Sebahat Tuncel: "Bu Süreci Olmuş Bitmiş Bir Süreç Olarak Değerlendirmiyoruz"
Demokrasi İçin Hukukçular ve Ögürlükçü Hukukçular Derneği tarafından İstanbul Barosu Orhan Apaydın Konferans Salonu'nda 'Savaş Barış ve Demokrasi' konulu forum gerçekleştirildi.
Demokrasi İçin Hukukçular ve Ögürlükçü Hukukçular Derneği tarafından İstanbul Barosu Orhan Apaydın Konferans Salonu'nda 'Savaş Barış ve Demokrasi' konulu forum gerçekleştirildi. Foruma katılan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, parti olarak barış ve çözümden yana olduklarını söyleyerek, "Kürt hareketi stratejik olarak çekilme kararı aldı. 3, 5 veya 15'er kişilik gruplar şeklinde çekilmenin olduğu basına yansıdı. Asıl sorun şu; Bu çekilme sürecinde bir sorun yaşanmaması. Çünkü KCK yetkilileri, çekiliş sırasında olası bir operasyon veya müdahale olursa bu çekilmenin duracağı noktasında bir açıklaması var. Belki biz ona söz söyleyebiliriz. Bunun olmaması ve çekilmenin sağlıklı yürümesi açısından ikinci aşamanın başlaması demokratikleşmenin başlaması açısından ve bunun koşullarının yaratılmasını söyleyebiliriz. Kürtler, demokratik güçler olarak biz barış ve çözümden yanayız. Bunun mücadelesini yürütüyoruz" dedi.
"BU BİR MÜCADELE SÜRECİ"
Barış sürecinin bitmediğini, mücadele sürecinin devam ettiğini kaydeden Tuncel, "Bu süreci olmuş bitmiş bir süreç olarak değerlendirmiyoruz. Bunu bir mücadale süreci olarak değerlendiriyoruz. Bizim bildiğimiz bir yöntem var. Direnerek bu güne kadar geldik. Direnerek de kazanacağız. Bunun yöntemleri nedir? Hak ve özgürlük mücadelemiz, daha çok demokratikleşme, özgürlük, yasaların değişmesi... Konularında daha çok mücadele ederek, demokrasi mücadelemizi yükselteceğiz. Bu olumlu süreci bence kimsenin bozmaması, heba etmemesi çünkü bu defa herkes için büyük bir hayal kırıklığı olur. Türkiye toplumunda bu kadar barış talebi toplumsallaşmışken bunu heba etmemek gerekir. En azından biz artık barışı yaşamak istiyoruz. Daha güzel günlerde yaşamak istiyoruz. Bir daha savaş, sömürü olmasın istiyoruz" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE DEMOKRATİKLEŞMEDEN KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEZ"
Devletin Kürtleri muhatap almasının önemli olduğunu söyleyen Tuncel şöyle konuştu: "Özal'dan sonra devlet ikinci kez ciddi anlamda Kürt harekatını muhatap almıştır. Bu doğru yoldur. Bundan sonra bu muhataplığın güçlenmesi ve bu diyalog sürecinin müzakereye dönüşmesi gerekiyor. BDP bu sürecin taraflarından birisidir. Çözüm taraflarından birisidir. Demokratikleşme sürecinde de en çok rol alacak olan BDP blog vekilleridir."
'AKP ile BDP anlaştı' şeklindeki konuşmaların doğruyu yansıtmadığını söyleyen Tuncel, "Türkiye demokratikleşmeden Kürt sorunu çözülmez. Eğer birlikte yaşayacaksak. Ama şöyle bir şey görüyorsak, Kürtler gitsin Kürdistan'da yaşasın, Türkler'de burada yaşasın doğrudur o zaman. Ama bu durum böyle olmadığına göre. Kürtler hem Türkiye'de hem Kürdistan'da yaşayacağına göre, birlikte yaşayacaksak o zaman, Türkiye demokratikleşmeden Kürt sorunu çözülemez" dedi.
"DEMOKRATİK SİYASET SİLAHI"
Savaş ve çatışmanın bir daha yaşanmaması yönündeki temennilerini de dile getiren Tuncel, "Kürtler artık şuna karar vermiştir; demokratik siyaset silahını kullanmaya karar vermiştir. Eğer silahı bir araç olarak değerlendiriyorsak. Bu konudaki yaklaşımları stratejiktir. Umuyoruz ki bir daha savaş çatışma olmadan, bu şey gelişir. İkinci aşama denilen bu demokratikleşme süreci, gerçekleşmezse bu sürecin kalıcı şeye dönüşmesi mümkün olmayabilir. Niye 99 sürecini hatırlayalım, 99'da da ateşkes ilan edildi. PKK güçlerini sınır dışına çekti. Ama hiçbir demokratik adım atılmadığı için, yani devlet hiçbir adım atmadığı için, savaş çatışma yeniden başladı. Bu ciddi bir sorun. Bunun bir daha başlamaması için, hepimizin üzerine büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor. En çok da devletin ve AKP hükümetinin. Ama tabi, 99 ile şimdi arasında çok fark var. O zaman mesela kamuoyunda bu kadar çok destek yoktu. Şimdi Akil İnsanlar Komisyonu kuruldu. Meclis'te bir Araştırma Komisyonu kuruldu. Netice olarak devlet sorumluluk almış oldu. Mecliste ilk kez Kürtler muhatap kabul edilmiş oldu.Savaşın tamamen ortadan kalkmasını, barışın toplumsallaşmasını istiyoruz. Silahların susması, çatışmanın bitmesi barış demek değil ne yazık ki. Barış dediğimiz şey, Türkiye'nin demokratikleşmesi, Kürtlerin, sadece Kürtlerin değil, Türkiye'deki bütün halkların, hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması gerekir" şeklinde konuştu.
"GERİYE DÖNME OLACAĞINI ZANNETMİYORUM"
Avukat Levent Tüzel de yaptığı konuşmada barışın önemine değinerek, "Buradan artık bir geriye dönme olacağını zannetmiyorum. Kaldı ki Kürt siyasi mücadelesi, Kürt halkı, harekatı ne dersek diyelim, demokratik mücadelesi, ulusal isyanı, artık ülke gündeminde yer tutuyor. Abdullah Öcalan'da böyle bir güvenin oluştuğu görülüyor. Yani hükümetin, devletin daha doğrusu bu konuda bir şeyler yapma niyetinde olduğu inanmış görünüyor Abdullah Öcalan. Zaten onun üzerine bir takım şeyleri daha sahiplenerek ve heyecanla yaptığı anlaşılıyor" dedi. Konuşmalar sırasında bazı dinleyicilerin uyuması dikkat çekti. - İstanbul / Beyoğlu