Saruhan Oluç: Var Olan 1982 Anayasası'nın Birkaç Maddesini Değiştirmek İçin Adım Atılacaksa Bu Adımların Hiçbirinin Yanında Olmayacağız. Çünkü Daha...
Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa ile ilgili sözlerine ilişkin; “Şunu net olarak söyleyelim Anayasa'ya makyaj yapmaya biz asla alet olmayacağız. Bunu net olarak belirtmiş olalım. Var olan 1982 Anayasası'nın birkaç maddesini değiştirmek için eğer bir adım atılacaksa bu adımların hiçbirinin yanında olmayacağız çünkü daha fazla makyaj yapılmasına tahammülümüz yok. Bunu açıkça söylemiş olalım. Ama eğer gerçekten baştan demokratik, sivil bir anayasa yapılacaksa hem Meclis çatısı altında hem de Meclis dışında toplumun çok farklı kesimlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, demokratik örgütlerin, konunun uzmanlarının çalışmalarıyla, görüşleriyle, önerileriyle iyi bir tartışma sürece sürdürülerek demokratik, özgürlükçü bir anayasa çalışması yapılması için adımlar atılacaksa o zaman bu çalışmaların gerçekten ciddiye alınma ihtimali ortaya çıkar” dedi.
Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa ile ilgili sözlerine ilişkin; "Şunu net olarak söyleyelim Anayasa'ya makyaj yapmaya biz asla alet olmayacağız. Bunu net olarak belirtmiş olalım. Var olan 1982 Anayasası'nın birkaç maddesini değiştirmek için eğer bir adım atılacaksa bu adımların hiçbirinin yanında olmayacağız çünkü daha fazla makyaj yapılmasına tahammülümüz yok. Bunu açıkça söylemiş olalım. Ama eğer gerçekten baştan demokratik, sivil bir anayasa yapılacaksa hem Meclis çatısı altında hem de Meclis dışında toplumun çok farklı kesimlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, demokratik örgütlerin, konunun uzmanlarının çalışmalarıyla, görüşleriyle, önerileriyle iyi bir tartışma sürece sürdürülerek demokratik, özgürlükçü bir anayasa çalışması yapılması için adımlar atılacaksa o zaman bu çalışmaların gerçekten ciddiye alınma ihtimali ortaya çıkar" dedi.
Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, bugün Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında yeni anayasa tartışmaları ve ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Oluç, şunları söyledi:
"Eğer beklentiler doğrultusunda adım atılırsa bu akşam benzin fiyatlarına bir zam gelecek. Dün gece motorine bir zam geldi. Vergi ve kur artışlarının ardından petrol fiyatlarındaki yükseliş, akaryakıtta zam yağmuruna neden oldu. Benzinin litre fiyatı 40 TL'ye yaklaşmış oldu. Motorinin litre fiyatı da 40 lirayı kimi illerde aşmış oldu. 11 bin 412 lira olan asgari ücret temmuzda, şimdi 9 bin 185 liraya gerilemiş oldu. Zam fırtınası hız kesmeden devam ediyor. Türkiye'de 36 aydır kesintisiz bir şekilde gıda fiyatlarında artış yaşanıyor ve Dünya Bankası'nın yayınladığı raporlara göre de Türkiye dünyada yıllık bazda en yüksek gıda enflasyonuna sahip 10. ülke. Gıda enflasyonunda OECD ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyor. Şekere 4 ayda 11 kez zam yapıldı. Çaya son 3 ayda dört kez zam yapıldı. Başka bir şey anlatmaya gerek yok. OECD verilerine göre Türkiye'de yaşayan ailelerin yüzde 70'i geçim derdi yaşıyor. En ciddi sorunu yaşayan ise emekliler.
"ORTA VADELİ PLAN BİLE DEVLETİN KENDİ KURUMLARI ARASINDA UYUM OLMADIĞINI GÖSTERDİ"
Okul masrafları cep yakıyor. Sözde 'ücretsiz eğitim yapılıyor' deniliyor ama alakası yok. Çünkü verilerin hepsi biliyor ki servis ücretleri, kırtasiye masrafları ve okullara verilen bağış adı altındaki araçlar aslında çocukların eğitim masraflarının çok yüksek olduğunu hepimize gösteriyor. Servis ücretlerindeki artış geçen yıla göre 3 katına varmış. Bir ailede okuyan birkaç çocuk varsa aileler büyük sıkıntı çekiyorlar. Ekonomideki bu koşullar maalesef 'Rasyonel ekonomi politikaları uygulayacağız' diyen Hazine ve Maliye Bakanı'nın dönemimde de azalmış değil artmış vaziyette. Hiçbir hedefi tutturamayan iktidar 'memur maaşlarını hedef enflasyonla belirleyeceğiz diyor. Merkez Bankası ve Hazine raporlarına baktığımızda hiçbir hedef tutmadı. Orta Vadeli Planlara baktığımızda hiçbir hedef tutmadı. Siz şimdi hedef enflasyonuna nasıl memurların ücretlerini belirleyeceksiniz, anlaşılır bir şey değil. Orta Vadeli Plan bile ortaya koyduğu verilerle devletin kendi kurumları arasında uyum olmadığını gösterdi.
"ANAYASA'YA MAKYAJ YAPMAYA BİZ ASLA ALET OLMAYACAĞIZ"
Dün 12 Eylül'dü her türlü insanlık dışı işkencenin yapıldığı bir dönemdi 12 Eylül. Adalet ve Kalkınma Partisi 12 Eylül Anayasası'nda 12 kez değişiklik yaptı. Her dönemde Anayasa'nın değişmesi gerektiğini söyleyenler sadece yama yaparak bu dönemi atlatmaya çalıştılar. Demokratik olmayan darbe yasasından kurtulma imkanını bu toplum bir türlü bulamadı. Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan bir açıklama yaptı ve 'yeni bir Anayasa' çağrısında bulundu. 'Bütün partilerle bunu konuşacağız' dedi. Şunu net olarak söyleyelim Anayasa'ya makyaj yapmaya biz asla alet olmayacağız. Bunu net olarak belirtmiş olalım. Var olan 1982 Anayasası'nın birkaç maddesini değiştirmek için eğer bir adım atılacaksa bu adımların hiçbirinin yanında olmayacağız çünkü daha fazla makyaj yapılmasına tahammülümüz yok. Bunu açıkça söylemiş olalım. Ama eğer gerçekten baştan demokratik, sivil bir anayasa yapılacaksa hem Meclis çatısı altında hem de Meclis dışında toplumun çok farklı kesimlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, demokratik örgütlerin, konunun uzmanlarının çalışmalarıyla, görüşleriyle, önerileriyle iyi bir tartışma sürece sürdürülerek demokratik, özgürlükçü bir anayasa çalışması yapılması için adımlar atılacaksa o zaman bu çalışmaların gerçekten ciddiye alınma ihtimali ortaya çıkar. Aksi taktirde eğer iktidar, kendine yarayacak bazı yama maddeleriyle palyatif tedbirlerle 'Yeni bir anayasa yapıyoruz' havasına girecekse biz böyle bir şeyden yana olmayacağımızı söyleyelim. Yeni bir toplumsal sözleşme yapmak için sivil ve özgürlükçü bir anayasa yapmak için evrensel hukuk ilkelerine dayalıya sahip olmak için eğer bir çaba olacaksa bugüne kadar çok samimi bir girişim olduğunu görmedik maalesef, bu yönde bir çaba olacaksa, böyle bir niyet varsa bizler bu tartışmanın değerlendirilmesi gerektiğini elbette ki düşünürüz. Ama ortamın değişmesi lazım. Yeni demokratik, özgürlükçü bir anayasa yapmak için ağzını açanın tutuklandığı, sosyal medya paylaşımı yapanın tutuklandığı, ifade özgürlüğünün esamesinin okunmadığı, HDP'ye kapatma davasının sürdüğü, Kobani kumpas davasının sürdüğü, basın özgürlüğünün kısıtlandığı bir ortamda demokratik, özgürlükçü bir anayasa tartışmasının yapılmasının da neredeyse mümkün olmayacağını vurgulamak isteriz. Yani ortam demokratikleşmeli ki demokratik, özgürlükçü bir anayasanın yapılma imkanı da ortaya çıkabilsin.
"BİR ÖZELEŞTİRİ SÜRECİ YAŞADIK BELKİ DE MUHALEFET PARTİLERİ İÇİN DE BU SÜRECİ GERÇEKLEŞTİRMİŞ VE TAMAMLAMIŞ OLAN TEK PARTİYİZ
14-28 Mayıs seçimlerinden sonra partimiz bir muhasebe süreci başlattı. Bu muhasebe sürecinden bugüne kadar çok fazla toplantılar dizisi gerçekleştirdi. Dün de yaptığımız konferanslarımız sonuçlandı. Ekim ayında yapacağımız kongreye bir ay kaldı. Bu süreçte bine yakın toplantı yaptı partimiz. Kadın konferansında alınan kararlarla birlikte bu süreci büyük ölçüde tamamlamış olduk. Konferanslarda da aldığımız kararlarla birlikte bu süreci tamamlamış olduk. Sonuçlarını bir ay sonraki kongremize taşıyacağız. O kongrede kararları kesinleşecek. Hem partinin ismi değişecek hem partinin tüzüğünde değişiklikler olacak hem de parti yönetimi değişecek ve yeni bir başlangıcı ekimde yapacağımız kongre ile birlikte gerçekleştirmiş olacağız. Bir özeleştiri süreci yaşadık hem örgütsel hem politik açıdan. Belki de muhalefet partileri için de bu süreci gerçekleştirmiş ve tamamlamış olan tek partiyiz. Yapılması gerekenleri de ortaya çıkarmış olan tek partiyiz. Hem Eş Genel Başkanlarımız yeni dönemde aday olmayacaklarını açıklayarak bu muhasebede kendilerine düşen payı söylemiş oldular."
"TASLAK ORTAYA ÇIKINCA GÖRÜŞLERİMİZİ SÖYLEYECEĞİZ"
Oluç basın toplantısından sonra gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Oluç bir soru üzerine "Yeni bir anayasa yapılacaksa bu yeni bir toplumsal sözleşme anlamına gelir. Biz henüz elbette ki bir taslakla karşı karşıya kalmadık iktidar tarafından hazırlanan. Bir taslak mı olacak onu da bilmiyoruz. Ama bu taslaklar ortaya çıktığı zaman bizler de görüşlerimizi söyleyeceğiz. Cumhurbaşkanı hiçbir muhalefet partisinin taslağının olmadığını söylemiş. Bizim taslağımız var. Bu taslakla ilgili de her an güncellemeler yaparak ilerliyoruz.
Oluç eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yakınlığıyla bilinen Ayhan Bora Kaplan'ın tutuklanmasına ilişkin bir soru üzerine şöyle konuştu:
"Çok tartıştık bu konuları. İçişleri ve emniyet açısından baktığımızda. Gerçekten Türkiye yakın tarihinin en şaibeli en kirli ilişkilerine sahip olan bunu kara para aklamasından mafyatik ilişkilere kadar, uyuşturucu ticaretine kadar ilerleyen bir özellikte olduğunu vurguladık, Meclis'te yaptığımız bütün tartışmalarda bunu çok açık bir şekilde dile getirdik, eleştirdik. Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımızda İçişleri Bakanlığı açısından en karanlık dönemin yaşandığı çok açıktı. Ama buna ilişkin bazı gerçekten bazı makyaj tedbirler mi alınıyor yoksa köklü düzenlemeler mi yapılıyor bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Mafya ve uyuşturucu tacirleriyle çok kalın fotoğraf albümü yaratmış olan bir İçişleri Bakanlığı'ndan söz ettiğimiz için bir iki operasyonla temizlenecek bir durum da gibi görünmüyor doğrusu."