Şehit İki Arkadaşın Ailelerinin Acı Bayramı

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :

Arkadaş şehidlerin mezarları

Şehit Uzman Çavuş Bekir Kelleci'nin babası Ali Kelleci ile röportaj

Şehit Uzman Çavuş Süleyman Kul'un babası Mehmet Kul ve annesi Fatma Kul ile röportaj Şehit iki arkadaşın ailelerinin acı bayramı

Mardin'in Nusaybin ilçesinde PKK'lı teröristlere yönelik operasyonda şehit olan Bekir Kelleci ve onun fotoğrafını cenazesinde elinde taşıyıp daha sonra aynı yerde kendisi de şehit olan Süleyman Kul'un aileleri hüzünlü bir bayram geçirecek

Aileler, şehitlerin mezarlarını ziyaret edecek

Baba Ali Kelleci:

"İki evlat acısını yaşıyorum. Kendi oğlum Bekir şehit oldu, onun arkadaşı Süleyman birliğine gitmeden önce son akşam benim evimde kaldı, uçakla gönderdim oğlumu, ondan sonra şehit olarak geri geldi"

GÜLTEKİN YETGİN - Mardin'in Nusaybin ilçesinde PKK'lı teröristlere yönelik operasyonlarda şehit olan Bekir Kelleci ve onun fotoğrafını cenazesinde elinde taşıyıp daha sonra aynı yerde kendisi de şehit olan Süleyman Kul'un aileleri hüzünlü bir bayram geçirecek.

Uzman Çavuş Bekir Kelleci'nin babası Ali Kelleci'nin, oğlu şehit olduğunda kendilerine destek veren, birliğine gitmeden önceki gün evinde kalan ve "sen de artık benim oğlumsun" dediği Süleyman Kul'un da şehit olmasıyla bayram burukluğu ikiye katlandı.

Süleyman Kul'un babası Mehmet, annesi Fatma Kul ile Bekir Kelleci'nin babası Ali ve annesi Günay Kelleci kardeş gibi gördükleri iki şehidin mezarlarını bayramda ziyaret edecek.

Şehit Uzman Çavuş Bekir Kelleci'nin babası Ali Kelleci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir daha kimsenin evine ateş düşmesini istemediğini vurguladı.

Oğluyla geçirdiği 25 yılın ardından şehit olduğunu dile getiren Kelleci, 25 yıl sonra bayramın kendileri için acı geçeceğini söyledi.

Kelleci, "Neşesiz bayram nasıl olabilir ki? bayram gibi olur mu? Evladın gelmeyince neşesiz olur. Evde eksikliği hissediliyor, diğer evlatlarım yanımda ama o olmayınca eksikliği hissediliyor." dedi.

"Şehit düşmeseydi bayramda izne gelecekti, kız isteyecektik"

Allah'tan, vatanı bölmek isteyenlere fırsat vermemesini dileyen Kelleci, şöyle konuştu:

"Ben bir tane şehit verdim bu vatana, başka anneler, babalar yanmasın, çocuklar yanmasın, başka bir aile ocağı sönmesin. İki evlat acısını yaşıyorum. Kendi oğlum Bekir şehit oldu, onun arkadaşı Süleyman birliğine gitmeden önce son akşam benim evimde kaldı. Uçakla gönderdim oğlumu, ondan sonra şehit olarak geri geldi. Onun mezarını da ziyaret edeceğim, kendi oğlumdan sonra onun mezarına gideceğim. Şehit düşmesiydi bayramda izine gelecekti, kız da isteyecektik ona ama gelmedi, geri dönüşü yok."

"Acı bir bayram olacak"

Şehit Uzman Çavuş Süleyman Kul'un babası Mehmet Kul da kendilerinin zor bir süreç geçirdiğini ifade ederek, ailesi için acı bir bayram olacağını dile getirdi.

Oğullarının eksikliğinin her zaman hissettiklerini belirten Kul, "Benim için bayram iyi geçmeyecektir. Geliyorduk hep beraber toplanıyorduk, iyi geçiyordu ama bu sefer çok zor. Oğlum şehit olalı iki ay oldu, kolay değil. Onun geri gelme şansı yok. Bayramda mezarını ziyaret edeceğiz." şeklinde konuştu.

Kul, oğlunun arkadaşı Bekir Kelleci'nin de kendi evlatları gibi olduğunu ifade ederek, bayramda onun da mezarını ziyaret ederek ailesiyle görüşeceklerini aktardı.

Şehidin annesi Fatma Kul da bayram gününün kendileri için eksik olacağını vurgulayarak, oğullarının eksikliğini yaşadıklarını kaydetti.

"Arkadaşları gelir"

Şehit Süleyman Kul'un bayramlarda ziyarete gelemediği zamanlarda tebrik için aradığını anlatan Kul, "Arıyordu, konuşuyorduk, bayramlaşıyorduk. Ama geride evlatlarımız var onlarla bayramlaşırız, onun mezarına gider öyle bayramlaşırız. Arkadaşları mutlaka geleceklerdir, arkadaşlarıyla bayramlaşırız." ifadelerini kullandı.

Kul, oğlunun kendini vatan için feda ettiğine dikkati çekerek, "Allah mekanını cennet etsin ama acı mı acı. Makamı büyük, acısı da ağır, şehitlik mertebesi onun için çok güzel bir şeydir. Allah'ın takdiri ilahisi, Süleyman'ın isteği böyleymiş." dedi.

"Ömür boyu bir kol kırık, bir bacak olmadan yaşayacaklarını" dile getiren Kul, şöyle konuştu:

"Bekledim bayağı bir zaman, belki Mardin'dedir gelir diye artık bir ayı geçince anladım gelmeyeceğini. Farkına vardım. İki ay kısa bir zaman, bizim için iki ay da olsa 10 sene de olsa eskimeyecek, unutmayacağız. Belki başkaları unutur ama ben unutamam. Onunla aynı yaştaki çocukları gördüğümde, arkadaşları bana 'merhaba anne' dediğinde keşke Süleyman bana 'anne nasılsın?' diye sorsa diyorum hep."