Sarıcakaya'da Büyükerşen Rüzgârı
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen kırsal kalkınma projeleri ile güç verdiği Sarıcakaya'da vatandaşlar tarafından büyük ilgiyle karşılandı.
İlçe genelinde gün boyu mahalle ziyareti gerçekleştiren Büyükerşen, Seçim İletişim Merkezi açılışında yaptığı konuşmada kırsal kalınma projelerinin artarak devam edeceğini ifade etti.
CHP Sarıcakaya Belediye Başkanı Adayı Şafak Atay'ın Seçim İletişim Merkezi açılışı için Sarıcakaya'ya giden Başkan Büyükerşen, büyük ilgi ile karşılandı. Dağküplü, Mayıslar, Laçin, Düzköy, Beyköy, Kapıkaya ve İğdir Mahallelerini ziyaret eden Büyükerşen, ilçe merkezinde gerçekleştirilen Seçim İletişim Merkezi açılışında Sarıcakaya'da üreticiyi desteklemeye devam edeceklerini belirtti. Büyükerşen "Kıymetli Sarıcakayalılar, göstermiş olduğunuz büyük ilgiye yürekten teşekkür ediyorum. Ekonomik olarak zor günler yaşadığınızı biliyorum. Bu yüzden de sizler için bir çok projeyi hayata geçirdik. Dut fidanları, domates fideleri ve marul fideleri ile sizlere rahat bir nefes aldırdığımızı düşünüyorum. Bundan sonra da bu projelerimiz devam edecek. Sizlerden tek isteğim Sarıcakayalı üreticiye büyük katkı sağlayacak Başkan Adayımız Şafak Atay'a omuz verin. O ve meclis üyelerimiz ile Büyükşehir Meclisi'nde sağlayacağımız çoğunlukla kırsal kesimi ayağa kaldıracağız" dedi. İlçe merkezinde kadınlar için kurslar açacaklarını belirten Başkan Büyükerşen ayrıca kent merkezinde açılacak Üretici Marketler ile çiftçinin ürününü değerinde satacağının altını çizdi.
Başkan Büyükerşen'e eşlik eden Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ise Sarıcakaya'nın yerel seçimde doğru kararı vererek, hak ettikleri belediyecilik anlayışı ile tanışacaklarına inandıklarını ifade ettiler.
20. Yüzyıls bas¸ında Bulgaristanlı sosyalist kadınların kurdugˆu 8 Mart Uluslararası Kadınlar Gu¨nu¨ dolayısıyla du¨zenlenen bu bulus¸ma etkinligˆi ic¸inden gec¸mekte oldugˆumuz Hakikat-sonrası ve Liberal Kapitalizmin zorlu kos¸ullarında ifade o¨zgu¨rlu¨gˆu¨nu¨n go¨rsel o¨rneklerini u¨reten gu¨nu¨mu¨z sanatc¸ıları ve onların u¨retimlerini topluma yansıtma is¸levi tas¸ıyan sanat uzmanlarıyla sosyal medya ortamında degˆil, gerc¸ek ortamda bulus¸mak amacını tas¸ıyor.
Bu etkinlik ic¸in sec¸ilen bas¸lık Miss Power (Bayan I·ktidar) c¸ok yo¨nlu¨ go¨ndermeler ic¸ermektedir. Hakikat–sonrası ve Neo-kapitalist do¨nemin birinci maddesi iktidardır. Hakikatlere c¸es¸itli iktidarların c¸ıkarları dogˆrultusunda mu¨dahale edilebiliyor ve genis kitleler bu mu¨dahaleye hizmet eden medya arac¸larıyla yo¨nlendiriliyor, bireyselligˆini, o¨zgu¨r du¨s¸u¨ncesini ve eylemini yitiriyor. Neo-kapitalist du¨zen ve tu¨ketim ekonomisi iktidarları besliyor, kitlelerin yas¸am gu¨cu¨nu¨ so¨mu¨ru¨yor. Bu su¨rec¸te kadınların gu¨cu¨ kimi toplumlarda kus¸kuyla kars¸ılansa da ku¨resel bagˆlamda siyasal, toplumsal, ekonomik is¸levleri ve gu¨c¸leri her tu¨rlu¨ iyiles¸tirmeye yo¨nelik bir direnis¸ ve tes¸vik olus¸turuyor. Go¨rsel sanatlar alanında kadın sanatc¸ıların u¨retimi bu direnis¸ ve tes¸vikin odagˆında yer alıyor.
Bu bulus¸mada bireysel direnis¸ler ve tes¸vikleri birlikte o¨gˆrenebilecegˆiz.
Toplumun dıs¸ına atılmıs¸ ya da toplumdaki kimligˆi bastırılmıs¸ bireylerin – ki bunlar ic¸inde her sınıftan ve her meslekten kadınlar c¸ogˆunluktadır – durumunu iyiles¸tirmek ic¸in her s¸eyden o¨nce bu¨yu¨k anlatıların yapı-so¨ku¨me ugˆratmak gerektigˆini biliyoruz; bunu yapabilmek ic¸in kitlelerin ve kurumların Modernist ve sagˆlıksız Post-modernist bakıs¸ını ve yapısını ko¨kten degˆis¸tirmek gerekir.
Osmanlı Batılılas¸ması ve Cumhuriyet Modernizmi'nde kadın ressamların varlıgˆını biliyoruz. Ancak onların erkekegemen, babaerkin bir du¨zende bu¨yu¨k bir varolma savas¸ı verdigˆini de biliyoruz. Du¨nya'da ve Tu¨rkiye'de Gec¸-Modernizmin yarattıgˆı ac¸ılımlar, sol ideolojilerin kadın-erkek es¸itligˆini vurgulamaları ve sivil toplumun demokratik su¨rec¸lerde etkinles¸mesiyle kadın sanatc¸ılar 1970'lerden bas¸layarak so¨z sahibi olmaya bas¸ladılar. 80'li yılların ortasından gu¨nu¨mu¨ze ku¨resel sanat ortamındaki gelis¸melerle kadın sanatc¸ılar atılgan, dikkat c¸ekici ve irdeleyici is¸ler u¨rettiler, yerel ve uluslararası ortamlarda o¨ne c¸ıktılar.
Tu¨rkiye'de kuram ve uygulamada, modern ve post-modern sanat ic¸inde erkekegemen so¨ylemin gu¨cu¨ bir süre daha varlıgˆını su¨rdu¨ru¨rken, 1990'lardan bas¸layarak I·lis¸kisel Estetik akımı bagˆlamında feminist sanat u¨retimi gu¨ndeme yerles¸ti, etkisini ve egemenligˆini su¨rdu¨ru¨yor. Tu¨rkiye'nin post-modernlik su¨recindeki gec¸is¸lerde kadınlar su¨rmekte olan geleneksel yapılar yu¨zu¨nden siyasal, ekonomik ve toplumsal alandaki kimliklerini kabul ettirmek ic¸in ugˆras¸ verdiler. Post-modernlik su¨reci kadınlar ic¸in bir ac¸ılım olus¸turdu ancak status quoyu degˆis¸tirmek kolay bir is¸ degˆildir. U¨retim birikiminin bu¨tu¨n ic¸erik, bic¸im ve estetigˆi kadın sanatc¸ıların bu is¸in u¨stesinden geldigˆinin kanıtıdır.
Gu¨nu¨mu¨z sanatının sorgulayıcı, irdeleyici ve sarsıcı o¨rnekleri o¨nemli bir is¸lev tas¸ırken, kadın sanatc¸ıların bu u¨retim ic¸inde yansıttıkları paylas¸ımcı, iletis¸imci, esnek ve is¸birlikc¸i nitelikleri yararlı sonuc¸lar dogˆuruyor. Bugu¨n sınırlı sayıda o¨zel mu¨zede, galerilerde ve du¨zenlenen sergilerde izledigˆimiz kadın sanatc¸ılar sınırları ve tabuları zorlayan is¸leriyle sanat u¨retim su¨recine tartıs¸ılmaz bir ivme kazandırmıs¸tır. Bu sanatc¸ıların alt-u¨st ettikleri, zorladıkları alanlar genis¸tir; genellikle baba-erkin aile du¨zeni, cinsel baskılar, gu¨nahlar, suc¸lamalar, c¸ocuk ve kadın tacizleri, tu¨ketim ve reklamın kadını streotip imge ve fetis¸ olarak kullanması, go¨vde ve ruh c¸atıs¸kıları u¨stu¨nde durur, toplumbilim, ruh-c¸o¨zu¨m yo¨ntemleri kullanırlar.
Modernizme kendiligˆinden ve bilinc¸li olarak gec¸ememis¸ toplumlarda, 20.yy boyunca Modern Sanat bir u¨st yapı olarak nitelendirildi ve kitleleri etkilemek ac¸ısından gu¨cu¨nu¨ yitirdi. Kitlenin ku¨ltu¨rle kars¸ılas¸masını sagˆlayan altyapılardan yoksun u¨lkelerde Post- modern sanatın da bu yabancılas¸madan payını almakta oldugˆu go¨ru¨ldu¨. Bu¨tu¨n kaynaklarını yas¸amdan alan Post-modern sanatın siyasal, toplumsal, eles¸tirel ic¸eriklerini go¨z ardı eden kurumlar ve kitle kars¸ısında sanatc¸ının direnmesi de yine so¨z konusu u¨lkelere o¨zgu¨ bir durum olarak su¨ru¨p gidiyor. Sanat sistemi gelis¸mis¸ toplumlardaysa, sanatc¸ının daha c¸ok bu sistemle hesaplas¸an yapıtlar u¨rettikleri izleniyor. Dolayısıyla, sanat u¨retimindeki yorum ve uyarıları dikkate almayan bir toplumun, kadın sanatc¸ıların u¨retimlerindeki ayrımı ve c¸es¸itliligˆi de fark etmelerini beklemek saflık oluyor; bu ancak tanımak ve bilgilenmekle giderilebilecek bir olumsuzluktur.