Savunma ve Havacılık Sektörü Temsilcileri Kocaeli'de Buluştu
Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği'nin 3. kuruluş yıl dönümünü dolayısıyla Kocaeli'de düzenlenen programda sektör temsilciler bir araya geldi.
Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği'nin 3. kuruluş yıl dönümünü dolayısıyla Kocaeli'de düzenlenen programda sektör temsilciler bir araya geldi.
Çayırova ilçesindeki bir otelde düzenlenen programda konuşan Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, savunma sanayisi piramidine bakıldığında Türkiye'nin dünyada ilk 100'e giren savunma şirketlerinin olduğunu fakat piramidin orta kısmına giren firma olmadığını söyledi.
Vakıf şirketlerinin artık itekleyici güç olması, daha küçük ölçekte sanayicilere destek vermesi gerekiğini dile getiren Demir, özel şirketlerin de artık vakıf şirketlerini içselleştirmeye başladığını kaydetti.
Demir, savunma sanayi firmalarının sorunlarının çözümü noktasında seslerini daha etkili bir şekilde duyurabilmeleri adına kümelenmeleri, dernekleşmeleri ve birlikler kurmaları gerektiğini vurgulayarak, "Bu hem sorunlarımızın çözümü hem de ayakları yere sağlam basan bir savunma sanayisi oluşturmak açısından da önemli." diye konuştu.
Kamuoyunun savunma sanayi algısının bugün oldukça iyi olduğuna dikkati çeken Demir, şöyle devam etti:
"Şu anda operasyonda olan ordumuz iyi sonuçlar alıyorlar, milli ve yerli silahlar kullanıyorlar. Bu sektör öyle bir sektör ki şu anda alanda; karda, kışta, çamurda olan Mehmetçiğin en iyi silahı kullanması, en iyi lojistik desteğe sahip olması bizim görevimiz. Türkiye'nin şu an içinde bulunduğu mücadele ve başını dik tutması bizim 24 saat esasına göre yorulmadan, dinlenmeden seferberlik ruhu içerisinde çalışmamızı gerektiriyor. Bu sanayideki gençlerimizde bu ruh var."
Demir, müsteşarlık olarak çeşitli alanlardaki yapılanmalara destek verme konusunda çalışma içerisinde olduklarını anlatarak, "Bazı teknoloji alanları var ki boş, yatırım yapacak kimse yok, biraz riskli. Ona küçük ortaklıklarla girip, şirketi kurup, iş verip belirli bir seviyeye taşımak istiyoruz. Mesela test alanı tamamen boş, oraya girmemiz gerekiyor, yarı iletken alanına girmemiz gerekiyor. Bu tip alanlara girilmesi bizim için önemli. Bu kurulma aşamasında ortaklık payımızı çok küçük tutmak istiyoruz. Devletin ortak olduğu, sahip olduğu şirket değil, devletin katkıda bulunduğu 'Küçük ortak olarak ben arkanızdayım.' dediği şirketlerden bahsediyoruz. Bunları da inşallah yavaş yavaş hayata geçiriyoruz." şeklinde konuştu.
"Türkiye son 15 yılda paradigma değiştirdi"
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız da Türkiye'nin son 15 yılda çok önemli bir paradigma değişikliği yaşadığını kaydetti.
Türkiye'nin 4. sanayi devrimine dünyayla aynı anda geçebilecek bir noktada olduğunu belirten Altunyaldız, " Türkiye'nin geleceğine ve dönüşüm hızına çok inanıyorum, Türkiye hızla dönüşüyor. Türkiye'de artık sanayici bir yerde, üniversite bir yerde değil. Artık yerinde oturan değil hareket eden, çözüm ortağını bulan, çözüm ortağıyla birlikte inşa ve değer sürecinin parçası olmayı başarmanın olmazsa olmazı olarak gören bir kültüre doğru evriliyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Altunyaldız, Türkiye'nin dört bir tarafında artık teknoparklar olduğunu dile getirerek, "Biz katma değeri, teknoloji dönüşümünü, markaları oluşturabilecek güçteyiz. Bunun için liderliğe, vizyona, inanca, azme ve Türkiye'yi ilk 10 ülke arasına sokmaya olan inancımızın ve motivasyonumuzun kalıcı bir şekilde devam etmesine bağlı." ifadelerini kullandı.
Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Şuay Alpay ise İstanbul ve çevresinin yaklaşık 150 milyon metrekare sanayi alanı, 80 binden fazla sanayi işletmesi, 2 milyon civarında endüstri personeli, 50'den fazla liman, tersane, teknopark ve 100'den fazla Ar-Ge merkeziyle çok önemli bir alan olduğunu vurguladı.
"Sektör baş döndürücü bir hızla gelişmeye devam ediyor"
Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Alpman da SAHA Türkiye'nin alanındaki 9 kümelenmeden ilki olduğunu dile getirerek, İstanbul ve çevresinin Türkiye'nin en büyük sanayi ve bilim merkezi olduğunu ifade etti.
Bütün vakıf şirketlerinin SAHA İstanbul şirketleriyle iş yapmaktan mutlu olduğunu belirten Alpman, "Devlet de 'Bu işi yerli yapın, milli yapın.' diyor. Milli yapım olayı bizim Türk'ün kafasından çıkan çizim, tasarımın olmasıdır. Yerlilik de bu kafamızdan çıkan bilginin, becerinin, yazılımın donanıma çevrilmesi için bu topraklarda, yer altı kaynaklarından çıkan malzemenin bu ülke sınırları içinde işlenmesidir. Bu konuda bütün vakıf şirketlerinin çok güzel noktalarda olduğunu görüyorum." diye konuştu.
"Baş döndürücü bir hızla gelişmeye devam ediyor"
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürü Cihan Kanlıgöz
de savunma, havacılık ve uzay teknolojilerinin, bilgi ve teknoloji çağının lokomotif sektörleri olarak baş döndürücü bir hızla gelişmeye devam ettiğini ve yüksek teknolojiye dayalı ürünlerin geliştirilmesi suretiyle ülkelerin refah ve kalkınmasına öncülük ettiğini belirtti.
Ülkelerin bu sektördeki yetenekleri, gelişmişlik ve liderlik seviyelerinin göstergesi haline geldiğini aktaran Kanlıgöz, savunma, havacılık ve uzay sektörünü geliştiren ülkeler refah ve güvenliklerini arttırdığını, diğer ülkelere karşı azımsanmayacak düzeyde bir avantaj sağladığını vurguladı.
"Artık daha fazla söz sahibiyiz"
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu ise Türkiye'nin geçmiş yıllardan devraldığı bürokratik düzenin sadece kamuya ait olan şirketleri öne çıkardığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu anlayışı kırmak için gece gündüz çalıştığını ifade etti.
Şu anda 15 sene öncesine göre çok daha iyi bir durumda olduklarını belirten Kavranoğlu, şunları kaydetti:
"Türk sanayicileri olarak artık daha fazla söz sahibi durumundayız.
Eskiden devraldığımız sistem tamamen bunun devlet ve kamu şirketleri tarafından yapılması gerektiğini, çok mecbur kalmadıkça tersinin olduğunu gördüğümüz bir sistem. Bunu bir sanayici olarak söylüyorum. Halbuki olması gereken bunun tam tersidir. Devlet, eğer bir girişimcisi, bir Türk sanayicisi bir şey yapabiliyorsa bir silahı, bir hava aracını veya bir uçağı, bir füzeyi özel sektör yapabiliyorsa artık devletin oradan usulünce çekilmesi lazım ve o yapanları desteklemesi lazım. Önlerini açması lazım.
Türkiye, devlet, kamu ve vakıf şirketlerinin veya TÜBİTAK ve enstitülerinin güçlenmesiyle sanayiciyle yarışmasıyla değil, sanayicilerin daha büyümesiyle dünyada söz sahibi sanayici haline gelmesiyle kalkınacaktır ve bu işin esası da budur."
"Milli ve yerli sanayimiz kendi kendine yeter hale gelmeli"
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Büyükdede de SAHA İstanbul olarak, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na bağlı kurumlar, askeri fabrikalar, STM, Roketsan, HAVELSAN, Aselsan, TAI gibi firmalarla 65 binden fazla sanayi tesisi ve üniversiteler arasında temas noktası olmayı hedeflediklerini belirtti.
Savunma sanayi ihtiyaçlarının artık dışarıdan tedarik edilmeyeceğini dile getiren Büyükdede, bölgedeki sanayici ve iş dünyasının elindeki potansiyelin harekete geçirilme zamanı olduğuna değindi.