhabirinin sorularını yanıtlayan eski PDL'li senatör Paolo Pietro Amato, "Bir taraf daha ılımlı, bir taraf daha radikal. Berlusconi ilk defa böyle bir durumda iki hareket arasında aracılık yapamadı ve bu dağılma geldi" dedi.
Bölünmenin, hakkında senatörlükten azil oylaması yapılacak Berlusconi'yi etkileyeceğini anlatan Amato, "Bu yaşananlar, Berlusconi'nin bittiği anlamına gelmez. Onun seçimlerdeki gücü gerçekten kayda değer. Berlusconi, parlamento dışı kalmasına karşın sağı bir arada tutmayı başarırsa yine seçimi kazanabilir" diye konuştu.
Şu anda parlamentoda yer almadan partileri yönlendiren iki liderin bulunduğunu savunan eski PDL'li senatör, "Biri 5 Yıldız Hareketi'nin lideri Beppe Grillo, diğeri de Demokrat Parti'de genel sekreter adayı Matteo Renzi. Berlusconi senatörlükten azledilirse 3. lider olacaktır. Biraz dünyada alışa gelmişin dışında bir durum olur ama İtalya böyle" ifadesini kullandı.
Alfano liderliğindeki Yeni Merkez Sağ oluşumunun şu an için ne yapıp yapamayacağını kestirmek için henüz erken olduğunu belirten Amato, Berlusconi'nin seçimde güçlü olduğunu ancak seçmenlerinin onu yenilenmiş politikalarla görmek istediğini, son yaptığı bölünmelere götüren politikalarla görmek istemediğini kaydetti.
İtalya'nın önde gelen araştırma şirketlerinden Piepoli Enstitüsü Direktörü Nicola Piepoli de merkez sağdaki bölünmenin ardından ilk yapılan seçmen yoklamalarında da tam bir ortadan bölünmenin söz konusu olduğuna dikkati çekerek, "Yüzde 13 oy alabilir Berlusconi, yüzde 13 de Alfano için. Yüzde 26 yapıyor toplamda eğer birlik olurlarsa" dedi.
Piepoli, İtalyanların yüzde 47-48'lik bir oranla da Enrico Letta liderliğindeki hükümete güven duyduğuna ve bunun oldukça yüksek bir oran olduğuna da işaret etti. - Roma