Haberler
Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Bakan Güler: Zap'ta kilit kapatıldı, toplamda 2 bin 564 teröristin etkisiz hale getirildi

"Zap'ta kilit kapatıldı" diyen Güler ses getirecek rakamı ilk kez paylaştı

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Saray Tatlısı 'Güllaç' Hak Ettiği Değeri Görmüyor

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Osmanlı Devleti zamanında saray tatlısı olarak bilinen Güllaç tatlısı, sadece Ramazan ayında sofralardaki yerini bulabiliyor.

Ramazan ayında en sık tüketilen tatlılar arasında olan Güllaç, sofralardaki yerini çabuk kaybediyor. Güllaç tatlısına gösterilen ilginin sadece Ramazan ayı ile sınırlı kalmaması gerektiğini söyleyen Ayten Çetin, Eskişehir'de bulunan ve yöresel tatları sunduğu Ayten Usta Gurme Restauranta Güllaç tatlısının geçmişini anlattı.

SÜTLE AÇILMIŞ AŞK ANLAMINA GELİYOR

Ayten Çetin, göçebe Türk toplumlarında, yiyeceklerin daha uzun süreli saklanabilmesi için kurutulduğunu belirtip, güllaç tatlısının pişmiş yufkanın kurutularak yapıldığını ifade etti. Ayten Çetin, "Güllaç ramazan ayında akla gelen ilk tatlılardan bir tanesi. Güllaç, sütle açılmış aşk anlamına geliyor. Bizim göçebe toplumumuzda, yiyeceklerimizi hem yapma hem de saklama açısından şimdiki gibi derin dondurucular ve buzdolapları olmadığı için, bazı ürünler kurutularak saklanmıştır. Güllaç'da buğdayın ezilip nişastası çıkartıldıktan sonra o nişasta çok çabuk bozuluyor. Buna su katılıp daha inceltilerek sac üzerinde pişirilmiş ve yufkalar haline getirilmiş. Daha sonra bu yufkalar zaman zaman içerisine peynir ve otlar konularak yenilmiş. Ama bir de süt ve şekerle yapılıp aynı zamanda tatlı haline getirilmiş" dedi.


DEĞERİ 1 AYLA SINIRLI KALIYOR

Saray tatlıları arasına giren Güllaç tatlısının değerinin 1 ay ile sınırlı kalmaması gerektiğini aktaran Ayten Çetin, "14 ve 15'inci yüzyıllarda Kastamonulu Ali Ustanın saraydan gelen misafirlerine güllaç yapmasıyla, bu tatlı sarayda rağbet görmeye başlamış ve saraya taşınmış. Saray tatlıları arasına giren güllaç, baş tacı tatlılarımızdan birisi. Ama ne yazık ki bunun saraydaki, Osmanlı dönemindeki ve daha önceki dönemdeki değeri bir ayda kalıyor. Şimdi hangi tatlıcıya, hangi pastaneye giderseniz en ön rafta üzerleri nar ve ceviz ile süslenmiş güllaçlarla çıkartılırken, diğer aylarda böyle bir tatlı maalesef yapılmıyor. İnşallah bu ramazandan sonra bu tatlı, diğer aylardaki gibi tatlı raflarında olur diye temenni ediyorum" şeklinde konuştu.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title