Sanofi Türkiye, ikinci Sürdürülebilirlik Raporu'nu Yayınladı

Türkiye sağlık sektöründe diyabet, onkoloji, aşı ve kalp-damar hastalıkları başta olmak üzere 16 alanda çözümler sunan Sanofi Türkiye, ikinci Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayınladı. Sanofi, Zentiva, Sanofi Pasteur, Genzyme ve Merial şirketlerinin 2012-2013 dönemindeki sosyal, çevresel, ekonomik ve etik performanslarını değerlendiren rapor, Global Reporting Initiative (GRI) G3.1 raporlama çerçevesi, B başvuru düzeyine uygun olarak hazırlandı. Baskısı uluslararası orman yönetim sertifikası olan 'FCS Belgesi' ile gerçekleştirilen rapor, bu özelliği ile de çevre dostu rapor olma özelliği taşıyor.

Sanofi Türkiye Sürdürülebilirlik Raporu performansını 4 ana başlık altında topluyor

Sanofi Türkiye'de Kurumsal Sosyal Sorumluluk ile ilgili çalışmalar, Sanofi Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) Komitesi tarafından yürütülüyor. 2013 yılında Sanofi Türkiye'nin sosyal sorumluluk alanındaki gücünü pekiştirmek amacıyla kurulan KSS Komitesi, şirketin tüm departmanlarından birer temsilcinin katılımıyla oluşuyor. Komite üyeleri sürdürülebilirlilik alanında eğitimler aldıktan sonra vizyon, strateji ve öncelikleri belirleyerek faaliyetlerine başladı. Sanofi'nin yürüttüğü kurumsal sosyal sorumluluk projelerine gönüllü olarak destek olan KSS Komitesi, bir yıl içinde Geleceğin Kadın Liderleri, Okulda Diyabet Programı, ALS hastalık farkındalığı, Soma Maden Kazası bağış kampanyası gibi çeşitli aktivitelerin yanı sıra Sürdürülebilirlik Raporu'nun hazırlanmasında da önemli bir rol üstlendi.

Sanofi grubunun stratejik öncelikleri 'Hastalar, Etik Anlayış, Çalışanlar ve Çevre' olmak üzere 4 ana başlıkta toplanıyor. Sanofi Türkiye Ülke Başkanı Jacques Nathan, Sürdürülebilir Kalkınma kavramının raftan alınacak bir "ürün" değil; gezegenimiz için el ele verip üzerinde ilerlenecek bir yol olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sanofi Türkiye olarak, ikinci Sürdürülebilirlik Raporumuzu sunmaktan mutluluk duyuyoruz. "Sürdürülebilirlik" gibi, hepimiz için büyük önem taşıyan bir konuda çalışmalarımızı ortaya koyan bu raporu kamuoyuyla paylaşmak, tüm Sanofi Türkiye ekibini onurlandırmaktadır. İlkelerimiz, hedeflerimiz ve global vizyonumuz doğrultusunda etik ve sorumlu iş yapma biçimimizi yansıtan bu raporda sadece şirket performansımızı değil, aynı zamanda işimizi geleceğe taşımanın değişen dünyamızda ayrı bir önem ve değer kazandığını da ortaya koyuyoruz. Kurumsal Sosyal Sorumluluk bilincini stratejilerimize dahil etme ve paydaşlarımızın beklentilerine yanıt verme kararlılığımızı gelecekte de sürdürerek daha büyük hedeflere hep beraber ulaşacağız."

Lüleburgaz tesislerinde son beş yılda su tüketimi yüzde 57, enerji tüketimi yüzde 30 azaltıldı

Sürdürülebilirlik Raporu'nda, Sanofi Türkiye'nin çevreci yaklaşımı ve hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleri ile kurumsal vatandaş olma ilkesinin gereklerini yerine getirdiği vurgulanıyor. Rapora göre Lüleburgaz tesislerinde 2012 ve 2013 yıllarında enerji verimliliğini artırmak amacıyla çeşitli çalışmalar yürütüldü. Zentiva Lüleburgaz Tesisleri'nde birim ambalaj başına düşen enerji tüketimi son beş yılda yüzde 30; birim ambalaj başına doğrudan CO2 salımı yüzde 36 ve birim ambalaj başına su tüketimi yüzde 57 azaltıldı. Kağıt ambalajlarda ise 2013 yılında %42 oranında geri dönüşüm sağlandı.
Ar-Ge merkezinin ortalama bütçesi 15 milyon TL

Raporda öne çıkan konular arasında Sanofi'nin klinik araştırmalarda üstlendiği öncü rol yer alıyor. Türkiye'nin yüzde 84'ünü kapsayan klinik araştırmalar yürüten Sanofi Türkiye, 2013 sonu itibarıyla Faz I - Faz IV, 35 klinik araştırma projesi yürüttü. Ege Üniversitesi ile yaptığı işbirliği kapsamında 2013'te dört öğrenciye başarı bursu verdi. AkademiKA İyi Klinik Uygulamalar Eğitimi kapsamında 10 yılda 36 kez düzenlenen eğitimlerden 1750 katılımcı faydalandı. Toplam 74 kişinin çalıştığı Ar-Ge merkezinin ortalama bütçesi ise 15 milyon TL.

Sanofi Türkiye, Ar-Ge çalışmalarının yanı sıra Avrupa'nın en büyük üretim merkezlerinden biri olan Lüleburgaz Üretim Tesisleri, 2013 yılı itibarıyla üretiminin yaklaşık yüzde 12'sini 40 ülkeye ihraç etti. 1.700 çalışanı bulunan ve dış satın almalarının yüzde 69'unu yerel tedarikçilerden gerçekleştirerek ekonomik kalkınma için katma değer yaratan Sanofi Türkiye, ülkede toplam ilaç sektörü üretiminin yüzde 18'ine sahip. Yenilikçi tedavi çözümleri, biyoteknoloji, aşılar, tüketici sağlığı ürünleri, eşdeğer ilaçlar ve hayvan sağlığı ile geniş bir ürün yelpazesi sunan Sanofi, kaliteli işgücü, etik yaklaşımı, bilimsel ve akademik işbirlikleri ile ekolojik çevreyi de koruyarak sağlık hizmetlerine erişim sağlıyor.

Sanofi Türkiye yöneticilerinin yüzde 40'ını kadınlar oluşturuyor

Sanofi hem kadın çalışan istihdamıyla hem de hayata geçirdiği uygulamalarla sağlık sektörünün öncü kuruluşlarından. Sanofi Türkiye'nin 2013 itibariyle yüzde 26 oranına tekabül eden 448 kadın çalışanı bulunuyor. Kadınların Sanofi genelinde yönetim düzeyinde temsil edilme oranı yüzde 45 iken, bu oran Sanofi Türkiye'de yüzde 40 civarındadır.

2010 yılından bu yana Dünya Kadın Forumu'nun sponsoru olan Sanofi, Türkiye'de KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) işbirliğiyle Geleceğin Kadın Liderleri ve Fırsat Eşitliği Modeli projelerini hayata geçiriyor. Fırsat Eşitliği Modeli projesinin pilot şirketlerinden Sanofi, Türkiye değerlendirme sürecini ilk tamamlayan kuruluş oldu ve Fırsat Eşitliği Modeli sertifikasını aldı.

Sanofi, farkındalık ve bilinçlendirme projelerine devam ediyor
Hastaların sağlığa erişimi konusunda toplumsal farkındalık yaratmaya katkı sağlamak amacıyla pek çok kurumsal sosyal sorumluluk projeleri geliştiren Sanofi Türkiye'nin koşulsuz desteklediği, çok sayıda insanın hayatına dokunan projelerinden biri de Okulda Diyabet Programı. Türkiye'de bir ilk olan ve 2010'da Sağlık Bakanlığı Diyabet Kontrolü programı kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği tarafından yürütülen "Okulda Diyabet Programı"na Sanofi koşulsuz desteğini sürdürüyor. Şişmanlık ve sağlıklı beslenme ile ilgili öğretmenlerde ve öğrencilerde farkındalık yaratma konusunda iki yılda önemli ve somut mesafeler kat edildi. Proje kapsamında dört yıl içinde 7,5 milyon öğrenciye, 600 bine yakın öğretmene ve 580 bin veliye ulaşıldı.