Şehit Çocukları İçin Birlikte Hukuk Mücadelesi Veriyorlar
Malatya'da 2015'te iki RF-4E tipi uçağın düşmesi sonucu şehit düşen 4 subaydan Üsteğmen Onur Özkaya'nın babası emekli başçavuş Cengiz Özkaya ile kayınpederi Pilot Kurmay Albay Tayyip Özsever, olayda tespit ettikleri hataları ispatlamak, kusur, hata ve ihmali olan ve ilk andan itibaren...
MERİÇ ÜRER - Malatya'da 2015'te iki RF-4E tipi uçağın düşmesi sonucu şehit düşen 4 subaydan Üsteğmen Onur Özkaya'nın babası emekli başçavuş Cengiz Özkaya ile kayınpederi Pilot Kurmay Albay Tayyip Özsever, olayda tespit ettikleri hataları ispatlamak, kusur, hata ve ihmali olan ve ilk andan itibaren kastı olduğuna dair şüphelendikleri kişilerin cezalandırılmaları için birlikte hukuk mücadelesi veriyor.
Malatya'da konuşlu 7. Ana Jet Üssünden 24 Şubat 2015'te gece eğitim uçuşu için havalanan RF-4E tipi 2 savaş uçağı, Akçadağ ilçesi yakınlarında düştü. Kazada Kurmay Pilot Binbaşı Salih Sezer, Pilot Üsteğmen Yasin Atalay, Pilot Üsteğmen Zeynel Özgür Özbahçeci ve Hava Pilot Üsteğmen Osman Onur Özkaya şehit oldu.
Şehit pilotlardan Özkaya'nın kayınpederi Pilot Kurmay Albay Tayyip Özsever, haberi aldıktan kısa bir süre sonra uçakların düştüğü bölgeye gitti. İki gün boyunca kazanın meydana geldiği bölgede araştırmalar yapan Özsever, tespitlerini ve notları şehit pilotun babası Cengiz Özkaya'yla da paylaştı.
Özsever, 5 gün sonra da dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile kazaya ilişkin kuşkuları ve normal bir kaza olmama ihtimali hususunda görüştü. Kaza raporunu detaylı şekilde inceleyen Özsever, şüphelerini kızına ve damadının ailesine anlattı. Şehit pilot Özkaya'nın ailesi ve eşi de olaya ilişkin suç duyurusunda bulundu.
Albay Tayyip Özsever, soruşturmayı yürüten savcıya, kazaya ilişkin saklandığına inandığı kusurları, delilleri aktarmak ve konunun çok fazla teknik detay içermesinden dolayı anlaşılır kılmak için 46 soru gönderdi.
Özsever, AA muhabirine yaptığı açıklamada, damadının, o gün uçuşu olmamasına rağmen göreve yollandığını ileri sürdü.
Olay tarihinde olumsuz hava koşullarının etkili olduğunu dile getiren Özsever, "Normal şartlarda bir uçuşun minimum belli saatler öncesinde öğrenilmesi gerektiğini ve öncesinde uçuş brifingi verilmesi zorunludur. Pilotlar gece uçuş brifingine girmeden uçuşa gitmişlerdir. Uçaklara pilotların uyarısına rağmen dağ seviyesinin altına alçaltılma talimatı verildi. Meydanın belli yerlerinde emniyetli irtifalar varken uçak 3 kez bunun altına indiriliyor." diye konuştu.
Sorumlu kişinin 38 saniye boyunca kendi mesuliyetinde olmayan bir uçakla kaza oluncaya kadar konuştuğunu savunan Özsever, pilotların da bu durumun farkına vardığını ifade etti.
Özsever, şunları kaydetti:
"Emniyetli uçuş seviyesinin 6 bin feet olduğu bölgede, 4 bin 500 feet'e yani çarpılan dağın seviyesinin altına alçaltılma talimatı verilmiştir. Uçakların çarptığı tepenin yüksekliği 5 bin feet. Çocuklara alçalma müsaadesi verilen yükseklik ise 4 bin 500 feet. 4 bin 500 feete alçalma talimatı emir demek. Pilotlar durumu fark etmiş, 5 bin feette alçalmayı durdurmuşlar. Müşterek kanaat raporu da bunu tespit etmiş. Bir süre 5 bin feette uçmuşlar ancak bu esnada konuşulmaması gereken kanalda konuşmadan sorumlu olmayan kişiyle 38 saniye sürekli konuşulduğu için pilotlar düştükleri durumun farkına varıyorlar. Bir çıkış aramak için temas kurmaya çalışıyorlar. Pas geçmek ya da irtifa almak için çözüm arıyorlar ama telsiz kanalı meşgul ediliyor, çaresiz bir şekilde hiçbir şey yapamadan dağa vuruyorlar."
Özsever, telsizi meşgul eden astsubay Bekir I'nın "Bilinçle taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan tutuklandığını ancak daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını bildirerek, bu duruma itiraz ettiklerini belirtti.
Konunun peşini bırakmayacaklarını anlatan Özsever, "Damadımın görev yaptığı üssün komutanı Aydemir T. ve filo komutanı Ali E, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında tutuklandı. Askeri mahkemeler kapatılmadan önce dosyaya bakan 2 askeri savcı da FETÖ soruşturmasından tutuklandı. Dosya şu an Malatya Akçadağ Cumhuriyet Savcılığında. Hukuka güvenmekten başka çaremiz yok. En ufak hatası olan insanın cezasız kalmaması, damadımın rahat uyuması ve torunumun geleceği için bütün yetkililerden yardı talep ediyorum." şeklinde konuştu.
Özsever, Milli Savunma Bakanlığınca olayın araştırılması için 3 müfettiş görevlendirildiğini kaydetti.
Şehidin babası Özkaya ise acılarının ilk günkü gibi taze olduğunu belirterek, olayı yakından takip ettiklerini vurguladı.
Akın Öztürk teselli etmiş
Uçakların düşmesini ilk günden bu yana şüpheli bulduklarına işaret eden Özkaya, "Dava için avukatımıza talimat verdik. FETÖ'nün 15 Temmuz kalkışmasıyla bizim olayla ilgili komutanların tutuklanmaları ve ordudan ihraç edilmeleri bu işin kasıt niteliği taşıdığını düşünüyoruz. Oğlum ve arkadaşlarının bir hatalarının olmadığı, emir doğrultusunda hareket ettikleri, yönergeler dahilinde her şeyi yaptıklarının ortaya çıkmasını istiyoruz." diye konuştu.
Özkaya, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün, oğlunun cenazesinde kendisini teselli ettiğini anlattı.
Darbe girişiminin ertesi günü Öztürk'ü televizyonda gördüğünde çok şaşırdığını belirten Özkaya, "Cenazede başsağlığı diledikten sonra 'Takdiri ilahi, üzülme, geride çocuğu var' dedi. Bunun üzerine bende kendisine, 'Oğlum 7 senedir Malatya'da görev yapıyordu. İzmir'i çok istiyordu, tayin formunda İzmir Çiğli yazdı olmadı Kadifekale Şehitliği çıktı' dedim." ifadelerini kullandı.