Haberler
Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Tartışma yaratan Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Komisyonda gerginlik! Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler salonu terk etti

CHP'li vekilin sözleri sonrası Bakan Güler salonu terk etti

Sanayiyi Zayıflatan İnşaat Ekonomiyi Zorluyor"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ekonomist Mustafa Sönmez, inşaat ve sanayi sektörlerini incelediği raporda, Türkiye ekonomisinde ağırlığın 12 yılda sanayiden inşaata döndüğüne, bu süre içinde imalat sanayiinin banka kredilerinden aldığı payın yarı yarıya düştüğüne dikkat çekti.

Ekonomist Mustafa Sönmez, inşaat ve sanayi sektörlerini incelediği raporda, Türkiye ekonomisinde ağırlığın 12 yılda sanayiden inşaata döndüğüne, bu süre içinde imalat sanayiinin banka kredilerinden aldığı payın yarı yarıya düştüğüne dikkat çekti.

Sönmez, imalat sanayinin geri plana atılırken döviz üretme kapasitesi zayıf, İstanbul rantı odaklı inşaat-emlak sektörü, perakendecilik, hizmet sektörlerinin özendirildiğini belirterek, "Önemli kur riskleri taşıyan büyük dış borçlanmalarla gerçekleştirilen bu sektöre yönelişler, Türkiye'nin döviz kazanma kapasitesi ve yeteneğini zayıflatırken, sanayinin de hızla rekabet gücü kaybına ve zafiyetine yol açtı" dedi.

Ekonomist Mustaf Sönmez raporu DHA'ya değerlendirdi. Sönmez, inşaatın döviz üreten bir sektör olmadığı için, inşaata ağırlık vermenin ciddi bir döviz açığına neden olduğu ifade ederek, "Makro politikalar sanayiye yönelmeyi gerektiriyor. AKP döneminde bir inşaat odaklı gelişim yapıldı. AKP'de bundan vaz geçmek istemeyen bir grup var ve Cumhurbaşkanı da son TOBB'da yaptığı konuşmasında bırakmak niyetinde olmadığını gösterdi" dedi.

Sönmez, inşaatın şirketler açısında ciddi bir angajman olduğunu belirterek, "İnşaat sektöründe makina parkları oluştu, markalaşmalar oluştu. Rant nedeniyle ciddi bir gelir kapısı oluştu. Bunun için inşaatın ciddi vergilendirilmesi lazım ki sanayiye yarar sağlasın. Arkası kesilmeyen bir yatırım var. Bu beklentilerle ilgili. Buna devam edenler sorunların aşılacağını umuyorlar" diye konuştu.

"SEKTÖRDE ÇOK CİDDİ KIRILMALAR GÖREBİLİRİZ"

Sönmez, lirada son dönemde yaşanan değer kaybına dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son günlerde yaşadığımız yüksek kur ve bunun için alınacak önlemler, inşaat sektöründe tekrar bir talep daralmasına neden olacak. Sektörde çok ciddi kırılmalar görebiliriz, önlerine böyle bir daralma ihtimali gelebilir. Bu durumda da hükümet konut üzerinde bir dizi kurtarma operasyonunu, yakınlık duyduğu isimlere yapacaktır. Zarar ziyan da bütçeden karşılanır. Ancak inşaat sektöründe ciddi bir çöküş beklemiyorum."

"2015'İN DAHA GRİ OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM"

Konut kredisi ödemelerinde, Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) verdiği datalara bakıldığında henüz vahim bir geriye dönüş tasfiyesi olmadığını belirten Sönmez, "TBB dataları çerçevesinde kredinin geri dönüşü çok alarm verecek bir boyutta değil. Talep daralması özellikle ipotekli konutlarda görünüyor. 2015'in 2014'e oranla daha gri olacağını düşünüyorum. İnşaatın daraldığı konjonktürler bütün ekonomilerde daralma yaratır" dedi.

"SEKTÖRÜN BALONLAŞMASINA NEDEN OLACAK"

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe de, Türkiye'de esas itibariyle sanayi üretimin artması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Uzun süredir Türkiye ekonomisi inşaata bağlı olarak gelişmeye çalışıyor ve bu özellikle tetikleniyor. Türkiye'nin genç bir nüfusu var, bu sanayi sektörü ve üretim alanlarına yönelik yatırımı gerektirir. Ne yazık ki uzun süre istihdam yaratmayan konuta ağırlık verildi. Kastettiğimiz şey altyapı yatırımları değil. Altyapı yatırımları yapılmalı. Ama ihtiyaç dışı, lüks nitelikli konut üretimlerine yer vererek, özellikle kentte yapılan konut üretimi gelecek kuşakların doğal kaynaklarını da ortadan kaldırmayı doğruyor."

Gökçe, inşaat sektörünün denetimsiz, plansız, bilim ve akıl dışı büyüdüğünü ifade ederek, "Bunun ülkemiz açısından olumsuz olduğu söylenebilir; çünkü, inşaat dışa bağımlı bir sektör, özellikle enerjide. İnşaat sektörü de bu enerjiyi fazlasıyla kullanıyor. Döviz ve enerjiye bağlı olarak maliyetlerde ki artış, bu sektörün giderek balonlaşmasına neden olacak" diye konuştu.

İNŞAATIN KREDİLERDEN ALDIĞI PAY YÜKSELİYOR

Raporda yer alan Merkez Bankası verilerine göre, özel firmalar 2002 yılında dışarıdan sağladıkları 29 milyar dolarlık kredinin yüzde 27'sini imalat sanayinde kullanıyordu. Ancak 2014 yılında kullanılan kredi tutarı 164 milyar doları bulurken imalat sanayi için kullanılan pay, yüzde 13.6'ya kadar geriledi.

Özel sektörce sağlanan uzun vadeli dış borçların sektörlere dağılımında en çarpıcı gelişme 2002-2014 döneminde inşaat-emlak sektöründeki yoğunlaşmada görüldü. Bu sektör için firmalar dışarıdan 2002'de 1.5 milyar dolar kullanmışken 2014'te kullandıkları dış kaynak 13 milyar dolara yaklaştı ve sektörün payı da yüzde 5'ten yaklaşık yüzde 8'e çıktı.

İMALAT SANAYİNİN PAYI YARI YARIYA DÜŞTÜ

Rapora göre, kredilerin yöneldiği alanların başını tüketici kredileri çekti ve payı 2013'teki yüzde 10'luk düzeyden yüzde 26'ya kadar çıktı. Bu dalda konut kredileri üçte birlik yer tuttu. Konut kredisi rüzgarıyla da büyüyen inşaat-emlak sektörü, banka kredilerinden en çok pay alan bir diğer sektör olarak öne çıktı.

2003'te bu sektörün toplam kredilerdeki payı yüzde 8.3 iken 2014'te yüzde 11.5 a kadar arttı. İmalat sanayii ise 2003 yılında banka kredilerinden yüzde 42.5 oranında pay alırken, sanayisizleşme sonucu 2014 yılında payı yaklaşık yüzde 21'e düştü. - İstanbul

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title