Savunma Sanayi Destekleme Fonu'na Gelir Öngören Kanun Teklifinin Görüşmeleri Ertelendi: "Kredi Kartı Limitinden Vergi Almak Dünyanın En Komik Vergisi"
Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na gelir sağlamak için limiti 100 bin lirayı aşan kredi kartlarından yıllık 750 lira katılım payı alınmasını da içeren kanun teklifinin görüşmeleri ertelendi. CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, “Limit üzerinden vergi veya katılım payı alınmaz. Limit, kullanılmış bir şey değil. Vergi ya da vergi ve benzeri yükümlülük ya gelirden alınır ya servet unsurlarından alınır ya da harcamadan alınır, bunların dışında bir şeyden alamazsınız” dedi. İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta da, “Ekim'de getire getire yine gariban üzerine vergi getirdiniz. Kredi kartı limitinden vergi almak dünyanın en komik vergisi" diye konuştu.
NİSANUR YILDIRIM
(ANKARA) - Savunma Sanayi Destekleme Fonu'na gelir sağlamak için limiti 100 bin lirayı aşan kredi kartlarından yıllık 750 lira katılım payı alınmasını da içeren kanun teklifinin görüşmeleri ertelendi. CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, "Limit üzerinden vergi veya katılım payı alınmaz. Limit, kullanılmış bir şey değil. Vergi ya da vergi ve benzeri yükümlülük ya gelirden alınır ya servet unsurlarından alınır ya da harcamadan alınır, bunların dışında bir şeyden alamazsınız" dedi. İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta da, "Ekim'de getire getire yine gariban üzerine vergi getirdiniz. Kredi kartı limitinden vergi almak dünyanın en komik vergisi" diye konuştu.
Kamuoyunda getireceği vergi düzenlemeleriyle birçok tartışmaya neden olan Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na gelir yaratılmasını öngören kanun teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda süren görüşmeleri, bütçeden sonra ele alınmak üzere ertelendi.
CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, usul üzerine konuşmak için söz aldı, kanun teklifinin yine 'torba kanun' niteliğinde olduğunu söyledi. Türeli, şöyle konuştu:
"Bu torba kanun görüşme sistematiği son derece yanlış bir sistematik çünkü kanunları kendi içinde, bütünlüğü içinde konuşamıyoruz. Esas kanuna ne getiriyor, burada herhangi bir biçimde bütçeye gelen bir yük var mı, giderlerin artması, gelirlerin azalması gibi bir şey söz konusu mu; onları göremiyoruz. Eğer TBMM Meclisi verimli bir biçimde çalışacaksa ve kaliteli bir biçimde kanun yapacaksa torba kanunla kanun tekliflerinin görüşülme sistematiğine bir son verelim. Bir alt komisyonun kurulmasını öneriyoruz çünkü geçmişte de vardır, bazı konuların alt komisyonda daha detaylı biçimde enine boyuna tartışılmasına ihtiyaç var. Şimdi, birdenbire önümüze savunma sanayisiyle ilgili bir kısım düzenlemeler geldi. Biz anlamadık, niye şu anda geldi? TBMM'ye 17'sinde, iki gün sonra bütçe sunulacak, arkasından, bütçe görüşme takvimi içinde, ekimin ikinci yarısından itibaren de bunları görüşeceğiz. Birdenbire önümüze gelen bir şey. Acaba ne var? Savunma sanayisinde ne oldu da birdenbire böyle bir ihtiyaç hissedildiği konusunu bize düşündürüyor.
"Önümüze yeniden bir vergi paketi geldi"
Diğer taraftan, 'Vergi gelmeyecek' diye söyleniyor. Hem Cumhurbaşkanı Yardımcısı hem Hazine ve Maliye Bakanı 'Yeni bir vergi düzenlemesi yok' diyor ama burada katılma payları var, bu da aslında bir çeşit vergi, vergi benzeridir. Önümüze yeniden bir vergi paketi geldi. Türkiye'nin savunma sanayisi önemli, doğal olarak da biz de hepimiz, buradaki diğer bütün gruplara olarak da bunların ayrıntılı biçimde tartışılmasını, bu konuda bilgilenmemizi, onun üzerine konuşmamızı ve ihtiyaç varsa da ona ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmaya hazırız. Ama birdenbire önümüze gelen ve bugün çok dar bir görüşme sistematiği içinde konuları ele alacağımız bir görüşme takvimiyle, bu şekilde başarılı olmak mümkün değil."
Türeli, kanun teklifi üzerine yapılan genel görüşmelerde ise şunları söyledi:
"Bu bir vergi paketi. Adının 'Savunma Sanayii Destekleme Fonu katılma payı' olması hiçbir şeyi değiştirmiyor. Bu açık bir biçimde vatandaşa yükümlülük yükleyen, vatandaşın gelirinin bir kısmını vermesini icap ettiren bir şey. 'Katılma payı' deniyor ne fark eder, ne önemi var? Yani buradaki hikaye paranın bütçeye gitmeyecek olması, belli bir savunma sanayisi fonuna gidecek olması mı? Bu bir şeyi değiştirmez. Savunma Sanayii Fonu aynı zamanda bütçeden ödenek alıyor. Kendi başına bütçenin dışında bir fondan bahsetmiyoruz. Ülkede Savunma Sanayii Başkanlığı var ve Savunma Sanayii Destekleme Fonu var ve bu fona biz yeniden tekrar bu bütçe döneminde kaynak vereceğiz ve aynı zamanda da Cumhurbaşkanlığı bütçesi içinde görüşeceğiz.
"Bütçeye yük getirmemiş olması vatandaşa yük getirmediği anlamına gelmiyor"
Bütçeye yük getirmediği söyleniyor. Bütçeye yük getirmemiş olması vatandaşa yük getirmediği anlamına gelmiyor. 'Bütçe hakkı' dediğimiz şey demokrasilerin en temel haklarından biridir, vatandaşın ödediklerinin, yükümlülüklerinin nerelere harcandığını bilme hakkı. Bu anlamda 'Bütçeye bir yük getirmiyor' denmiş olması hiçbir şey ifade etmiyor. Eğer savunma önemliyse, ulusal güvenlik bu kadar önemli bir konuysa bu, vergiyle düzenlenmeli, bu şekilde fon eliyle düzenlenmemeli. Şimdi birdenbire burada, bir kısım, belli birtakım harcamalar üzerinden, işlemler üzerinden vergi alınması hemen hepimize şunu hatırlattı: Ne oldu ne oluyor? Doğal olarak da bunun son günlerde bir tehdit, İsrail tehdidi, dış tehditle olan bağlantısını kurdular. Ne oldu, neden birdenbire bu önümüze geldi?
"Limit, kullanılmış bir şey değil, limitten vergi alınmaz"
Limit üzerinden vergi veya katılım payı alınmaz. Limit, kullanılmış bir şey değil. Vergi ya da vergi ve benzeri yükümlülük ya gelirden alınır ya servet unsurlarından alınır ya da harcamadan alınır, bunların dışında bir şeyden alamazsınız. Adamın limiti 100 bin lira, 150 bin lira da olabilirdi, fark etmez; bundan nasıl para alırsınız, kullanmadığı parayı nasıl alırsınız? Yani, senin limitin var, şu kadar… Bu -herhalde öyle mi düşünülüyor- bir zenginlik göstergesi, bir refah göstergesi gibi mi görüyoruz 100 bin lirayı? Sendikalar düzenli olarak her ay açlık ve yoksulluk sınırını hesaplıyor. Yoksulluk sınırını hesaplıyor. 4 kişilik bir ailenin dengeli ve düzenli yaşaması, beslenmesi için bütün ihtiyaçları olan gıda, kira, elektrik, su, doğal gaz, eğitim, sağlık, giyim; hepsini koyduğumuz zaman oluşan yoksulluk sınırı 70 bin lirayı geçti. Yani bunun ne anlamı var? Neden 100 bin lira?
"İnsanların harcamalarının büyük bir kısmı zorunlu ihtiyaçlar, lüks ihtiyaçlar değil"
Buradaki getirilen iş zaten son derece sıkıntılı bir iş ve ama bu harcamaları da dikkate almıyor. Bugün insanlar bu ülkede, özellikle bu yoksulluk sınırının içinde ya da hemen üstünde olan insanların harcamalarının büyük bir kısmı zorunlu ihtiyaçlar, lüks ihtiyaçları değil. ya gıdaya harcıyorlar ya eğitime ya sağlığa ya ulaştırmaya ya kiraya ya taksit varsa eğer bir biçimde krediyle bir araba aldıysa, ev aldıysa onu ödüyorlar. Yani böyle bir yapının içinde baktığımız zaman, harcamaları da dikkate almayan bir şey bu. Yani böyle bir şeyin buraya getirilmesi son derece yanlış ve biz bunu sonuç itibarıyla kanun yapıyoruz burada, hukuk normları oluşturuyoruz ama hukuk normları oluştururken 'Biz burada istediğimizi yaparız' gibi bir şey söz konusu değil.
"Burada vergi dilimi de yok. Bu yanlıştır, derhal bundan vazgeçilmeli"
Bu düzenleme, kayıt dışılığı artıracak olan bir düzenleme, kredi kartından nakde geçişe neden olacak bir düzenleme. Birçok insanın da -kamuoyunda görüyoruz zaten- limitlerini aşağıya doğru indirmek istediklerini görüyoruz. Yani buraya bir şey getiriyoruz, bir kere getirdiğimizi neden getirdiğimiz belli değil, birdenbire önümüze bir kanun teklifi geliyor, ondan sonra bunun için de 'savunma sanayisi' deniyor, ondan sonra bir kısım katılım payları, onun için de maktu vergiler ön planda. Esas itibarıyla, önemli olan ödeme gücüne göre vergi almak; az kazanandan az, çok kazanandan çok. Neden vergi dilimleri var? Burada vergi dilimi de yok. Bu yanlıştır, derhal bundan vazgeçilmelidir."
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, kanun teklifi üzerine yapılan genel görüşmelerde ise şöyle konuştu:
"Savunma Sanayii Başkanlığına verdiğimiz paranın 5 katını İletişim Başkanlığına propagandasını yapmak için veriyoruz"
"Burada zarf ne? Zarf savunma, savunmanın desteklenmesi. Mazruf ne? İçine bakıyorsunuz, içinden vergi çıkıyor. Yani dolayısıyla burada aslında baktığınızda bir anlamda bir hile yapılıyor. Bir de Savunma Sanayii Başkanlığı var. Burası esas para harcayıcı kurum değil ama bütçesi nedir diye baktım. 2024 yılında verdiğimiz toplam ödenek 837 milyon lira. Savunma Sanayii Başkanlığına 837 milyon, 1 milyar değil. İletişim Başkanlığı'na, Sayın Cumhurbaşkanı'nın laflarını tekrarlayan o kuruma verilen para 4,1 milyar lira. Yani Savunma Sanayii Başkanlığı'na verdiğimiz paranın 5 katını İletişim Başkanlığı'na o propagandanın sadece bir alanını yapması için verdiğimiz para onun 5-6 katı düşünebiliyor musunuz?
"Trilyon liralık bütçemiz var. Niye bunu vermiyoruz"
Savunma Sanayii Destekleme Fonu bir projeyi hayata geçirmek istiyor da para mı bulamadı? Yani siz söylüyorsunuz zaten, diyorsunuz ki 'Gelirinin yüzde 80'i bütçeden transfer edilen paralar.' Eğer bir paraya ihtiyacı varsa biraz daha fazla transfer edelim. Yani eğer hakikaten Türkiye'nin bekası açısından, bulunduğumuz coğrafya açısından bizim için savunma sanayisi kadar önemli bir şey var mı bir anlamda baktığımızda? 'Bütçeye yük olmadan' deniyor, niye bütçeye yük olmadan, bütçe ne için var? Bütçe bunun için var. Savunma sanayisinde her işe, KÖİ'lere bütçeden para ayıracağız, KKM'ye bütçeden para ayıracağız, yandaşa bütçeden para ayıracağız ama savunma sanayisine gelince bütçeye yük olmadan bunu bir şekilde çözelim mi diyeceğiz? Böyle bir anlayış olabilir mi? Marjinal bir şey mi savunma sanayisi? Hayır. Trilyon liralık bütçemiz var. Niye bunu vermiyoruz? Burada yapılmak istenen şey, savunma sanayisinin desteklenmesi falan değil. Mehmet Şimşek bir taahhütte bulundu topluma, dedi ki 'İlave vergi koymayacağız.' Ama şimdi vergi koymak gerekiyor, bunun 'savunma sanayisi' kılıfı adı altında millete adil olmayan bir şekilde bütçesi alınıyor.
"Kredi kartı limitinden vergi almak dünyanın en komik vergisi"
'Vergi alacağız' deyin, aldınız zaten, ilk geldiğinde hemen 1 trilyonun üzerinde vergi koydu. 'zenginlere, ucuz kredi kullananlara, aşırı kar edenlere vergiyi ne zaman getireceksiniz? Gelir İdaresi Başkanlığı'nın güzel çalışması var, orada bir kısım vergiler var, onları niye gündeme getirmiyorsunuz?' dedik. Dediniz ki 'Bundan sonra gelmeyeceğini nereden biliyorsunuz, ekimde gelecek.' Ekim'de getire getire yine gariban üzerine vergi getirdiniz. Kredi kartı limitinden vergi almak dünyanın en komik vergisi. Zaytung bile böyle espriler yapmıyor. Limitten vergi alıyorsun. Hani harcadığından alırsın, gelirinden alırsın, kazancından, bilmem neyinden alırsınız ya, limitten vergi alıyorsunuz ya. Limiti kim veriyor? Banka veriyor. Gerçi iki taraflı oluyor, bazen siz talep ediyorsunuz ama bankanın keyfine gelmezse vermiyor. Banka benim limitimi artıracak, ben vergi vereceğim; o zaman bankadan alın bu vergiyi, niye benden alıyorsunuz, niye vatandaştan alıyorsunuz? Mesela, bizim önergemiz var, samimiyseniz gelin destek verin. Paraya mı ihtiyaç var, alalım parayı, aynı parayı alalım ama banka versin vergiyi, 750 lirayı banka versin. Yani benim limitimi benden habersiz artırıyor, 'Senin gelirin arttı' diyor, bilmem ne diyor, ondan sonra gidiyor, siz benden vergi alıyorsunuz. Ya, böyle bir komiklik olabilir mi?"
Komisyon Başkanı Mehmet Muş, kanun teklifinin madde görüşmelerine geçilmeden oturum kapattı. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler de Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na gelir yaratılmasını öngören kanun teklifi görüşmelerinin ertelendiğini duyurdu. Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na gelir yaratılmasını öngören kanun teklifi bütçe görüşmelerinden sonra gündem gelecek.