Haberler
İstanbul'daki aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedeni bulundu

Aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

Olay iddia: 7 kişiyi öldürüp intihar eden cani 'Karım beni aldatıyor' demiş

7 kişiyi öldüren cani tek bir cümle sarf edip silahına sarılmış

CHP'li Karabat'tan gündem yaratacak iddia: 200 TL'ye tüm kimlik bilgileriniz satılık

CHP'li isim video paylaşıp skandal bir iddiada bulundu

Görüntü Türkiye'den! Yolun ortasında donan at, kaskatı kesildi

At donduran soğuk

Sanık Uzman Çavuş: Ben Bunların Emrini Dinlemedim

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'daki darbe girişimine katılarak AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nı işgal eden 14'ü tutuklu 74 asker'in yargılandığı davanın ikinci duruşması sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.

FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'daki darbe girişimine katılarak AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nı işgal eden 14'ü tutuklu 74 asker'in yargılandığı davanın ikinci duruşması sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor. Duruşmada ifade veren uzman çavuş "Ben bunların emrini dinlemedim. Askerlerimizin şarjörleri takılıydı. Yüzbaşı 'Kimse emrimden çıkmayacak, ateş edin' dedi. Ben de 'Emri dinlemem askerlere vur emri veremem' dedim" şeklinde ifade verdi.

Silivri Ceza İnfaz Kurumlarının karşısındaki mahkeme salonunda yapılan ilk duruşmaya, haklarında "Anayasayı ihlal", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez müebbet hapis cezası istenen 14 tutuklu ve 31 tutuksuz sanık katıldı. Davanın tek müştekisi olan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk duruşmaya gelmedi. Külünk'ü duruşmada avukatları temsil etti.

"BEN BUNLARIN EMRİNİ DİNLEMEDİM"

Tutuklu uzman çavuş Fahrettin Kemal ifadesinde, araçlarla yolda giderken bazı vatandaşların kendilerini alkışladığını, bir süre sonra önlerinden geçen bir minibüsten kendilerine küfür edildiğini; fakat birşey anlamadıklarını belirterek, "Araç kullandığım için neler olup bittiğini telefona bakıp sosyal medyadan öğrenme şansım olmadı. AK Parti il binası önüne geldiğimizde nereye geldiğimizi yeni anladım. Emir komuta o gün sanıklardan binbaşı Faruk Şimşek de olduğu için araçtan inen herkesi bir yerlere yönlendirdi. Ana giriş kapısının olduğu yerdeydim, Şimşek gelip emirler verdi. 'Buranın emniyetini alacağız, kimseyi geçirmeyin' diyordu. Bu arada vatandaşlar toplanmaya başladı saat 23.45 civarındaydı. Kalabalıklaşan halk bize tepki gösterip küfür ediyordu. Biz de 'Ne oluyor?' dedik. O sırada havaya iki el ateş edilince halkın tepkisi arttı. Vatandaşlardan biri, 'Burada kardeşin polis olsa onlara da sıkacaksın' deyince ben de 'Kardeşim zaten polis kimseye ateş etmem' dedim. Yüzbaşı Gökhan Güney iki el ateş etti. Halk daha çok toplanmaya başladı. Üstümüze gelmeye başladı. Ben bunların emrini dinlemedim. Askerlerimizin şarjörleri takılıydı. Gökhan Güney, 'Kimse emrimden çıkmayacak, ateş edin' dedi. Ben de 'Emri dinlemem askerlere vur emri veremem' dedim ve askerlere 'Geri çekilin' dedim. O arada bölük komutanımız, 'Emir komuta ben de onların sözünü dinlemeyin geri çekiliyoruz' dedi ve geri çekildik" diye konuştu.

"BİZİM ÜZERİMİZDE OYUN OYNANIYOR DEDİM"

Çekildikleri yerde yanında birkaç askerin olduğunu belirten Fahrettin Kemal, "Onların şarjörlerini çıkarttım, 'Kimse birşey yapmasın, bizim üzerimizde bir oyun oynanıyor' dedim. Ondan sora halk bize su getirdi. Önümüze barikat kurdu. Bayrak salladık, İstiklal Marşı söyledik. ondan sonra çevik kuvvet ekibi geldi, bizi oradan başka bir yere yönlendirdi. 01.30 civarında polis olan kardeşim telefonla aradı. 'Sizin üzerinizde bir oyun oynanıyor, teslim ol' dedi. Ben de kardeşime zaten teslim olmak istediğimizi söyledim. Savaş uçakları geçince Yüzbaşı Hasan Hüseyin Altunsoy'un yere yattı. Bunun üzerine 'Hem ülkeye ihanet ediyor, bir de savaş uçağı geçince yere yatıyor' dedim. Olay günü saat 03.30 gibi AK Parti İl Binası önünden ayrılarak saat 04.30 gibi kışlaya geri döndük. Pazartesi tekrar mesaiye başladığımda polisler gelerek gözaltına aldılar" dedi.

"EMİR KOMUTA ZİNCİRİNİN SONUNDA BULUNUYORUM"

Hakkındaki suçlamaları reddeden tutuklu sanık uzman çavuş Arif Emre Esen "Emir komuta zincirinin en sonunda bulunuyorum. Benim hiçbir rütbelinin emrini sorgulama gibi bir durumum söz konusu olamaz. Kışladan çıktığımızda nereye gideceğimizi bilmiyorduk. Araç komutanıma nereye gideceğimizi sordum, ama bana cevap vermedi. Araçtan indiğimizde ancak nereye geldiğimizi öğrendim. Tatbikat için toplandığımızı sanıyordum.Tanımadığımız iki yüzbaşı ve bir binbaşı bize emirler veriyordu. Daha sonra AK Parti'nin binasına geldiğimizde güvenliği salama yönünde emirler aldık. Halk toplanıp tepki vermeye başladı. Daha sonra bir vatandaş, 'Abi siz askersiniz, bunlar da polis. Sizi birbirinize kırdırmaya çalışıyorlar' dedi. Bana bina içinde bir televizyondan haberleri gösterdiler. Genelkurmay Başkanı'ndan haber alınamadığı yönünde bilgiler veriliyordu. Şaşırdım. Olayın farkına vardıktan sonra geri çekildik. Başımızdaki binbaşı, 'Hiçbir şekilde geri çekilmiyorsunuz' yönünde emir verdi" dedi.

MAHKEME BAŞKANINDAN TEPKİ

Mahkeme Başkanı Ali Öztürk'ün, "Size geri çekilmiyorsunuz emrini kim verdi?" sorusuna, tutuklu sanık Esen, "Emri vereni görmedim, üstünde hücum yeleği vardı" yanıtını verdi. Bunun üzerine Öztürk, sesini yükselterek, "İsim ver. Üzerindeki yeleği ve rütbesini görüyorsun da kim olduğunu mu bilmiyorsun?" diye tepki gösterdi. Duruşma sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor

İDDİANAMEDEN

236 sayfalık İddianamede, 1 Binbaşı, 2 yüzbaşının da aralarında bulunduğu 14 rütbeli tutuklu ve tutuksuz yargılanan 60 er hakkında, "Anayasayı ihlal", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. İddianamede, bir kısım şüpheliler hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, diğer bazı şüpheliler hakkında ise "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. - İstanbul

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title