Haberler
Ankara'da FETÖ operasyonu! 7'si aktif görevde 35 Emniyet mensubu için gözaltı kararı

Ankara'da operasyon! Çok sayıda emniyet mensubu için gözaltı kararı

Kayapınar Belediye Başkanı Cengiz Dündar gözaltında

Belediye başkanı terör soruşturmasında gözaltına alındı

50 ülkeden İsrail'i yıkacak bir hamle daha: Tasarı resmen kabul edildi

50 ülkenin "Evet" dediği İsrail karşıtı karara 4 liderden "ret" oyu

NATO lideri Rutte, Türkiye'yi ikna için gelmiş

NATO lideri Rutte, Türkiye'yi ikna için gelmiş

Şehit Halisdemir Davasında İkinci Gün Tamamlandı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen cuntacı general Semih Terzi'yi vurarak, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir'i şehit eden darbecilerin yargılandığı davanın ikinci duruşması tamamlandı.

Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen cuntacı general Semih Terzi'yi vurarak, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir'i şehit eden darbecilerin yargılandığı davanın ikinci duruşması tamamlandı.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunma yapan sanık Ahmet Muhammed Demirci, ÖKK'ya giderken, sanıklardan eski binbaşı Fatih Şahin'in "Gideceğimiz bölge belli değil, ona göre çıkalım" dediğini, bunun üzerine ekstra silahlar da dahil olmak üzere bütün malzemeleri aldıklarını belirtti.

Otobüsle giderken polislerin eskortluk yaptığını, bu sırada Başbakan Binali Yıldırım'ın, "Küçük bir grubun kalkışmasıdır. Her şey kontrol altında" dediğini duyduğunu kaydeden Demirci, "Böyle demesi bana rahatlık verdi. Bunu duyunca, 'Ankara'ya veya her nereye gidiyorsak, orada daha büyük bir saldırıya yönelik ya Genelkurmay Başkanlığını ya Cumhurbaşkanlığını ya devletin kritik tesislerini korumaya gidiyoruz' diye düşündüm. Çünkü ortada büyük bir bilgi kirliliği vardı, IŞİD, PKK... Zaten Ankara'da Pkk'nın büyük bir saldırısı olmuştu. Genelkurmayın dibinde bomba patlatmışlardı." diye konuştu.

Demirci, uçağa bindiklerinde telefonların kapatılması emri geldiğini, uçaktakilerin "niçin gidildiği, IŞİD için mi, PKK için mi gidildiğine" ilişkin yorumlar yaptığını belirterek, "Susun. Komutan burada." denildiğini anlattı.

Kendisinin de telefonunu kapattığını ve sabah saat 05.00-06.00'ya kadar açmadığını söyleyen Demirci, Ankara'ya geldikten sonra ekiptekilerin helikoptere bindiklerini belirtti. Demirci, şöyle devam etti:

"Semih Terzi karşıma oturdu. Araya diğer arkadaşlar bindi. Helikopter pilotuyla görüşmeyi sağlayan kulaklıktan istedi. Elinde tablet ya da büyük bir telefon vardı. Bir şey yazdığını görmüyordum. Gölbaşı'na yaklaştığımızı gördüm. Bizim birliğe gittiğimizi fark ettim. Helikoptere binenlerin hepsini Ahmet Kemal Yüzbaşı seçmişti. Beni sever, ilk olarak benle Mihrali Üsteğmeni seçmişti. Helikopterden ilk ben indim. Sivil bir şahıs geldi, üzerinde hücum yeleği vardı. Bu kişinin Ali Kapucu olduğunu daha sonradan konuşulanlardan anlıyorum. İlk ben inince, beni tuttu, biraz silkeledi, heyecanla 'Komutan nerede?' diye sordu. Öyle silkince sinirlendim, 'Arkada, geliyor' dedim. Yürümeye devam ettim, kama düzenine geçtik. Çünkü komutan ortada yürüyordu. En ön, sol tarafta yürüyen bendim. Çünkü herkesin kontrol alanı vardı, benimki ön, sol taraftı. Çapraz tutuşta, rahat şekilde ilerledik.

Komutanlık girişine belli bir mesafe kala, anlatılan vahim olay oldu. Semih Terzi vuruldu. Dönüp bakınca, Terzi'nin 'ah' dediğini duydum. Birkaç el ateş sesi duydum. Sonra saldırı olabileceğini düşündüm, tekrar kafamı çevirdim. Şok içindeydim. Özel Kuvvetlere böyle bir saldırı olması imkansızdı. Sığınabileceğim bir yer vardı, oraya doğru koştum. Bulunduğum yerin güvenli olmadığına karar verdim, biraz daha ileri çıktım, sütuna doğru yanaştım. Telsizden çağrı yaptım. Kaotik bir ortam olduğu için kimse cevap vermedi. Diğer binanın köşesine gittim, orada kalan tecrübesiz personeli bir nebze emniyete almış oldum. Bayağı süre orada bekledim. Niye beklediğimi de, Semih Paşa'ya kimin, niye ateş ettiğini de bilmiyorum. Bir ara darbeyi falan duydum ama aklımın ucundan darbe geçmiyordu. 'Herhalde teröristler birliğe sızdılar, komutanı vurmaya geldiler' diye düşündüm. 'PKK'nın yaptığı bir saldırı' diye düşündüm."

Demirci, ardından birinin "Mehmet Ali Çelik'i almaya gidiyoruz" dediğini aktararak, binaya girdiklerinde Çelik'i koridorda gördüklerini söyledi. Çelik'in üzerinde silah olduğunu, ellerini kaldırttıklarını kaydeden Demirci, "Onu teslim aldık. Elini kolunu bağlamadık. Ama yanına bıraktığımız arkadaşı, başından ayrılmaması için tembihledik." dedi.

"Arkadaşlar yanlış yapıyorsunuz"

Sonraki dakikalarda Mihrali Atmaca'nın, kendisine "Muhammed, Albay Ümit Bak'ı vur emri var, onun yanına gideceğiz" dediğini belirten Demirci, şunları söyledi:

"Bunu duyunca teyit etmek istedim. 'Komutanım, kimsede silah yoksa, bana ateş etmiyorsa, kimseye ateş etmem' dedim. 'Zaten önce ayaklarının dibine, sonra uymuyorsa bacaklarına ateş ederiz', dedi. Üst katta, Ümit Bak'ın odasına doğru gittik. Karşımızda camekanlı bölme vardı. Orayı kontrol ettikten sonra çıkarken silah sesleri geldi. Mihrali Üsteğmen, 'Muhammed gel', dedi. Yerde biri (Nedim Şahin) vardı. Bulunduğum açıdan çok kan kaybettiğini görüyordum. 'Muhammed iki el ateş et', dedi. Ben, kaldım. O, baktığı açıdan ne kadar kan kaybettiğini görmüyordu. Ben öyle donunca İsmail (Çınar) başçavuş, bir el ateş etti."

Mihrali Atmaca ve bir arkadaşıyla birlikte "meskun mahal kursu" gördüğünü anlatan Demirci, bu eğitime göre bir kişiye yere düşene kadar ateş edileceğini, bu kişinin üzeri aranacağı zaman da olumsuz durum yaşanmaması için tekrar ateş edilebileceğini bildirdi.

Ümit Bak'ı dışarı çıkardıklarını, bu sırada Bak'ın "Arkadaşlar yanlış yapıyorsunuz" dediğini söyleyen Demirci, Atmaca'nın ise "Komutanım vururum" dediğini bildirdi.

Bak'ın, "Masanın üzerinde emir var. Beni bırakmayın, gidin bakın. Yanlış yapıyorsunuz" demeyi sürdürdüğünü kaydeden Demirci, dışarı çıkınca Bak'ın ellerini bağladıklarını ifade etti.

Telsizle, diğer askerlere "Çok karışık bir durum var. Kimin ne olduğu belli değil. Silahlı biri gelirse, uyarın. Gelmeye devam ederse, sağına soluna ateş edin. Hala geliyorsa ayaklarına ateş edin" dediğini anlatan Demirci, sırayla mevzileri dolaştığını, aynı şeyleri söylediğini belirtti.

Demirci, olaydan 16 gün sonra gözaltına alındığını ve tutuklandığını bildirerek, tutuklanana kadar kendilerini görenlerin, "Allah razı olsun. Birliği kurtardınız. Kahramansınız." diye takdir ettiğini anlattı.

"Zekai Paşa'nın bizi takdir ettiğini, Mihrali Üsteğmen söyledi" diyen Demirci, darbe girişimi olduğunu anlamadıklarını ifade etti.

Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu, yakaladıklarında Albay Ümit Bak'ın üzerinden çıkan kağıtların içeriğini sordu. Soruya sanıklardan Mihrali Atmaca, "El yazısıyla yazılmış isim listesiydi" cevabını verdi.

"Terör örgütü olduğunu son zamanlarda öğrendim"

FETÖ ile hiçbir irtibatının olmadığını savunan Demirci, "Böyle bir yapıdan haberim vardı ama terör örgütü olduğunu son zamanlarda öğrendim. Bir sürü cemaat olduğunu biliyordum. Bunların ayrı bir cemaat olduğunu, devletin içine sızdığını, terör faaliyeti olduğunu bilmiyordum." dedi.

Mahkeme Başkanı Ademoğlu'nun "Seni yapının içine çekmeye çalışan oldu mu?" sorusu üzerine Demirci, "Benim yaşam tarzına aykırı olduğunu çevremdekiler bilir. Bana aykırı bir grup. Yalnız lisede aramızda şöyle muhabbetler olurdu, üniversite sınavına girmeden önce dershane konusunda konuşunca 'Para vermeye ne gerek var, abiler varmış, oraya gidelim ders alalım.' diye espriler yapılırdı. Yakın çevremde bu yapıya mensup hiç kimse olmadı." diye konuştu.

Başkan Ademoğlu daha sonra sanığa "ÖKK'da sanki böyle bir yapı yokmuş gibi arkadaşlarınız söz etti ama dosyadan ve sizin anlattıklarınızdan böyle bir yapı olduğunu anlıyoruz. Nizamiyede dışarıdan girmeye çalışanlara ateş edenler var, bunlar da ÖKK'cı.

Var mıydı etrafında böyle insanlar?" sorusunu yöneltti.

Demirci, "Olsa bile haberim yoktu. Ben de benzer bir şeyi size, avukatlara sormak istiyorum. Sizin de çevrenizde birçok arkadaşınız vardı ve örgüt üyesi suçlamasıyla içeri alındı. Sayın savcı da burada, kendisi 'Bunlar FETÖ'cü mü?' diye sordu mu?" dedi.

Bunun üzerine Başkan Ademoğlu, "Böyle söylersen sana ters döner. Yargı camiası bu işin çok daha öncesinde farkındaydı.

TSK'da hiçbir şey yokmuş gibi davranıp birden bire çıkınca bu millet bu travmayı yaşadı." karşılığını verdi.

Bir başka soru üzerine Demirci, "Biz kanunsuz emir yapmadık. Tek uyguladığımız emir operasyona hazırlanmak, uçağa binmek. Kimseye 'ateş edin, darbe yapıyoruz' demediler ya da kanuni olmayan hiçbir şeyi bizden isteyen olmadı. Ortada kanunsuz emir yok." ifadelerini kullandı.

Duruşma, yarına bırakıldı.

Kaynak: AA / Güncel
title