"Sarıçam Katliamı" Sanıklarının Tahliyesine Ölenlerin Yakınlarından Tepki

ADANA'da 'Sarıçam katliamı' olarak adlandırılan, 5 kişinin öldürüldüğü cinayetin sanıkları Ferhat (43) ve Mehmet Calayır (45) kardeşlerin, CMK'nın 102'nci maddesine göre tahliye tahliye edilmesine, ölenlerin yakınları tepki gösterdi. Öldürülen Hasan Ak'ın kardeşi 35 yaşındaki Selim Ak, "3 gün sonra bir af daha çıkacaksa ben 300 kişiyi öldürürüm" diyerek tepki gösterdi.

24 Eylül 2003'de piknik alanında cesetleri bulunan fabrika işçisi 29 yaşındaki Hasan Ak, gizli aşk yaşadığı iddia edilen komşusu 22 yaşındaki Cennet Kayan, Kayan'ın bebeği 2 yaşındaki Buse, komşusu 26 yaşındaki Serpil Sertbaş ile bu kadının nikahsız eşinden dünyaya getirdiği oğlu 2 yaşındaki Çağrı Yalçın'ı öldürdükleri iddia edilen Celayır kardeşlerden biri 36 yıl, diğeri ağırlaştırılmış ömür boyu hapse çarptırıldı. Ancak Yargıtay yaklaşık 4 yıl sonra bu dosyayı inceledi ve usul yönünden kararı bozup, dosyayı yerel mahkemeye gönderdi. Bu nedenle de kesin karar süreci uzadı.

AYNI CEZA VERİLDİ

Adana 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Aralık 2010'da dosyadaki eksikleri giderip, sanıklara aynı cezayı verdi. Dosya Yargıtay'a gönderilmek üzere beklerken, CMK'nın 102"nci maddesinin yürürlüğe girmesi ve tutukluluk süresi 5 yılı geçenlere tahliye olanağı sağlandığı için avukatlar mahkemeye tahliye istemiyle dilekçe verdi. 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, yürürlüğe girdiği günden bu yana farklı mahkemelerde farklı yorumlarla değerlendirilen 102'nci maddeye yeni bir yorum ekledi. Calayır kardeşlerin tahliye taleplerini, 'olayda 5 kişinin öldürülmesi nedeniyle tutukluluk sürelerinin her bir suçtan ayrı ayrı dikkate alınmasını' gerekçe göstererek reddetti. Bunun üzerine sanık avukatları 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe ile itiraz etti. Mahkeme Heyeti de 'tek tutuklama müzekkeresi olduğu' iddiasıyla talepleri yerinde bularak verilen 'ret' kararını bozup, sanıkların tahliyesine karar verdi. Böylece sanıklar tahliye oldu.

ÖLDÜRÜLENLERİN AİLESİNDEN TEPKİ

Tahliye kararı karşısında acılarının yeniden tazelendiğini belirten Selim Ak, "Bir kişi 5 kişiyi öldürüp de elini kolunu sallayarak dışarıda gezebiliyorsa, diğer vatandaş ne yapar? Yani 5 kişiyi öldüren elini kolunu sallayarak geziyorsa, bu devlet, '5 kişi de sen öldür, ben seni de bırakırım' diyor. Yani insanı açıktan açığa suça teşvik ediyor. Bu açıktan açığa teşviktir. Yani 'bu 5 kişi olmazsa da 10 kişi olsun canım' diyorlar, 'vur biz seni de bırakırız' diyorlar" dedi.

Daha önce de toplumda 'Rahşan Affı' diye adlandırılan af çıktığını hatırlatan Ak, "102'inci maddeyi o meclisten geçirenlere ben soruyorum. Hiç mi yakınınız öldürülmedi. Hiç mi başınıza böyle bir olay gelmedi. ve sizin başınıza gelse böyle bir olay siz ne yapardınız?" diye konuştu.

"BEN 300 KİŞİYİ VURURUM"

Tahliyeler karşısında söyleyecek söz bulamadığını ifade eden Ak, şöyle konuştu: "AK Parti Hükümeti olsun, Yargıtay olsun, ne yapmaya çalışıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'ni bir kaosa mı sürüklemek istiyorlar? Yani halk birbirini kırsın, biz ceza evlerini boşaltalım da halk Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarını mı boşaltsın diyorlar. Yani millet çekip de birbirini vursun mu takır takır? Bunu mu istiyorlar? Bunu istiyorlarsa, yarın bir af daha çıkaracağız diyorsa, ben 300 kişiyi vururum. Afla serbest bırakacaklarsa. Nedir bu ya. Saçmalıktır bu, 5 kişiyi öldürüyor adam elini kolunu sallayarak gezsin, diyecek bir söz bulamıyorum, yani. Yargıtay ben uygularım diyor, AK Parti Hükümeti ben demedim diyor. 102'inci maddeyi ben mi geçirdim meclisten. Ben mi çıkarıyorum bu yasaları. Ben mi çıkarıyorum bu affı."